15.Bölüm

2.9K 375 86
                                    

|15|Sandığın en altında unutulmuş kahverengi defteri aldı ve üzerindeki tozları bir nefeste temizledi. Bir süre elindeki defteri açıp açmamak arasında düşünüp durdu ve merakına yenik düşerek yavaşça açtı. Simsiyah sayfaların üzerine beyaz kalemle yazılmış, "Bazen ne yaparsan yap, yazgından asla kaçamazsın." cümlesini okuduğunda, işaret parmağını dudağının üzerine götürerek düşünmeye başladı.

Hayatın ona hazırlamakta olduğu planları bilmeden...

|15.|

Yürüdüğüm yollar, geçtiğim sokaklar ve mırıldandığım şarkılar kısacası bu dünyadaki her şey anlam kazanmaya başlıyordu. İnsan sevmek hissine kendini kaptırdığı zaman yaşamanın farkına varıyor ve değerini anlıyormuş.

Eve gelir gelmez ilk yaptığım iş yatağıma uzanıp Deniz'in suretini gözlerimle tavana yansıtmaktı. Ellerimi boynumun altında birleştirerek yüzümdeki tebessüm eşliğinde sadece onu düşünüyordum. Bu sayede biraz olsun gerçek dünyadan uzaklaşıp sevgi dolu olan dünyaya yani sadece Deniz'in dünyasına gidebiliyordum; onu düşündükçe etrafımdaki her şey anlam kazanmaya başlıyordu yavaş yavaş. Ardından, derin bir nefes alarak: "Ah Deniz, sen ne muazzam bir şeysin! Her gün içimde büyüyen bir aşksın..." diye mırıldandım gülümseyerek.

Odanın sessizliği ruhuma karışıp içimdeki Deniz sevgisine ahenkle eşlik ediyordu.

***

Gün aydınlanmaya başladığında göz kapaklarım uykuya yenik düşmüştü. Annemin "Hadi kızım geç kalacaksın" diye seslenmesiyle yatağımdan bir hışımla fırladım. Bugün Seher'i görmeye gidecektim. Onun nasıl olduğunu deli gibi merak ediyordum. Her zamanki veda faslından sonra servise gelmeyeceğimi söyleyerek Seher'in evine doğru koşar adımlarla yürümeye başladım. Her gün yürüdüğüm yollar sanki ben adım attıkça daha da uzuyordu...

Seherlerin mahallesine geldiğim an yolun başında ip atlayan çocukları bir süre izledikten sonra:

"Heyyy! Bakar mısınız?" dedim ses tonumu yükseltmeye çalışarak.

Ellerindeki ipi yere atarak bana doğru yürümeye başladılar. Bir anda, etrafımı saran çocuklar:

"Hee baktık. Ne var?"

"Şey... Seher'in evinin hangisi olduğunu soracaktım. Biliyor musunuz?"

Bir gözü diğer gözünden küçük olan sarı saçlı çocuk yanındaki arkadaşlarına bakarak alaycı bir gülüş attı. O anlar da bacak kadar çocuklardan korkmuştum. Göz göze gelmemek için etrafımdaki yıkık dökük evleri seyretmeye başladım. Ön dişleri olmayan, üstü başı toz içinde, saçlarına rastgele makas atılmış gibi biri uzun biri kısa kesilmiş saçlarıyla:

"Seher hamileymiş. Anam dedi bana. Onların kapısında ip atlamayın o pis kız dedi. Pis kız ne demek abla?"

"İnanmayın böyle şeylere. Yok öyle bir şey."

"Ama benim anam yalan söylemez ki. Anam her şeyi bilir varya. Şimdi sen bizim mahalleye geldin ya onu da bilir."

"Büyükler bazen her şeyi bilmezler, sadece konuşmak için konuşurlar."

"Peki, sen her şeyi biliyor musun?"

"Her şeyi bilseydim Seher'in evini size sormazdım değil mi?"

"Benim anam asla yalan söylemez. Sensin yalancı!" dedi kaşlarını çatarak.

Yerden aldığı taşı kafama doğru fırlattığında "Tamam ufaklık, annen yalan söylemez" dediğimde, küçük kız kaşlarını çattı ve sinirle:

EN ACI AŞK (BİTTİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin