Bölüm 21

56 10 3
                                    



21. BÖLÜM

17 EKİM 2009

21.05

ÇENGELKÖY / İSTANBUL

Mehmet, dizlerinin üstüne çöktü. Acı çekiyordu.

" geleceğimi biliyordun, neden... nedeeen"

Birden yere, yüz üstü düştü. Ali, Mehmet'in yanına koştu. Nabzına baktı, atmıyordu. Korkuyla Meral'in yüzüne baktı.

" öl... Ölmüş"

Meral'in aniden yüzü değişti. Üzüntülü bir tavrı vardı.

" böyle olacağını zannetmemiştim"

" Meral ölmüş diyorum"

" sen hemen giyin ve git, ben hallederim"

" ne, nasıl yani, adam ölmüş diyorum Meral, sen tek başına ölü bir adamla kalacaksın"

" doktor çağıracağım, seni burada görmeleri iyi olmaz, sana git diyorum Atilla"

Ali, çaresizlik içinde hızlıca üstünü giydi. Evden çıkarken Meral, Ali'yi kolundan tuttu.

" böyle olmasını istemiyordum Atilla, çok üzgünüm"

Meral ağlamaya başlamıştı. Ali, Meral'e sarıldı. Onu teselli etmeye çalışıyordu.

" bende çok üzgünüm, ama artık olan oldu. Şimdi güçlü olmaya çalış, istersen yanında kalabilirim, böyle bir anda seni yalnız bırakmak tuhafıma gidiyor, kaçıyormuşum gibi hissediyorum"

" hayır Atilla, gitmen daha doğru olur ve lütfen bu aramızda bir sır olarak kalsın"

Ali cevap vermedi. Çaresizce evden dışarı çıktı. Meral kapıyı kapatır kapatmaz cep telefonuyla alo 112 aradı. Sesi korkmuş ve üzüntülüydü.

" alo, eşim... Eşim kalp krizi geçiyor, lütfen çabuk gelin, eşim ölüyor, tamam adresi veriyorum..."

Telefonu kapattıktan sonra, yüzü değişti. O hüzünlü kadın gitmiş yerine donuk yüzlü kadın gelmişti. Hızlı hareketlerle yatak odasına gitti. Çarşafları kirliye attı. Yatağı topladı, düzeltti. Sonra salona geldi ve etrafı toparladı. Etrafa son bir kolaçan etti, unuttuğu bir şey var mı diye birkaç kez dolaştı. Ve beklemeye başladı. Çok geçmeden ambulans gelmişti. Görevliler evden Mehmet'in cansız bedenini çıkartırken Meral de açıklamalarda bulunuyordu. Zaman hızla akıp gidiyordu. Meral evde tek başına kalmıştı. Bir bardak içki koydu. Ve koltuğa oturdu. Yüzünde bir gülümseme vardı. Kapının çalmasıyla irkildi. Saate baktı. Saat gece yarısına geliyordu. Kapıya gitti, monitörden bahçe kapısında duran Selim'i gördü. Bahçe kapısının açılması için düğmeye bastı ve kapıyı açtı. Selim kapıya geldiğinde, açık kapıda duran Meral'i gördü.

" duyar duymaz geldim, "

Meral şaşkındı ama belli etmemeye çalışıyordu.

" gelsene içeri "

Selim içeri geçti.

" ne yaptın, nerede şimdi"

" hastanenin morgunda"

" e polis, tutanak..."

" avukatım da buradaydı, onlar da az önce gitti, avukatım halledecek, zaten tıbbi kayıtlara da kalp krizi olarak geçti"

Selim şaşkın ve korku doluydu.

" hallettin sonunda yani"

" Selim, ben ilacı kullanmadım, tamam kullanmak istedim ama o cesareti bulamadım, tamamen kendi kendine oldu"

Selim koltuğa oturdu, yüzünde bir gülümseme ve rahatlama vardı.

" inan şimdi içim rahatladı. Bir an kendimi o kadar kötü hissettim ki, yaptığımız zaten çok yanlıştı, peki nasıl oldu"

Meral de karşısına oturdu.

" bende anlamadım, geldi, yorgunum dedi yatak odasına geçti. Bende oturmuş televizyona bakıyordum. Sonra yatak odasına geçtiğimde yerde yattığını gördüm ve hemen ambulans çağırdım"

" doğal yoldan yani, inan böylesi daha iyi... Seni anlıyorum, kurtulmak istiyordun ondan, ama o ilacı kullansaydın hep vicdan azabı çekecektin, bende..."

Meral başını öne eğdi.

" haklısın"

" ama sana kızgınım, ilk beni aramanı isterdim Atilla'yı değil"

Meral şaşkın Selim'e baktı.

" nasıl yani"

" beni Atilla aradı, Mehmet'in kalp krizi geçirdiğini, olaydan bir haberim olup olmadığını sordu, merak etmiş... Neden ilk onu aradın, beni değil?"

" amaaaan Selim, o an telefonda rehberde seni ararken ilk o geldi, bilmiyorum ya, aklım yerin demi ki"

" sende haklısın... Merak etme, her şey güzel olacak"

Meral, Selim'e bakarken o da Selim'in söylediklerine inanmak istiyordu.

A.L.İ......... MATRUŞKA  ( 2 )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin