Bölüm 34

2.6K 57 1
                                    

İyi Okurlar;


Bir kaç saat sonra Masaldan;

Odanın içinde bebek sesleri vardı. Sanki rüyada gibiyim gözlerimi usulca açtım. Zozan dayenin kucağında bir bebek vardı bu benim bebeğim miydi?

Minik elleriyle çırpınıyordu bir şey anlatmak ister gibi minik sesiyle odayı şenlendiriyordu. Zozan daye benim uyandığımı fark ederek bana seslendi.

"Uyandın mı kızım."

"Evet daye. O benim bebeğim mi?" hozan daye kafasını sallayıp yanıma geldi kucağıma miniğimi bıraktı bu onu ilk görüşümdü.

Çok küçüktü, minik elleri varidi. Minik dudakları, minik burnu vardı.

Aynı babasına benziyordu onun gibiydi yüz şekli, çok güzel bir bebeksin sen. Dayeme dondum merakla.

"Ne zaman çıkabiliriz."

"Doktor bu akşam çıkabileceğimizi söyledi kızım."

"Peki, Barlas nasıl bir gelişme var mı durumunda." Yüzü yanlış bir şey söylemişim gibi ben beyaz oldu.

"Kızım. "deyip ağlamaya başladı. Ağlıyordu ama içinden can çıkarcasına ağlıyordu. Bir şey olmuştu Barlas'ıma.

"Daye konuş ne oldu?" bende ağlıyordum artık.

"Kaybettik."

Kulaklarım işlevini yitirmiş gibi hiç bir şey duymuyordu uğulduyorlardı, gözlerim durmaksızın gözyaşı döküyordu, kalbim sanki durmuştu. Zaman kavramı yoktu.

Bu acı tarifsizdi inanmak istemiyordu insan, içimden bağırarak ağlamak geliyordu ama ağzımı açacak gücü bulamıyordum kendinde.

Barlas, bebeğimin babası benim daha yeni, yeni alıştığım, sevmeye başladığım adam artık yoktu.

Biz ne yapacağız onsuz. Bebeğim kime baba diyecek, yere düştüğünde kim kaldıracak onu yerden. Babasız mı büyüyecek benim kuzum.

Olmuyordu çıkamıyordum düşüncelerden. Düşüncesi bile bu kadar acımasızcayken biz nasıl gerçeğine katlanacağız.

Ahlasın beni kollarımdan sarmasıyla kendime geldim. Bende biliyordum yoksa çıkamazdım ben düşüncelerin arasından.

"Masal kendine gel bak bebeğin var senin onu düşünmen gerek."

"Yavuz canım çok yanıyor." Diyebildim

"Biliyorum yenge biliyorum ama bu sekil davranarak bebeğine zarar verirsin."

"Eve gidelim Yavuz duramıyorum ben burada."

"Tamam, siz hazırlanın ben doktorla konuşup geleceğim."

Dayemle göz göze geldik. Onunda içi yanıyordu. Onun benden daha fazla yanıyordu hem de. Oğlunu kaybetmişti, ilk göz ağrısını.

"Bakma bana öyle gelin seni ve bebeğini yetim gördükçe içim daha da burkuluyor."

"Bebeğim daha babasını görmeden yetim kaldı daye."

Miniğim babasının yokluğunu anlamış gibi ağlamaya başlamıştı. Zozan daye yerinden kalkıp miniğimi aldı. Kucağında benim kadersiz yavrum diye sallıyordu.

İçeriye Yavuz girdi.

"Hadi hazırlanın sizi konağa bırakayım doktor izin verdi."

Töre'de AŞK Ne ARAR?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin