26. Bölüm (bodrum 1)

75 11 1
                                    

(Bu gün bordum kattaki yedinci günüm)

Şimdi ve bundan sonra yazacaklarımı okuyan her kim olursa bilsin ki;

"Bahsi geçen konular insana büyük bir heyecan ve heves verir. Sırra vakıf olmayan zaten boşa meşgul olur. Sırrı ancak ehli olan görür. Diyeceğim asıl işte o ehil olanadır. Eğer sonradan sırrı alenen ehil olmayanla paylaşırsan ehil olmaktan çıkar hüsrana uğrayanlardan olursun."

İtiraf etmeliyim ki yedi gündür başım kazan gibi oldu. Kısaca özetleyip hemen birinci günden itibaren notlarımı aktaracağım.

Meğer kainattaki her şey birbiri ile bağlantılıymış. Meğer her şey aklımızın alamayacağı devasa büyüklükte bir hesap ile kodlanmış. Hatta bu kodları kimin ne zaman ve ne kadarını çözeceği de kodlanmıştır. Her ne kadar yanından geçmese bile, beşeri aklımızın bir nebze kavraması için bilgisayar programlarının yazılımı gibi düşünülebilir. Her yazılım aslında sıfır ve birin yan yana dizilimi ile oluşur. Rakamlar harfe, harfler görsele dönüşür. İşte kainattaki her hadise de rakamların harfe, harflerin görsele dönüşmesiyle olur. Şimdi yüce kitabımız Kur'an'ın neden günümüzde arapça olarak bildiğimiz alfabe ile okunması ve bunun korunması gerektiğini daha iyi anlıyorum.

Her harfin birde sayı değerinin olması Kur'an'ın muazzam bir kod bankası olduğu gerçeğini gösterir.

Şimdi bu açıklamayı yazmama vesile olan, yedi günlük hadiseleri adım adım aktarayım.

1. Gün

Bodrumda eski bir koltuk takımı ve işimi görecek bir kaç eşya vardı. Bir kaç ilaveyle yukarıdaki odamı aratmamıştı.

İlk aklımdan geçen sabaha karşı gördüğüm rüyaları daha sık görmek için ne yapabileceğim idi. Çünkü Hummaeyln'in zihnime aktardığı bilgileri sabaha karşı gördüğüm bu rüyalarla hatırlıyordum. Önce sık sık uyuyup uyanacak yöntemler denedim. Bilgisayara bağladığım kulaklıkla saat başı alarm ile uyanmayı denedim. Sabaha kadar tüm denemelerim sonuçsuz kalmıştı. Yine sadece sabaha karşı bir kez rüya görmüştüm. Her seferinde rüyadan uyandığımda ezanın sonunda uyandığım için alarm sesini ezan sesi olarak ayarladım. Bir saat sonra heyecandan yumruklarımı sıkıp havaya sıçradım. Olmuştu, rüya görmüştüm. Süreyi kısaltıp tekrar denedim. Uykuya geçmeye yetecek kadar kısa yani on üç dakikalık yaptım. Rüyamda gördüklerimi not almam iki saatten az zaman almadığı için tekrar bu kısa kestirmeler tam olarak süreci en verimli şekilde kullanabileceğim ideal sürelerde olmuştu.

Gördüğüm rüyalarda hiç değişmeyen tek şey oturduğum eski ahşap tabure alçak geniş bir sehpa üzerinde etraftaki irili ufaklı kağıt sayfaları arasında bir sayfa üzerinde arapça yazılar yazmam idi. Sadece yazdığım yazılar değişiyor ve ara sıra sehpanın üstündeki diğer sayfalardaki bazı cetvelleri kurcalıyordum.

Vesvese (Baskıya Hazırlanıyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin