Bölüm 8

78 10 1
                                    



8. BÖLÜM

Emel, Atilla'nın söylediği karşısında şaşkındı.

" nasıl bir iş bu Atilla,"

" belki de ben yolladım,"

Emel nota bakıyordu.

" bir kâğıt kalem versene"

Atilla kalktı, çekmeceden bir kâğıt ve kalem aldı yerine oturdu.

" ne yapacaksın"

" ben değil Atilla sen, aynısını yaz"

" o neden"

" sen yaz, dediğimi yap"

Atilla nottaki yazılanların aynısını yazdı. Emel dikkatle iki yazıya bakıyordu.

" bu senin yazın değil"

" nasıl değil, benziyorlar"

" haklısın benziyorlar, ama değil... Dikkatli bakarsan ayrıntıları görebilirsin, yine de bir teste tabi tutmak gerekiyor"

" ben değilsem kim yolladı"

" o da güzel bir soru ama benim daha farklı bir sorum var, sen kaybolduktan sonra, senin geleceğini kim biliyordu"

" yani bu kitabı gönderen kişi yaşadığımı biliyordu"

" bu tabi senin yazmadığınla alakalı bir teori ki bence sen yazmadın Atilla"

" ya şu Suriyeliler, garip değil mi, kim onlar"

" hiçbir sabıka kaydına rastlamamıştık, sadece isimleri var, Abdullah'tan alırım"

" şu Abdullah... Çıkıyor musunuz"?

" hoppaaaa... Ama sıktın yani, bu kadar olay oluyor sen neyi düşünüyorsun"

" seni kızdırmak güzel, bir nebze akıl hastanesinin acısını çıkartayım dedim"

" iyi yine konumuza dönelim mi?

" dönelim dönelim de neye döneceğiz, ortada hiçbir şey yok, samanlıkta iğne aramakla eş değer"

" kitap var, fotoğraf neydi şu"

" kadın mı?

" hayır diğer"

" he, Van'da bulunan bir heykelin fotoğrafı"

" evet, uzay gemisine benzeyen ve kitap anladığım kadarıyla uzaylılarla alakalı bir şey"

" bak bu çok doğru, belki de uzaylılarla karşılaştım, bak bunu doktora keşke söyleseydim, acaba çıkartır mıydı beni"

" ciddi olamıyor musun, ben sana uzaylılar mı dedim, ama ikisinin de konusu aynı, bir mesaj olabilir"

" kime"

" kime olacak sana, senin anlayacağın bir şey"

" ama anlayamıyorum sorun da bu"

" şimdilik, bazı şeyleri hatırladın, kardeşini... En büyük silahımız hafızan ve bence yakında hatırlayacaksın da"

" belki de, bir de şu bulmam gerektiğini söylediğim iki kişi var"

"ben şu anahtarı tekrar araştırayım, kâğıdı Abdullah'a vereyim bir inceletsin, sende yarın şu sevgi derneğine git, bir bak bakalım nasıl davranacaklar, bilgi toplamaya çalış"

" ajan 007 Atilla..."

" heh işte o dediğinden"

"tamam, akşam da yemekte ne bulduysak paylaşırız"

" akşam yemekte mi, ne yemeği"

" ne bileyim ben, hep akıl hastanelerinde görüşüyoruz ya, değişiklik olur dedim"

Emel asık bir yüzle

" sen bana asılıyor musun"?

Atilla duraksadı.

" o nasıl bir laf ya tam sokak ağzı, yakışıyor mu sana"

" o zaman yemek ne iş"

" iş yemeği gibi, amaaaan bir laf söyledim sorguya aldın beni, alt tarafı yemek, ne çok büyüttün, hayır dersin olur biter"

Emel yerinden kalktı kapıya doğru giderken

" dernekten çıktığında beni ara"

" tamam, ben miyim patron sen misin anlayamadım ki"

" iyi sen bilirsin, bende ara da nerede yemek yiyeceğiz bildirirsin diyecektim"

Atilla birden toparladı.

" tabi canım ararım, ben zaten arayacaktım, uzman sensin yani patron, yani işte her neyse "

Emel gülümseyerek evden ayrıldı.


A.L.İ......... MATRUŞKA  ( 2 )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin