Multide Rüzgar Kılıç.......
Şu an üniversite kampüsündeyiz. Yüzüme deli rüzgarlar esiyor. Bizde bu güzel havanın tadını çıkardıktan sonra fakülteye girmek için yola koymuştuk ki dün gece karşımıza çıkan erkekler çıktı.
"Merhaba ben Emre. Madem ki artık aynı binada oturuyoruz o zaman tanışmak farz oldu. Ben Emre, bu Buğra, bu Selim ve bu da bizim yakışıklımız Rüzgar" dedi çok samimi bir ses tonuyla.
"Merhaba tanışalım o zaman ben Gökçe, bu arkadaşım Selen, bu arkadaşım Nilay ve son olarak bu arkadaşım Deniz." dedim Emre'ye karşılık samimi bir ses tonuyla.
Hep bereber fakülteye ordanda sınıflara geçtik. Tüm kızlar sağ tarafıma bende ortaya oturdum. Sol yanımda ise nam-ı diğer 'BAY GICIK' oturdu. Yani Rüzgar.
İlk günümüz okulu gezmek, arkadaşlarla tanışma ile çok hızlı bi şekilde geçip gitti ve eve dönme vaktimiz geldi.
Erkeklerden bay gıcık "kızlar zaten aynı yere gidiyoruz otobüs veya taksi ile gitmeyin hiç onlarla uğraşmayın bizle gelin biz sizi eve bırakalım"
Bu söylediğini hiç duymamış gibi yapıp kızları topladım ve gelen ilk otobüs ile eve gitmen üzere yola çıktık. "Selen sen kiminle mesajlaşıyorsun? " "Emre'yle"
"Kızım sen ne hızlı bi insansın. nasıl birisin? Biraz yavaş ol bekle, kendini biraz ağırdan al." Tabi Selen beni hiç dinlemeyip mesajlaşmaya devam etti.Otobüs bizi evin yakınlarından indirdi ve biz yavaş yavaş eve doğru yürümeye başladık. Kapıyı açtık tam içeri girecekken bay gıcık ve arkadaşları bizim yanımıza geldiler.
"Kızlar biz yemek için bir şeyler sipariş ettik. Gelin hep beraber yiyelim hem siz yoldan geldiniz daha yiyene kadar geç olur." dediler.
Bizim kızlar çok ısrar edince ben de mecburen gittim. Yemek için pizza, lahmacun, döner, çiğköfte ve tatlı şeyler sipariş etmişlerdir. Onlar gelince hemen sofrayı kurduk.
Ben yemeği bitirmek için acele ediyordum ama aslında Emre'nin hoş sohbetini beğendiğim için bir yandan da gitmek istemiyordum. Benim sağımda Nilay, solumda Deniz tam karşımda ise Rüzgar oturuyordu.
Birden telefonum çaldı. Telefon o sırada masanın üzerindeydi. "Sinancımmmm" yazıyordu. Yazı çıkınca Rüzgar telefonuma ters bi bakış attı tabi ben buna içimden kıs kıs güldüm. Telefonu elime alıp onların yanından giderken açtım. "Efendim Canım" Aslında o benim kuzenimdi canım Sinan abimdi. Ama inat değil mi sen kimsin dün bana çarpıp sonra çirkefleşen! Tabi bi de birazcık kıskandırmak için. Birazcık ama çok değil.
......
Eee, arkadaşlar bu bölümü nasıl buldunuz? Oy ve yorumlarınızı bekliyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK RÜZGARI
RomanceRASGELE İÇİNDE #2 Romantizm içinde #143 "Hani diyorsun ya seni çok seviyorum diye. O çok ne kadar çok?" dedi. "Güzel soru. Öncelikle şunu söylüyorum seni sevemin bir ölçüsü yok. Ama benzetme yaparsam, hani küçük bir çocuğa çok sevdiği bir şeyi göst...