31. Bölüm:Aşağı Gelir Misin?

555 273 104
                                    


NOT: YENİ BÖLÜM 100 YORUMDAN SONRA GELECEKTİR!

••••••••••

*Gel de beni anlamsız sevinç cümbüşlerine sok!

••••••••••

"Efendim ablacım?" dedim telefonu açınca. "Nasılsın canım?" dedi. "İyiyim abla sen nasılsın?"

"İyiyim tatlım da hiç arayıp sormuyorsun. Ölsek haberin olmayacak nerdeyse!" dedi sitem ederek. "Allah korusun abla o nasıl laf öyle. Sınavlara az kaldı. Ders çalışıyorum falan, pek vaktim olmuyor o yüzden!" dedim yalandan. Ders çalıştığım falan yoktu çünkü.

"O kadar çok ders çalışıyorsun ki sevgili yapıyorsun, İnstagram'a hikayeler atıyorsun. Maşallah maşallah, harıl harıl ders çalışıyorsun!" dedi kahkahalar eşliğinde. "Ya abla yapma ama of. Ne var yani, ilk defa bir sevgili yapmışım hayatımda. Gezip tozmak yerine evde mi oturayım?" dedim.

"Şaka yapıyorum tatlım bilmiyor musun? Hem ayrıca çok sevindim sevgilin olduğunu öğrenince. Sonunda mutlu bir ilişkin oldu. Çok merak ediyorum bu şanslı çocuğu!" dedi. "Bakmadın mı profiline? Zaten anlatmıştım ki önceden birkaç kez." dedim. "Baktım, bakmaz olur muyum? Bu arada Gökçe çocuk çok yakışıklı. O çocuk nasıl sana baktı, şaşırdım doğrusu!" deyince sinirden kaşlarım çatıldı. "Ablaya bak sen. Abla insan hiç kardeşine böyle der mi ya? Hem ben çok güzelim, Rüzgar da çok yakışıklı. Harika bir çift olduk." dedim nispet yapar gibi.

"İyi bakalım. Hayırlı olsun. Mutlaka tanışmak istiyorum haberin olsun. Bu arada ne zaman geliyorsun? Kızları da özledim zaten!" dedi. "Bir haftaya falan sınavlarımız başlar sanırım. Sınavlardan sonra dönüyoruz İzmir'e. Çok özledim zaten hepinizi. Anneyi, babayı, abiyi, yengeyi, Kaan'ı, seni, eniştemi ve olmayan yeğenimi!" dedim gülerek. "Gökçe eğer yeğen muhabbetine başlayacaksan telefonu kapatayım?" dedi.

"Kapatma da düşünsene. Ponçik bir çocuk olsa nasıl tatlı olur? Pembiş yanakları olsa da elma niyetine ısırsam. Küçücük burnu olsa da fındık niyetine burnunu kırsam!" dediğimde ufak bir çığlık attı ablam. "Gökçe eğer çocuğum olduğu zaman bu hayallerini gerçekleştirmeye çalışırsan seni öldürürüm biliyor musun? Hem de otuz iki yerinden bıçaklayarak!" diye yalandan tehdit ettiğinde beni, ben çoktan gülmekten kendimi yatağımdan aşağı atmıştım bile. "Ya dur daha bitmedi anlatacağım hayaller!" dediğimde ablam devamını getirmeme fırsat bile vermeden konuşmaya başladı. "Hayır gerek yok. Neyse biz çok konuştuk, kapatalım artık sonra konuşuruz. Kendine dikkat et. Öptüm!" deyip cevap vermeme izin vermeden telefonu suratıma kapattı. Ah abla ah!

Gülmekten kendimi attığım yerden kalktım ve yatağıma uzandım. Benim yeğenim olacaktı ve ben öyle davranacaktım, çok komik. Hem küçük çocukları her zaman çok sevmişimdir zaten. Teyze olmak istiyordum artık sadece. Hala olmuştum zaten. Nur topu gibi Kaan adında bir yeğenim vardı. Çok da tatlıydı, aynı halası işte.

Aklıma İzmir'e gideceğimiz gelince yüzümdeki gülümseme hafifçe silindi. Ailemi çok özlemiştim. Hele de annem ve babamı. Annem ve babamın kokusu burnumda tütüyordu. Onların sarılışı, öpmeleri, koklamaları... Öylesine özlemiştim ki onları günlerce onlarla sarılmış bir durumda kalabilirdim.

Sadece bir sıkıntı vardı. İzmir'e gittiğimiz zaman Rüzgar ile buradaki kadar yakın olamayacaktık ve buradaki kadar zaman geçiremeyecektik. Yani Rüzgar ile uzak kalacaktık. Her ne kadar yine buluşacak olsak da onsuz olmak hiç de hoşuma gitmiyordu.

AŞK RÜZGARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin