27. Bölüm (2. ve 3. gün)

82 10 3
                                    

2. ve 3. gün gördüğüm kelimeler arasında Hummaeyln'in ismi vardı. Tüm kelime rakamlar birbiri ile bağlantıllıydı. Tamamladığım ilk çizime göre Hummaeyln ile görüşecektim. Yaptığım hesaplamalara göre bu çok yakındı. Bir kaç saat geçmeden Hummaeyln geldi.

"Esselamü alayküm."

"Ve aleyküm selam. Şükür kavuşturana."

"Nihayet vakit geldi. Artık benimle istediğin zaman irtibata geçmen senin elinde. Vallahi şimdi hem sen hem de ben nefsimizin elinden Allah'a (c.c.) sığınmaz isek azaptan kaçacağımız bir yer yoktur. Senin bana sual sormaktan, benimde sana doğru cevap vermekten başka çaremiz de yoktur."

"Neden ki? Yoksa sen bu kağıda yazdıklarımla farklı bir yet ki mi aldın."

"Hayır ama artık sen yetki vermeyi biliyorsun. Bende seni nefsim yönlendirmekten yeni yetkiler için nefsime yenik düşmekten korkarım. Sahip olduğun yeteneği kötüye kullanmaktan Allah'a sığınırım."

"Bu yetenek hakkında başka ne bilirsin. Önemi ve boyutu nedir."

"Ey Yahya, sözlerimi can kulağı ile dinleyesin. Bir kaç ilmi barındıran bilgiler edinmektesin. Bunlar sadece Allah'ın senin muradının yerine gelmesi için bir lütfüdür. Bu bilgiler pek çok tehlikeyi içinde barındırır. Hedefinden bir an bile saparsan hüsrana uğrarsın. Öğrendiğin ve öğreneceklerin yer yüzünde pek çok insanın aklını başından heyecan ve heveslere sürüklendiği, iblisin tuzaklarına düştüğü ilimlerdir. Bu ilimlerle ilgili pek çok yazıt vardır. Lakin neredeyse iblise hizmet etmeyen kaynak yoktur. Biz bu ilimlerin iki kaynaktan yer yüzüne yayıldığına inanırız. Biri Hz. Süleyman, diğeri Harut ve Marut adlı iki nurani. Hz. Süleyman cinlere hükmederek bu ilimleri cinlerden alarak yer yüzünde amel etti. Fakat cinlerden iblise tabi olanlar, Hz. Süleyman öldükten sonra bu ilimlerin kötüye kullanılmasını sağladılar. Bunun için yahudilerden bir kısmına bu ilmi kötüye kullanmayı öğrettiler. Yahudiler zaman zaman bu öğretileri kitap haline getirerek, fitne ve fesat dolu şer amelleri kendi neslinden olanlara gizlice aktardılar. Yeryüzünde artan kötülük ve fitneye karşı Harut ve Marut ilmi hayra kullanılması şartıyla diğer insanlarda öğretti. Fakat şu anda günümüze ulaşan yazıtlar sadece yahudilerin aktardığı kitaplardan ibarettir. Hayırlı amel niyeti ile saklanmamıştır. Harut ve Marut'un öğretileri ise sadece derin ilim sahibi insanların erişebildiği kadar yayılmıştır. Cinlerin iman edenler ise bu ilmi insanların nefisleri için kullanmalarından korkarar kitaba dönüştürülmesinden uzak durdular. Hz. Muhammed'in zamanında gaybın yasaklanması ve arzın geçitlerinin kapanmasıyla artık cinlerde bu ilmi zamanla unutmaya mahkum oldular. Şimdi yeryüzünde sadece yahudilerden kalan bir kaç kitaptan başka kaynak kalmadı. İşte bu kaynaklardaki nefse hizmet eden kötü öğretileri elinin tersiyle itip hayra çevirebilenler sadece derin ilim sahibi bir kaç insan olmuştur.

Ey Yahya sakın ha kendini o ilim sahiplerinden sanma. Senin öğreneceklerin aklını başından almasın. Bunlar sadece seni muradına götürecek benimde pek azını bildiğim, kısıtlı bilgilerdir. Senin hangi yollarla ne şekilde öğrendiğinin de bir kıymeti yoktur. Her şey sadece bir sebeptir. Muradından saptığın anda öylece kala kalırsın. Aynı senin gibi benimde bildiklerim kısıtlıdır. Benim yaptığım sadece bildiklerimi sana aktarmaktır."

"Peki neden sen burada durup bana her şeyi anlatmıyorsun da, böyle rüya alemlerine gidip geliyorum."

"İki nedeni var. Birincisi daha uzun sürer, ikincisi zihninden çabuk silinir. Sana söyleyeceklerim şimdilik bu kadar. Şimdi sen kaldığın yerden devam et. Bana fazla ihtiyacın olmadığını göreceksin. Bende seni rahatsız etmeden yanı başında olacağım. Taki o kağıdı ortadan kaldırıncaya kadar."

"Ama daha sana soracağım çok soru var."

"Sabırlı ol, zamanı tasarruflu kullan. Beni burada kalmaya mahkum edebilirsin, ama bana hükmetmiş değilsin. Gerekli görmedikçe sana cevap vermek zorunda değilim."

Son cümlesini garip karşıladım ve güldüm.

"İşte şimdi tıpkı bir insan gibi konuştun."

"Nasıl yani?"

"Yahu sana esir muamelesi yapma gibi bir niyetim yok zaten. "

"Ben de senin gibi sıradan biriyim işte, gün geçtikçe bana üstünlük taslamandan korkuyorum."

"Anlaşıldı, konuşmamız gerçekten de gereksiz sapmalara neden oluyor. Hadi sen bak işine, oyalama beni, gözüm görmesin seni."

İlk defa ona bakarken kaşlarımı çatmıştım. Hummaeyln sözlerimi o kadar ciddiye aldı ki sesi kısıldı, ağlamaya başladı.

"Ey Yahya, bana da kendine zulüm etmeyesin. Lütfen bu şekilde konuşma."

Böyle tepki vermesini beklemiyordum. Gülümseyerek karşılık verdim.

"Sakin ol Hummaeyln, sözlerim şaka idi. Vallahi benden sana zarar gelsin istemem. Şimdi bu kağıdı ortadan kaldıracağım. Ve seni elzem olmadıkça rahatsız etmeyeceğim."

Hummaeyln nasıl bir korkuya kapıldıysa, sadece "Tamam sen bilirsin." Diyebildi.

Hummaeyln ile vedalaşıp kağıdı imha ettim.

Vesvese (Baskıya Hazırlanıyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin