Bölüm 33

2.6K 54 2
                                    

İyi Okurlar;



Yavuzdan devam;

Masal birden bayılınca onu da hastaneye kaldırdık şuan sakinleştirici iğne etkisinde uyuyordu. Hem hamile hem de bu haber çok ağır gelmişti ona.

Aradan bir kaç saat sonra ağabeyimin ameliyatı bitmişti içeriden doktorlar çıktığında hemen yanlarına koştuk.

"Barlas Bey şuan komada uyutuyoruz çok zorlu bir ameliyat geçirdi."

"Uyanacak ama değil mi?"

"Uyanıp uyanmaması bundan sonra onun elinde geçmiş olsun."

Hay ben böyle işin

"Yavuz ağabeyin uyanacak değil mi?"

"Uyanacak dayem uyanacak doğmamış bebeğini bırakıp nereye gitsin."

Aradan bir saat sonra masalın odasından sesler geliyordu hemen odaya koştum. Hemşireye bağırıyordu.

Masaldan devam;

Gözlerimi açtığımda ilk kolumdaki serum dikkatimi çekti. Doğru ya en son Barlas kaza yapmıştı. Odada ki hemşire çarptı sonra gözüme.

"Barlas o nasıl?" diye seslendim.

"Benim bir bilgim yok maalesef ama ailenizi çağırabilirim." Hemen kalkmaya çalıştım yataktan bir şey olmuştu kesin.

"Hanımefendi ne yapıyorsunuz kalkamazsınız." Zorla beni yatağa oturtturdu.

"Bıraksana beni ne tutuyorsun bırak." Odanın kapısı açılmıştı birden. Yavuz içeriye girip;

"Tamam, ben ilgilenirim sağ olun."

Ahlasın yanına gidip karşısında durdum.

"Yavuz kötü haber verme ne olur." İki kolumdan tutup beni yatağa oturtturdu.

"Sakin ol masal bebeğe zarar veriyorsun."

"Oda babasını merak ediyor. Söyleyin artık bir şey mi oldu Barlas'a."

"Ameliyattan çıktı ama komada uyutuyorlar şuan."

"Uyanacak ama değil mi?"

"Belli değil diyor doktor."

"Ne demek belli değil ne diyorsun sen yavuz."

Karnıma giren sancıyla iki büklüm oldum. Canımı yakmıştı.

"Masal iyi misin ne oldu?"

Yavuz kolumdan tutup korku dolu gözlerle bana bakıyordu.

"İyiyim sancı girdi sadece." Diyebildim.

"Tamam, sen burada yat dinlen bir gelişme olursa ben sana haber veririm bebeğe bir şey olmasın bari."

Tamam diyebildim sadece bebeğim içindi oda. Barlas orada yatarken ben burada duramıyordum.

Ona bir şey olacak ihtimali bile içimi yakıyordu. Ben aslında ne kadar kızsam da bir o kadar bağlanmıştım ona.

Yatağa uzandım kapattım gözlerimi ellerimi bebeğimi hissetmek için karnıma bastırdım sakin ol bebeğim baban bizi bırakmayacak. O hep senin yanında olacak. Uykunun esiri olmak üzereydim.

Hastane koridorundan gelen çığlık sesiyle açtım gözlerimi. Neler oluyordu.

Zozan dayenin sesine benziyordu bu. Yataktan doğrulup ayağa kalktım kapıya doğru ilerlediğimde bir çığlık daha duydum.

"Barlas bizi bırakıp gitmez."

Duyduklarımla tuttuğum kapının kolunu biraz daha sıktım. Bacaklarımdan ayaklarıma kadar bir sıvı döküldü. Aşağı doğru kafamı eğdiğimde kanla karışık suydu. Hayır, bebeğim simdi gelemezsin babana ne oldu öğrenmemiz gerek. Belime giren sancıyla çığlık attım.

Ah, canım çok yanıyordu. Bir kez daha çığlık atmamla içeriye daha deminki hemşire girdi.

"Sakin olun doğum başlamış size hemen sedye getiriyorum." Beni yatağa oturtturup gitti.

Ben istemiyorum doğurmak ben Barlas'a gitmek istiyorum. Yeniden ayağa kalkmayı denedim ama bu seferde karnıma ağrı girmişti.

Olmuyordu gidemiyordum ona hüngür, hüngür ağlıyordum. Bir şey olmuştu Barlas'a ama ben göremiyordum onu.

Ah, bu kez hemşirenin yanında doktorlarda vardı beni tutup sedyeye yatırdılar.

"Ben barlas'ı görmek istiyorum beni onun yanına götürün yoksa doğurmam."

Koridora çıkmıştık beni böyle çığlık çığlığa gören hozan daye koşa, koşa yanıma geldi.

"Kızım sakin ol bak bebeğe bir şey olacak sen sağ salim gir çık o zaman görürsün Barlas'ı."

"İstemiyorum daye ben onsuz bir dünyaya bebek getirmek istemiyorum."

"Kendine gel gelin Barlas duymasın bunları."

Ağlıyordum sancım gittikçe artıyordu direnemiyordum. Kendimi serbest bıraktım doktorlarda görevini yapıp beni doğumhaneye aldılar.

Yavuzdan devam;

Masalı sonunda doğuma ikna edebilmiştik. Dayemle ikimiz ağabeyimi kapısında bekliyorduk. Masalın doğuma girmesinin üzerinden bir saat geçmişti. Arada ben gidip ona da bakıyordum bir haber var mı diye. Doktorların söylediğine göre bebek zorlu bir doğum geçiriyormuş annede stresli olduğu için daha da zorlaşıyormuş.

"Oğul kalk Masala bak da gel bir haber var mı?"

"Tamam, daye gidiyorum." Doğum haneye doğru ilerledim tabi Masal doğuma girdiğinde biz herkese haber verdiğimiz için ağabeyleri falan hepsi kapıda bekliyorlardı.

Masalın abisi civanın yanına gittim.

"Bir haber var mı civan."

"Yok, hala bekliyoruz. Sizden bir haber var mı?"

"Bizde hala bekliyoruz." Tam geri ağabeyime bakmaya gidiyordum ki masalın doktoru çıktı.

"Gözünüz aydın bebek sağ salim doğdu. Anne biraz yorgun onu biraz uyutmamız gerek onun dışında bir problem yok rahat olabilirsiniz."

"Sağ olun doktor bey." Diyebildik. Bir yanım mutluydu bir yanım üzgün bir yanım buruk.

Mutluydum yeğenim doğdu. Üzgündüm ağabeyim komada. Buruğum çünkü ağabeyim bu heyecanı yaşayamadı.

Ağabeyim kaldığı yoğun bakımdan ağlama ve bağırma sesleri geliyordu. Hemen hepimiz oraya koştuk. Dayem yere dizlerinin üzerinde oturup ağlıyordu. Yanına gittim.

"Daye ne oldu."

"Ağabeyin öldü Yavuz o öldü."

Duyduklarımla bütün kan beynime sıçramıştı.

Ne demek ağabeyin öldü. Hemen yerden kalkıp yoğun bakımın camına koştum. İçeride ağabeyim vardı ama üzerini çarşafla kapatmışlardı. Olamaz onun daha yeni bebeği oldu. O daha yeni baba oldu.

Çocuğunu görmeden ölemez o çok istiyordu bu bebeği.

Lanet olsun.

Art arda cama vuruyordum uyan ağabey uyan senin daha çok yaşanacak hayalin var kalk oradan orası sana hiç yakışmıyor.

Odadan hemşire çıktı bende yanına gittim.

"Neden onu kurtarmadınız."

"Beyefendi biz elimizden geleni yaptık ama kurtaramadık üzgünüm."

"Senin üzgün olman hiç bir şeyi değiştirmiyor." Diye kükredim yüzüne. Korkmuştu kız geri çekilmişti. Civanın kolumu tutmasıyla ona doğru dondum. Sarıldı bana destek verircesine

Peki, biz bunları şuan yaşıyorduk Masal uyanınca ona ne diyecektik bebeğinin babası öldü mü diyeceğiz o kız daha lohusa nasıl kaldıracak bu acıyı.

Töre'de AŞK Ne ARAR?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin