14. Bölüm:Bilmem Olabilir'in Sonucu

1K 551 99
                                    

Evvetttt. Yine ben yine ben. Ahh pardon GökRüz geldiiii GökRüz!!
Biliyorum özlediniz ama ortalığı kasıp kavurmaya geliyoruz.
GökRüz ismi nasıl bu arada?
#GökRüz etiketli yorumlarını kesinlikle ama kesinlikle bekliyorum. Multimedia'da bizim kızlar var. Şarkıyıda dinlemenizi tavsiye ederim

........

Ah ben nasıl bir kızım ya kendimi seveyim! Şu an Rüzgar kıpkırmızı bir şekilde arabayı kullanıyor. Ordan eve dönüyoruz da. En son 'Bilmem Olabilir' dediğimde Rüzgar bana öyle bir kızgın baktı ki anlatamam. Ama daha da önemlisi onun bana bakarken gözlerinde kızgınlıktan çok daha ötede bir şey vardı. Aslında hangi kelimeyle ifade edebileceğimi bilmiyorum ama galiba üzüntüydü. Yani öyle söyleyeceğimi düşünmüyordu galiba. Öyle bir baktı ki o an eğer biraz daha devam edersem sonradan kendime çok kızacağımı düşündüm. O yüzden kıza kibarca öyle bir şeyin olamayacağını söyledim ve onu yanımızdan uzaklaştırdım. Onun gitmesi üzerine Rüzgar da orada daha fazla durmak istemediğini söyledi ve hepimizi kaldırdı. Şu an bile o kadar sinirli ki elinde olsa direksiyonu parçalayacak. Elleri direksiyonu sıkmaktan kıpkırmızı olmuş durumda. Ama bi yandan eğlenmiş olsam da bi yandan da üzüldüm. O anki bakışları hiç gözümün önünden gitmiyor.

"Bilmem olabilir yani!" diye mırıldandı Rüzgar.

"Efendim?" "Diyorumki sen her önüne gelen fırsatı böyle değerlendiriyor musun?"

"Ne diyorsun sen be? Laflarını seçerek konuş. Beni sinir etme!" "Yalan mı! Daha tanımadığın bir adamdan aldığın bi teklife bile ' bilmem olabilir yani' dedin kim bilir yakınlarına neler diyorsundur? Her şeyi beklerim senden. Yaparsın yani!"

"Rüzgar laflarını seçerek konuş dedim sana. Sonra pişman olacağın şeyler söyleme. Gerçi şu an da söylüyorsun."

"Niye ya bence öylesin Gökçe'cim!" dedi iğrenç bi surat ifadesiyle.

"Ne diyorsun sen ya, ne diyorsun? Ne ima ediyorsun, açık açık söylesene!" dedim bağırarak.
"Diyorum ki sen öyle bir kızsın-"

"Kes sesini Rüzgar. Şu an karşımda benim tanıdığım Rüzgar yok! Bi kendine gel. Ben asla öyle bir şey yapmam!"

"O zaman niye orda öyle dedin?"

"Çünkü" diye bağırdım ama devamını getiremedim. Çünkü seni kıskandırmak için yaptım diyemedim.

İkimizde susmuştuk. Eve varmamıza beş dakikalık yol kalmıştı. Artık gözyaşlarımı gözlerimde tutamaz hale geldim. Ama Rüzgar'ın yanında ağlayamazdım. Böyle bir şey yapamazdım. "Çek sağa. Beni sağda indir!" Kısa bir süre bana baktı ama tekrar önüne dönüp yola devam etti.

"Sana beni sağda indir dedim!" Beni duymamazlıktan geliyordu. Ama onun keyfini beklemezdim. "Rüzgar!" diye bağırınca bana baktı. "Hayır, bu saatte tek başına dışarıda kalmana izin vermem!" "Senden izin isteyen olmadı!" diye sinirle bağırınca bana bakıp arabayı sağa çekti.

Arabadan indim ve kapıyı sertçe vurup kapattım. O da hızla gaza basıp gitti. Gözyaşlarım benden izinsiz akmaya başlamıştı bile. Söylediği şeyleri hatırlayınca nefesim kesilecek gibi oldu. Bana nefes kesiciydin diyen çocuk. Bak nefesimi kestin!

Nasıl bana öyle söylemişti aklım almıyor ki. Zaten bana şu an iyi gelebilecek tek şey yürümekti. Başka çarem olmadığı için bende yürüyordum. Kışın ortasında, dondurucu soğukta, deli gibi ağlayarak yürüyorum. Hala aklım almıyor söylediklerini!

Niye? Şu an aklımdaki tek soru bu galiba. Niye yani? Neden böyle dediki? Nasıl böyle söylemişti ya? Nasıl iğrenç bir şeyi ima etmişti o öyle!

AŞK RÜZGARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin