Bölüm 44

57 10 1
                                    



44. BÖLÜM

01 ağustos 2015

20: 55

CEYHAN / ADANA

Amır ile Affan, tavla oynuyorlardı. Neşeleri yerindeydi.

" unuttun sen Affan, bir taşlık canın kaldı"

" sen öyle san... Bak bakalım ne olacak"

Amır, durdu.

" sende duyuyor musun"?

" neyi be amır"

" su sesini, sen yukarıda suyu mu açık bıraktın"

" ulan salak mısın be... Açık bıraksam şimdi mi duyarsın"

" iyi o zaman bu ses ne"

Amır, sedirden kalktı. Merdivenlerden çıktı. Atilla'nın yattığı odanın kapısı açıktı. Sonra tuvalete baktı, ışığı yanıyordu. Hızla odaya gitti, yatak bomboştu. O anda tuvaletin kapısı açıldı. Amır, tuvalet kapısında duran Atilla'yı gördü.

" Atilla Bey"

" amır'dı değil mi... bak hafızam kuvvetlidir... İsmin amır, bildim mi... oğlum konuşsana ne hayalet görmüş gibi aval aval bakıyorsun"

" Atilla Bey, siz tuvalette"

Atilla odasına doğru yürüyordu.

" ne var, işemek de mi yasak... Sondanın ne kadar acıttığını biliyor musun, ne kadar zor işedim ben... Resmen kan geldi ya"

" siz gene..."

" evet, aslanım ben gene... Merak etme bu sefer tarihi sormayacağım... Bir Ağustos değil mi... 2015... ama saatte yanılabilirim... Kaç dokuz mu"?

" e...evet"

" akşam olmalı"

" evet"

" amır bak artık alış be oğlum... Daha uzun cümleler kur, kıyafetlerimi bulamadım... Nerede"

" aşağıda Atilla Bey, hemen getireyim"

O sırada Affan konuşmaları duymuş yukarı çıktı.

" Atilla Bey siz"

" sende Affan'sın... Hadi ama çocuklar benim sizin kadar boş vaktim yok... Toplayın kendiniz... Evet, gene ben"

" Atilla Bey siz bekleyin ben kıyafetlerinizi getiriyorum hemen"

" yorulma aşağıya inerim"

" Atilla Bey gene yemek hazırlayayım mı"?

" sorman hata, aç kurt gibiyim"

Üçü aşağıya indiler.

" ikinizden biri patronunuzu arayın konuşmam lazım"

" tamam, Atilla Bey ben arıyorum"

Dedi Affan

" bende kıyafetlerinizi getireyim"

Az sonra Affan, Atilla'ya telefonu uzattı.

" selim bey"

" sağ ol koçum... "

Atilla telefonu eline aldı;

" Alo... Selim hoca"

" Atilla... Gene döndün aramıza"

" şu gene lafını çok duydum ya... Evet... Sana söylemiştim zaten"

" ama nasıl bildin... İnanılmaz bir şey... Hemen oraya geleceğim, yarın ilk işim..."

" hiç uğraşma hoca... İstanbul'a ben geleceğim"

" sen mi... delirdin mi Atilla... Senin kimliğin yok"

" e ne olmuş anlamadım"

" o kadar yolu kimliksiz geleceksin... Bekle bir şeyler ayarlayacağım, zaten kimliksiz olmaz, sağ olduğunu ilan etmemiz lazım"

" hayır, selim hoca, hiç kimse bilmeyecek... Benim İstanbul'a gelmem lazım"

" bu delilik Atilla"

" merak etme, bir şey olmayacak bana güven"

" Atilla bu söylediğine inanmak zor, nasıl bir şey olmaz"

" tekrar geleceğim derken nasıl olduysa bir şey olmaz diyorsam da öyle olacak"

" bak buna ne diyeceğimi bilmiyorum hala inanamıyorum, mucize gibi"

" yalnız bana para lazım ve telefon... Halledebilir misin"?

" sorun olmaz, ne zaman geleceksin"

" en yakın zamanda, seninle de detaylı bir konuşalım"

" tamam, Atilla, telefonun olduğun an sana mesajla bildiririm... Şimdi bana Affan'ı ver"

Atilla Affan'a bakarak

" seni istiyor"

Dedi ve telefonu ona attı. Affan telefonu yakaladı.

" evet, selim bey... Tamam, selim bey, yarın... Aynı hesaba değil mi... tamam selim bey... Telefonu ve hattı da hallederiz... Tamam, selim bey"

Affan telefonu kapattıktan sonra Atilla güldü.

" kamerası iyi bir şey olsun... E hadi, yemek nerede"


A.L.İ......... MATRUŞKA  ( 2 )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin