29. Bölüm:Yapma!

583 288 30
                                    


"Yeniden olamaz bazı şeyler, o duygularla vedalaştık."

••••••••••••••

Güzelim uykumdan yanağıma konulan bir öpücük ile ayrıldım. Yavaşça gözlerimi açtığımda karşımda Rüzgar'ı görmeyi beklemiyordum. "Rüzgar?" Dedim şaşkınlıkla ve gözlerimi ovuşturdum.

"Günaydın sevgilim!" Dedi gülümseyerek. "Günaydın. Ama senin ne işin var bu saatte burada?" Dedim. "Bugün gördüğün ilk kişi ben olmak istedim!" Dedi. "Delisin ya!" Dedim gülerek ve yattığım yerden doğruldum. "Sana deliyim bence!" Dedi ve yatağın kenarına oturdu. "Saat kaç?" Dediğimde saatine baktı. "07:05" Dedi. "Ya bugün okula vardı değil mi?" Dedim oflayarak.

"Evet güzelim var!" Dedi. "Hmm!" Dedim hâlâ tam uyanamadan. "Hiç gidesim yok ya!" dedim gözlerimi devirerek. "Niye öyle diyorsun güzelim, herkes bizi bekliyor. Bugün sevgili olarak okula gittiğimiz ilk gün olacak!" dedi gülümseyerek. Aklıma Rüzgar'ı seven kızlar gelince gülümsedim. "Haklısın. O zaman sen çık. Ben de hazırlanıp geliyorum." dedim. "Tamam güzelim. Ama bak geri yatmaya gitmek falan yok, ona göre!" dediğinde kıkırdadım. "Tamam Rüzgar!" dediğimde odadan çıktı. Ben de kalkıp giyinmeye başladım.

Üzerime siyah bir bluz, altına da kırmızı dizimin bir karış üstünde bir etek giydim. Saçlarımı açık bıraktım ve hafif bir makyaj yaptım. Biraz hızlı davranmıştım çünkü sevgilimi çok da bekletmek istemiyordum. Hâlâ rüya gibi geliyordu bana bizim sevgililiğimiz.

Odamdan çıkıp salona geçtim Rüzgar orda olduğu için. Televizyonun karşısındaki koltukta oturuyordu. Kapıdan içeri girdiğimde kafasını uğraştığı telefondan kaldırıp bana baktı. Önce bir baştan aşağı süzdü. Tabiki de eteğime bakarken kaşlarını olabileceği kadar çattı ve ardından sinirle konuşmaya başladı. "Güzelim. Sanırım eteğinin devamını giymeyi unutmuşsun. Hadi git de giy, sinir etme beni!" dedi eliyle içeri gitmemi işaret ederek.

"Yok Rüzgar, giydim. Kızlar sofra hazır değil mi?" dedim oradan uzaklaşmak için ve mutfağa yöneldim. "Gökçe!" diye bağırınca yarı yoldan yani holün orada döndüm ve tekrar ona çevirdim bakışlarımı. "Efendim?" dedim yaramazlık yapıp sonra annesinden korkan küçük bir kız çocuğu gibi.

Ayağa kalktı ve benim yanıma yani hole geldi. "Bak baştan söylüyorum ki gerçi sen zaten benim nasıl biti olduğumu biliyorsun. Benim sevgilim asla ve asla böyle giyinemez. Benim sevgilime kimse bakamaz, bakanı da yaşatmam zaten. Senin böyle giyinmene izin vermeyeceğimi biliyor olman gerekirdi. Bak sadece bugün bir şey demeyeceğim ama bakan biri olursa sana, hemen dalarım o kişiye. Sen de hiçbir şey diyemezsin" dedi ve tekrar salona döndü hem de benim ağzımı açıp tek bir laf bile söylememe izin bile vermeden.

Sinirle ayaklarımı yere vurdum ve mutfağa gittim. Kızlar sofrayı kurmak için bir şeyler hazırlıyordu. Sertçe sandalyeyi çekip mutfak masasına oturdum. "Ne oldu Gökçe, hayırdır bu sinir ne böyle sabah sabah?" dedi Deniz. "Ya ne olabilir? Tabiki de Rüzgar. Sinir etti beni. Neymiş efendim onun sevgilisi asla böyle kısa ve açık giyinemezmiş!" diye sinirle söylendim. "Kanka biliyordun ki Rüzgar'ın böyle biri olduğunu. Şimdi neyin sinirini yapıyorsun?" dedi Selen. "Ya kızlar bilmiyor musunuz benim böyle şeylere alışık olmadığımı! Ne yapayım ki?" dedim oflayarak.

"Alışırsın ya sorun olmaz. Neyse hadi yardım et de sofrayı kuralım!" dedi ve mutfaktan çıktılar teker teker. Ben de elime bir şeyler alıp salona götürdüm. Salonda bana gülümseyerek bakan Rüzgar'a gıcık oldum ve kaşlarımı çatıp 'Şişko' dedim. Dudaklarımı okuyup 'Sensin o!' dediğinde kan beynime sıçradı. Kimse bana şişko diyemezdi. "Ne?" diye bağırdım. Kahkaha atmaya başlayan Rüzgar ile daha da sinirlendim ve kollarımı iki yana koyup bağırdım. "Rüzgar!"

AŞK RÜZGARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin