34. BÖLÜM
" ne yani, sadece bir mağaramı... Buna mı inanıp bu kadar yardımı yaptın"
Selim, elindeki içki dolu bardaktan bir yudum aldı.
" aslında ne inkâr edeyim, başta bende bunun boş bir şey olduğunu düşündüm... Ama sonraki aylar, bazı kişilerinde bunun peşinde olduğunu anladım"
" nasıl"
" Japonya açıklarında 1960'lı yıllarda denizden bir tablet çıkartılır... Üstünde hiç bilinmeyen bir yazı vardır... İlk fotoğrafları basına düşer sonra ise birden tablet ortadan kaybolur... Tabletin üstündeki yazılar, sendeki yazılarla aynı karakteristik yapıdaydı. Ve sen kaybolmadan bir yıl önce o tablet, bir antikacıda çıkıverdi"
" yani"
" işte burada Mehmet devreye girdi... Meral'in eşi Mehmet antikaya, özellikle tarih öncesi eşyalara meraklıydı... Antik eşya koleksiyoncusuydu... Birçoğu da yasal olmayan yollarla gelmişti... Hatta bir keresinde yakayı ucuz kurtarmıştı..."
" ve sende bunu kullandın"
Selim yine kahkaha attı.
" Atilla, oğlum, bu akşam illa bana bir şeyler yükleyeceksin değil mi?''
" anlat o zaman"
" Meral derneğe geliyordu... Eski eşim olduğu da zaten gizli bir şey değildi... Ve sen Mehmet'i bir şekilde öğrenmişsin... Benden Mehmet ile tanışmak için yardım istedin... O tableti ulaşmamız da Mehmet'in yardımcı olabileceğini söylemiştin... Haklıydın da"
" yani Mehmet ile görüşebilmek için beni Meral ile tanıştırdın ve fikri veren de bendim"
" evet Atilla"
" ya şu tablet, haklıydın dedin, aldık mı?''
" aldık mı, sen hatırlamıyorsun ama Van'a gideceğine Malezya'ya gitseydin, belki elimizde olacaktı... Mehmet ölmeden önce temasa geçmişti ve o öldükten sonra da tam iki sene uğraştık"
" ya evet, Malezya ya gitseydim... Seni Van da otelde hatırlıyorum, lobide karşılaşmıştık"
" hatırlıyorsun, evet, çok tuhaf davranıyordun"
" ondan sonra Selim"
" en son görüşüm seni o zamandı... İlk haberini aldığımda doğrusu ne söyleyeyim sana kızgındım"
" neden ki"
" bunca zamandır, tek başına araştırmayı yürüttüğünü sandım, benden bile saklıyor dedim... Ben seni ölmüş biliyorken bu adam, tek başına yürütüyor... O yüzden sana gelmek istemedim, sonra yanıma geldiğinde gerçekten de hafızanı kaybettiğini ve hiçbir şey hatırlamadığını anladım... Sen bir şey hatırlamıyor musun?''
" maalesef, hiçbir şey"
" bana belki inanmıyorsun Atilla ama ben seni gerçekten de sevdim... Tek istediğim sana yardım etmekti... o evin kirasını ödedim, hatıralarımız vardı, son zamanlarda gelmemi istemiyordun eve, baban çok geliyormuş. Bunu bile kabul ettim"
"ya Mehmet'in ölümü"
" ne olmuş Mehmet'in ölümüne"
" Meral'e verdiğin ilaç"
Selim, bir yudum daha aldı.
"VİOX' ini mi diyorsun"
" şaşırmışa benzemiyorsun"
" neden şaşırayım ki, Allah'tan o ilacı kullanmasına gerek kalmadı... Adam kendi eceliyle öldü, inan çok pişman olurdum"
Ali, şaşırmış olsa da fark ettirmemeye çalışıyordu.
" Meral o ilacı kullanmamış mı?''
" Mehmet'in ölümünü senden haber almıştım. Meral ilk sana haber vermiş... Korkuyla evine gittim... Yol boyunca o ilacı kullandığını düşünüyordum... Sonra Meral ile konuştuğumda o ilacı kullanmadığını söyledi, o bana yalan söylemez"
Ali gülümsedi.
" evet, bilirim... Ama sen nasıl bunu yaptın..."
" haklısın, Meral'e karşı zaafım olduğu konusunda hep haklıydın Atilla, o ilk konuşmamız, seni de suçlamak istemiyorum ama..."
" beni mi, neden?"
" bana fikri veren sendin, ilacı bulan da sendin Atilla... O ilacı yurt dışından sen getirdin"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A.L.İ......... MATRUŞKA ( 2 )
Ciencia FicciónSIR ASINA YAKIŞANI YAPMALI BAZI ŞEYLER ADI GİBİ GİZLİ KALMALI