9. BÖLÜM
05 EKİM 2009
14.45
BEYLERBEYİ / İSTANBUL
Selim, arabasını park ettikten sonra, camdan dışarı baktı. Yağan yağmur, hızını arttırmıştı. Kendini hazırladı ve arabadan hızlıca inip gideceği restaurantın kapısına koşarak geldi. Üstünü silkeledi ve içeri girdi. Etrafına bakındıktan sonra, onu gördü. Masaya geldiğinde
" keşke şemsiyemi alsaydım"
Meral, Selim'i görmesiyle ayağa kalktı ve sarılıp yanağından öptü.
" gelmene sevindim... "
Selim otururken
" geç kalmadım ya, köprüde çok takıldım"
" sorun değil, bende geleli çok olmadı"
" ha sevindim çok bekletmediğime, erken başlamışsın"
Selim Meral'in önündeki içki bardağını kast ederken, Meral de bardağa baktı
" ne bileyim seni beklerken bir kadeh alayım dedim, sende içer misin?''
" eski günlerdeki gibi, sana eşlik ederim... Garson canım bakar mısın?''
Garson masaya geldiğinde
" buyurun efendim, hoş geldiniz"
" hanımefendiye verdiğinizden, iki tane"
" yanında ne alırdınız sıcak soğuk"
" sonra karar vereceğiz, ilk önce onlar gelsin ve ufak tefek uygun bir şeyler yanında getirebilirsin, kafana göre takıl"
" tamam efendim"
Garson uzaklaştığında Meral tebessümle Selim'e bakıyordu.
" her zaman kibarlığına hayran kalmışımdır"
" yapma Meral, ikimizde birbirimizi tanıyoruz, amacına ulaşmak için sen her şeyi söylersin"
" kalbimi kırıyorsun"
"kırılacak bir kalbin olmasına sevindim"
Meral kahkaha attı.
" genç kaprisi yapıyorsun, bu sözler hala seven adamın ağzından çıkabilecek sözler, "
" seni hala sevdiğimi sende biliyorsun, yoksa burada olur muydum?... hem de benden istediğinle "
" hallettin ayni"
" biraz zaman aldı ama... Sana olan zaafımı iyi kullandın yani"
" sende biliyorsun ki benim de sana olan zaaflarım var"
" bunca yıldan sonra böyle çocukça flört etmemiz komik oluyor bence konumuza dönelim"
O sırada garson masaya içkileri koyarken Selim sustu ve garsonun işini yapıp gitmesini bekledi. Sonra cebinden bir ilaç çıkartıp masaya koydu. Meral alırken Selim eliyle ilacı tuttu.
" emin misin, ecel başka, bir şey tetiklemek başka bir şey"
Meral Selim'in gözlerine baktı. Selim için hiç de anlaşılmayacak bir bakış değildi. Elini ilaçtan çekti. Meral ilaca bir göz attıktan sonra çantasına koydu.
" nedir bu"
" vioxx adında bir ilaç... Burada yakın zamanda piyasadan kaldırıldı, bulmam zor oldu ama buldum... Uzak doğuda hala kullanılıyor ve Allah'tan daha gümrük yasağı tam olarak konmadı. Sadece bir kutu"
" tam olarak ne, bilmem lazım"
" bu ilaç NSAİ grubunda olan bir ilaç"
" o ne"
" NSAİ, tam açılımı non-streoit, anti-enflamatuar... "
" uygun mu yani, anlaşılma durumu"
" sen hiç volteren, cataflam, miyadren ilaçlarını duymadın mı?''
" iyi de bunlar hepsi ağrı kesici falan"
" bravo, bunların hepsi DİCLOFENAC grubuna ait ve diclofenac da NSAİ grubundan..."
" iyi de biz bu ilaçları kullanıyoruz"
" evet, ama bu ilaçlar kalp krizi, felç riski taşıyan ilaçlar... Ve sana verdiğim VİOXX en güçlüsü... Tam teşekküllü bir otopside ancak... Görünüş de hiçbir belirti olmaz dendi "
" birisiyle mi bu konuyu konuştun"
" saçmalama açık açık değil, hem merak etme benden daha sağlam birisi, ilacı da zaten o getirtti... Sonsuz güveniyorum"
" kim bu kişi tanıyor muyum?''
" orasına karışma, o seni tanımıyor sende onu tanıma"
" iyi tamam sen öyle diyorsan, peki nasıl olacak"
" her gün en az bir tane, istersen sabah akşam... Sana kalmış ne kadar çabuk diyorsan"
Meral arkasına yaslandı. Yüzünde düşünceli bir ifade vardı. Selim
" çöpe de atabilirsin... Mecbur değilsin, başka çözümler de var"
" sen buna karışma, tüm sorumluluk bana ait"
" çoktan dahi oldum, bunun vicdani sorumluluğunu bende alacağım"
" o senin sorunun, "
" kararlısın yani"
Meral, gülümseyerek Selim'e baktı. Ve
" artık bir şeyler yiyelim mi... ben açıktım"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A.L.İ......... MATRUŞKA ( 2 )
Bilim KurguSIR ASINA YAKIŞANI YAPMALI BAZI ŞEYLER ADI GİBİ GİZLİ KALMALI