34. Bölüm: Uyan!

611 278 294
                                    

NOT : YENİ BÖLÜM 250  YORUMDAN SONRA GELECEKTİR!

Keyifli okumalar...

Buraya okumaya başladığınız tarihi yazabilirsiniz!

••••••••••••••

Gitme, sensiz yapamam. Çok seviyorum, çok seveceğim. Gitsen bile seveceğim. Seveceğim!

Ateş beni ileri doğru itti gitmem için, kızlar da beni kollarımdan tutup koşturmaya çalıştılar. Henüz birkaç adım atmıştık ki arkamızdan gelen bir acı çığlığı ile kalakaldık. Hızla arkamı döndüğümde Ateş'in karnını tutuşu ve yere düşüşü geldi gözlerimizin önüne.
Az önce beni tutan adam elindeki kanlı bıçağı tekrar cebine attı ve yanındaki arkadaşları ile hızla kaçmaya başladılar. Ateş'in yanındaki arkadaşı hızla yere çöktü ve şaşkınca olanları anlamaya çalıştı.

Tüm vücudum zangır zangır titrerken, dayanamadım ve Ateş'e doğru koşmaya başladım. "Ateş!" diye bağırdım ve bir ömür gibi geçen aramızdaki mesafeyi kapatıp yanına gittim. "Ateş!" dedim ve kafasını dizlerime koydum. "Ateş kendine gel, tamam mı? Bak ben buradayım yanındayım!" dedim ve uzanıp elini tuttum.

"Ben bıçaklandım ya hani, hayal mi görüyorum yoksa sen gerçekten benim elimi mi tuttun?" dedi gözlerini zar zor açıp. "Evet elini tuttum. Bak burdayım. Bir şey olmayacak sana. Tamam mı? Ambulansa haber verdiniz, değil mi?" dedim titreyen sesim ile. "Evet birazdan gelirler!" dedi Selen.

"Bak ambulans da geliyor. Ben de buradayım, yanındayım. Hiçbir şey olmayacak sana iyileşeceksin!" dedim. "Elimi bir kez olsun tutman için bıçaklanmam mı gerekiyordu? Bu güzel anın tadını bile çıkaramıyorum!" dediğinde kendini zorladığını anladım. Beni üzmemek için, kendini iyiymiş gibi gösteriyordu.

"Sen iyi olursan söz bir kez daha elini tutacağım!" dedim. Ne dediğimin farkında bile değildim. Kelimeler benden bağımsız ağzımdan çıkıyordu. "Bak eğer unutursun kötü olur. Hayatımın en önemli sözünü aldım. Sırf bunun için ölmemeye çalışacağım!" dediğinde bastırdığım hıçkırıklardan biri kaçtı ağzımdan. Gözlerimden yaşlar akıyordu.

"Sen benim için mi ağlıyorsun?" dedi şaşkınlıkla. Git gide daha da zor konuşmaya başlıyordu. Kafamı salladım sadece.

"Gökçe ben seni çok sevdim be. Bu süre içinde seni rahatsız ettiysem affet, hakkını helal et bana. Kim bilir belki de bir saate kalmaz ölmüş olurum!" dediğinde onu susturdum. "Allah korusun. Deme sakın öyle!" dedim.

"Ya bi dur da dinle. Ölürsem bile çok mutlu ölmüş olacağım bunu bil ve sakın vicdan azabı çekme. Senin için ölmek bana hediye gibi birşey olur. O yüzden sakın vicdan azabı duyma. Beni hep güzel hatırla bi de. Beni kavga ederken değil, sana gülümserkenki halim ile hatırla tamam mı?" dedi ve zorlukla yutkundu. Sesi artık fısıltıdan farksızdı.

"Ateş hayır öyle bir şey olmayacak. Hem ben sana söz verdim bak, iyileşince elini tutucam!" dediğimde hafifçe gülümsedi ama gözleri kapandı ardından. "Hayır, hayır. Hayır aç gözlerini Ateş. Sen şimdi ölemezsin!" Deli gibi bağırıyordum hıçkırıklarımın arasında. Ne kadar sarstıysam da uyandıramadım onu. Yarasına tampon yapmış olan arkadaşı üzüntü ile bana baktı.

AŞK RÜZGARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin