8.Bölüm: Yanyana

1.3K 800 110
                                    

Multide Emre ve Selen var. Keyifli okumalar dilerim...

........

"Arkadaşlar biz çok yanlış bir zamanda geldik. Gökçe ve Rüzgar'ın burda işi var. Arkadaşlar bizi hiç görmemiş gibi devam edin sadece biz kızlar evine gideceğiz."

Bu duyduğum cümle karşısında çok utandım ve üzüldüm. Şu an olmak istediğim en son durum buydu. Resmen rezil oldum. Bizimkilerin elinden çekeceğim var.

Daha fazla rezil olmamak için Rüzgar'ı ittim ve önceden çantamdan çıkardığım anahtarı kapıya takıp içeri girdim. Kapıyı arkamdan sert bir şekilde kapadım ve odama girdim. Kapıyı kapatıp kapının arkasından gitmeden kapıya yaslandım ve olanları düşündüm.

Rüzgar ne yapıyordu öyle? Ne diyecekti bana? Biz Rüzgar'la sadece arkadaş değil miyiz? Gerçi herkes biliyor bizim arkadaştan öte olduğumuzu. Bu olanların sonunda ona nasıl davranmalıyım?

Sinirle ofladım ve saçlarımı çekiştirdim. Biraz önce Rüzgar saçlarımı kokluyordu. Acaba gerçekten güzel mi kokuyor? Bu dediğime kendi kendime güldüm ve kalkıp üstümü değiştirmek için dolaba yöneldim. Siyah pijama takımımı çıkarıp giydim. Saçlarımı da hafif bi ev topuzu yaptım.

İçeri girmeye cesaret edemediğim için telefonumu çıkardım ve internet hesabıma girdim. Bloguma en son iki hafta önce fotoğraf attığımı gördüm. Yarın bi fotoğraf atmalıyım diye geçirdim içimden.

Sonra içeriden gülme sesleri gelince erkeklerinde geldiği daha doğrusu Rüzgar'ın da orada olduğunu düşündüm. Acaba içeri gitse miydim? Ya da en iyisi gitmiyim. Yok gitmezsem utandığım için içeri gitmediğimi düşünürler. Ki bunu düşünürlerse çok da haklı olurlar. En iyisi gitmek diye düşündüm. Odamın kapısını açtım ve salona doğru yol aldım.

Tahmin ettiğim gibi tüm kadro içerideydi. Gidip kanepeye oturmamla telefonum çaldı. Ayy bu arayan kimse yerim onu. Şansa bak annem arıyordu.

"Efendim?"

"Halacım" bunu söyleyen abimin oğlu Kaan'dı. Ben konuşurken hala salondaydım.

"Aşkım nasılsın?"
"İyiyim hala, hala ben seni çok özledim."
"Aşkım bende seni çok özledim." Bunu söylerken ayaklandım odama girmek için. O cümleleri bilerek orada kurdum belki bu konu kapanır diye.

Yaklaşık bi yarım saat bi saat kadar telefonla konuştum. Kaan'dan sonra abim sonra yengem, sonra annem ve babam, sonra ablam ve eniştemle konuştum. Ablam daha yaz tatilinde evlendi. Eniştem mühendis, ablam diyetisyen. Daha zaten çocukları yok. Onlarda bi yiğen istiyorum hem de annem ve babamın önünde. Ablam kızarıp bozarıyor, eniştem sadece gülüyor. Eniştemde çocuk istiyor ama ablam başta daha erken dediği için pek bi şey demiyor. O da bi yönden de ablama hak veriyor. Ablamla aramızda üç yaş var.

~~~

"Hoşgeldiniz abla. Sen nasılsın enişte?" Ablamla eniştem daha evleneli 1 ay oldu. Balayından sonra ikinci kezdir bize geliyorlar bu yüzden hala biraz çekiniyorlar.

"Iyiyim Gökçe, sağol canım"
Ikiside gidip teker teker bizimkilerin ellerini öptü.
"Eee nasılsınız çocuklar? Evlilik nasıl gidiyor?" dedi annem bizim ikiliye bakarak.
"Evet abla ya evlilik nasıl gidiyor? Ne var ne yok? Bebek var mı bebek?" Ablam öldürücü bakışlarını bana göndermeye başlayınca kıkırdamaya başladım. Eniştem hafif öksüruyor gibi yapmaya başlayınca daha da gülmeye başladım.
"Eee bi soru sordum. Daha yapmadınız mı? Biz burda çocuk bekliyoruz. Bak babam ve annem torun istiyor. Abim dayı olmak istiyor,ben teyze olmak istiyorum. Kaan kuzen istiyor. Hadi a-"
"Gökçe!" abimin uyarı tonuna aldırış etmedim ama eniştemin gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdığını görünce kahkalarla gülmeye başladım.
"Ah Gökçe ah sen dur ben bunu senin burnundan fitil fitil getirmezsem benimde adım Zeynep Sertkaya Salık değildir tamam mı? Sen dur dur sende evlenmiyecek misin? O zaman ben seni rezil etmezsem, görüşücez!"
"Ama abla şu eniştemin haline baksana. Çocuk istiyorum diye bağırıyor suratı"
"Gökçe!" Tüm aile aynı anda üzerime bağırınca elimi ağzıma götürüp fermuar çeker gibi yaptım ve sustum.
~~~

AŞK RÜZGARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin