25. Bölüm

61 13 1
                                    

"Abi nereye kayboldunuz. Aklıma türlü şeyler geldi."

"Hakkını helal et kardeşim. Senden kaçmadık yanlış anlama."

"Yok estağfurullah, vardır bir hikmeti."

"Harun kardeşim, yaratana teslimiyetin takdire şayan. Lakin kullarda hikmet arama. Emre sana iblisi duyduğumu söylemiş olmalı."

"Evet, nasıl olduğunu merak ediyorum doğrusu."

"Alınma ama umduğunun şey apaçık bir keramet ise kendini fazla kaptırmasan iyi olur."

"Ama Emre kendisi konuşmadığı halde onun aklından geçenleri söylediğini anlatmıştı."

"Evet, Emre'ye aklından geçenleri söyledim ve bunların iblisin birer vesvesesi olduğunu da."

Emre söze karıştı;

"Harun abi lafı gevelemesek!.. Yani neden dün yaşadıklarımızı olduğu gibi paylaşmıyorsun?"

"Arkadaşlar, kendinize bir bakın ve birbirinden ne kadar farklı kişiler olduğunuzu bir düşünün. Kıyafetleriniz, yaşam tarzınız, dinlediğiniz müzik ten tutun damak tadınıza kadar. Sizce bünyeleriniz aynı mı?"

Madem bünyelerinizin farklı, diyelim ki bir doktara gittiniz. İkiniz de aynı sonuca varmak, sağlığınıza kavuşmak istiyorsunuz. İkinizde ateşinizin düşmesini, baş ağrısının geçmesini umuyorsunuz. Doktor size iki farklı tedavi önerdiğinde, "hayır bende arkadaşımla aynı ilaçları kullanmak istiyorum" der misiniz?"

Harun tatmin olmamış bir tavırla;

"Yani misal güzel ama durumumuz aynı mı, bilemedim."dedi.

Konuşmamı kesip arkaya kısa bir bakış atıp, gözlerimi kocaman açtım.

"Aaa arkadaki kamyon üstümüze geliyor." diyerek ayaklandım. Emre kalkar kalkmaz arkasını döndü. Harun ise masadan fırladığı gibi çay ocağına doğru yöneldi. Bir kaç adımdan sonra oda geriye baktığında kamyon filan olmadığını gördü. Tabi ben muzib bir şekilde gülmemi tutamamıştım.

"Abi ödümüzü kopardın."

"Neyse, şaka bir yana ikinizin tepkisi arasındaki farkı ve ortak yanı göstermek istedim. Emre ilk fırsatta arkasına baktı. Sen ise bir kaç adım sonra baktım. Bir kaç adım geçte olsa tehdidi kendin görmek için tepki verdin. İşte aranızdaki en önemli fark."

Emre'ye uygun bir dille olan biteni anlatmak kolay olmadı. Emre ve Harun, aramızda geçen uzunca muhabbetin sonunda iblisin konuşmalarını duyabildiğimi sır olarak saklayacaklarına söz verdiler. Çünkü gördük ki insanların böylesine bir hadiseyi kabullenmeleri kolay değildi. Üstelik iblis ile ilgili gerçeklere odaklanmak yerine, "falan yerde şeytanı duyan biri varmış" denmesi hedefi amacından çok saptırır, "filan yerde keramet sahibi bir zat varmış" gibi tehlikeli bir sapmaya dönüşebilirdi.

***

Artık yaşadıklarımı paylaşacak bir kaç kişi olması cesaretimi artırmıştı. Ancak ibliste bir o kadar hırslanmıştı. Her yerden aynı anda işbirlikçilerini harekete geçirmişti. Şimdiye kadar yöntemlerine şahit olmak için yanıma yaklaşmalarını engellemek istememiştim. Ancak rüyalarımda gördüğüm yazı ve cetvelleri kağıda dökmek için bir müddet onları yaklaştırmamaya karar verdim. Kendimle nerede ve nasıl yalnız kalacağım konusunda bir planım yoktu. Sigaraya ilk başladığım zaman kendimi en güvende hissettiğim yer gelmişti aklıma. Bodrum kattaki kalorifer dairemiz. Evet yaz boyunca binanın en çok yalnızlığa terk edilen yeriydi.

***

Not: Günlüğün bu bölümden sonraki kısmı şimdiye kadar okuduğunuz süreçten bambaşka bir sürece girecek. Yahya'nın bodrum katta yaşadıkları günlüğün en esrarengiz  notlarının olduğu kısım.  Ruhaniler ile irtibatın ve onları kullanmanın ilginç, bir o kadar da tehlikeli detayları yer almaktadır. Ürperebilirsiniz, ancak ben korkmayı gerektiren bir içeriğe rastlamadım. Yazılanları okuduktan sonra birini açtığınızda diğerine ulaşabildiğiniz sır kapıları açma fırsatı bulacaksınız.

Vesvese (Baskıya Hazırlanıyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin