Gerçek Gibi....

1.5K 8 2
                                    

16.BÖLÜM
Annemin yüzü hep düşük olmasına rağmen espiriler yapıp onun yüzünü güldürmeyi çok seviyordum. Ve mutlu oluyordum. Bir şey vardı mutlu olmayı aramıyacaksın ; mutlu olmayı başkalarını mutlu ederek bulacaksın ! Bu mutluluğun tadını alırsın gözlerinle tadarsın . Mutlu olmaya çalışanlar değil mutlu etmeyi başarabilenlerin mutlulukları kalıcıdır. Mesela annemin gülüşü beynime yüreğime kazınmıştı bile hatta bazen dikkat edin anı olarak yüreğinizde aklınızda taşıdığınız mutluluğu tatmak adına ne varsa orda gülüşlerin saklı olduğunu göreceksiniz.

   Mesela annemin gülüşü beynime yüreğime kazınmıştı bile hatta bazen dikkat edin anı olarak yüreğinizde aklınızda taşıdığınız mutluluğu tatmak adına ne varsa orda gülüşlerin saklı olduğunu göreceksiniz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Düşüncelerin iç derinlik ve manasına daldıkça dalıyordum. Sonra sehpanın üzerinde telefonum çalmaya başladı. Arayan Didemdi ve üstelik ilk çağrısı değildi bir kaç kez aramış . Alışmış olduğum yatışımdan doğrularak elimi telefona uzattığımda elime birden cız diye elektrik akımı bulaşınca aniden refleks olarak çektim ve telefon yere düştü sonra annemin çoktan geldiğini telefonumu yerden alıp bana uzatmasıyla anladım. Neden böyle bir şey olduğunu düşünürken telefonumu açıp :
-Alo Didem Hanım
-Gökhan Bey bugün reklam sunumları için toplanacaktık ben size haber vermek istedim bir saat önceden
-Didem Hanım ben bugün iş yerine gelemiyeceğim hafif bir kaza geçirdim
-İnanmıyorum Gökhan Bey iyi misiniz ? Üzüldüm hemen size geliyorum
-Gerek yok Didem Hanım iyiyim siz oradaki düzeni halledersiniz size güveniyorum .
-Tabi ki Gökhan Bey siz hiç merak etmeyin
-Tamamdır görüşürüz bay
Diyip kapattıktan sonra Aysel Sultan başımda beklemiş gözlerini bana dikmiş sert sert bakıyordu
-Anne hayırdır ? Dedim merakla
-Yüzün çok solgun görünüyor senin hasta olduğun günleri çok gördüm ama bu başka bir şey ilk defa yüzün ruh gibi saydam
-Normal Aysel sultan öteki tarafa gidip azraile selam verip geldim ruhum ancak bedenime yerleşiyor
-Allah senin iyiliğini versin emi dalga geçme şımarık çocuk
Annemin boynuna kolumu dolayarak kendime çekip sarıldım sımsıkı , alnından öpüp" kimin şımarığı ?"
-Benim tabi ki başka kimin olacak
-Seni herşeyden çok seviyorum ama herşeyden
-Anasın tek aşkı iyi ki doğurmuşum seni iyi ki benim oğlumsun .
Aysel sultanın gönlünü huzurlu kıldıktan sonra kendisine gelen telefonla arkadaşlarıyla alışverişe çıkacağını söyledi . Çıksın tabi nefes alsın kadınçağız evde durmak çok yoruyor benim bile şimdiden canım sıkıldı.
Annem şık bir dişi aslan görünümü veren koyu krem paltoyu girerek kapıdan çıktı . Gündüz vakti televizyonda da bir şey yoktur diye hiç yeltenmedim . Elime telefonumu alıp internette turlayım haberlere bakayım diye düşünüyordum Selinin yokluğu kafamı kurcaladı az önce gözümün önündeydi.
-Seliiiiin !!!! Diye bağırmaya başladım adını bir kaç tekrarlayarak ama sesi çıkmadı evdeki hizmetçiyi çağırmak üzereydim ki hizmetçi kadın Dilek hanım hemen gözlerimin önünde
-Bana mı seslendiniz Gökhan Bey ? Diye sordu ismi tam duymamış bir halde.
-Yok Dilek Hanım Selin Hanımı gördünüz mü ? Selini arıyorum
-En son merdivenlerden yukarı çıkarken gördüm
Dedi Dilek hanım şaşkınlıkla...
Bende daha önceden düşmüş olduğum bu merdivenlerden dikkatlice yukarı çıkmaya başlamıştım. Biraz ayağımın acısını Selinin ne işi var bizim yukarda düşüncelerime ayak uydurarak ilerliyordum. Odamdan tıkırtı duyunca hemen kapısını hızlıca açmamla Selini benim banyoya girerken görmem bir oldu . Selin diye bir kaç defa seslendim duymadığını düşünerek adımlarımı odanın içine doğru atmıştım ki arkamdan biri omzuma dokunarak
-"Efendim Aşkım "deyince dondum kaldım yerimde arkamda ne olur selin olmasın diye düşünerek arkama döndüğümde Selini karşımada buldum. Korku ve şaşkın bir vaziyette parmağımı banyoma doğru işaret ederek
-Peki sen burdaysan o o ordaki kim diye? kekeleyerek söylendim
-Kim hayatım ? Dedi o da şaşırarak
Tuttum onun kolunda ayağımın acısını aldırmadan onu banyoya doğru sürükledim banyodan içeri girerken aniden selinin çığlığı eşliğinde kafamı bir yere çarpıp acısından gözüm kapanmıştı sonra hafifce gözlerimi açtığımda kapının kapalı olduğunu gördüm.
-Hayatım sen delirdin mi kapıyı açmadan nereye böyle ? Dedi kızgınlıkla.
-Ya selin kızdırma kapı açıktı az önce görmedin mi ben niye kapıya kafamı vurayım deli miyim ben ?
-Deli olduğunu biliyorum da bu kadarını tahmin etmemiştim diye dalgaya alınca Selinin kolunu sıkıca kavrayıp ileri doğru itekleyerek fırlattım çığlığı şaşkınlığı arasından sıyrılıp odayı yankıladı .
Sonra banyonun kapısını açıp içeri doğru girdiğim de hiçkimsenin olmadığını sadece jaluzinin yukarı çekilmiş pencerenin açık olduğunu gördüm . Pencereyi kapatırken arkamda hafif bir karartıyı pencerenin yansımasından görünce tüylerim diken diken çoktan olmuş hızlıca dönüp arkama baktığımda yine hiçbir şey görememiştim. Önüme dönüp jaluziyi kapatacaktım ki bir de ne göreyim hiç pencereyi kapatmamışım gerçekten kapatmamışmıydım ya da kapattım ...sinirlerim bozulmuştu iyice.... banyodan çıktığımda odamda Selini göremedim .
Selin diye bağırarak aşağı indim . O anda karşıma Dilek Hanım çıktı
-Gökhan Bey Selin Hanım çıktı dışarı. Evin kapısına doğru hızlıca gittimse de Selin ortadan kaybolmuştu bile .

İki elimi şakaklarımdan bastırarak tavana bakıp  sinirimden bağırmaya  başladım ki zil çaldı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İki elimi şakaklarımdan bastırarak tavana bakıp sinirimden bağırmaya başladım ki zil çaldı.
Selin geri döndü galiba diyerek açtığımda karşımda Miray ve Didemi görünce şaşkın şaşkın baktım yüzlerine sonra birden sırtıma soğuk sular indiğini hissedince gözlerim karardı ve yığılıp kaldım.
Bir müddet sonra Didem bir elinde kolonya ve Mirayın iki eli yüzünde korkmuş vaziyeti gözlerimin önümde buğulanarak netleşti.
-Gökhan gökhan diye yüzüme vuran Didemin elini birden yeter der gibi tutup "iyiyim ben" diye doğruldum.
-Sizin ne işiniz var burda kızlar dedim kızgınlıkla
-Gökhan Bey tüm işleri düzene koydum zaten toplantılar sunumlar olmayacağı için şirketten herkesin erken çıkabilir talimatını verdim bugün sizinle olacaktık hep ama nasip olmadı bu yüzden erken çıktık hazır erken çıkmışken Mirayı alıp sizi ziyarete geldik merak ettik ? Ama hakikaten ne oldu size böyle hiç iyi görünmüyorsunuz.
- iyiyim ben çok şükür bir kaza atlattık ama kendimdeyim .
-İsterseniz bir daha hastaneye gidin belki teşhis hatası vardır diye Miray düşünceli bir şekilde teklif sundu.
-Miray iyiyim ben. Biraz sinirlerim bozuk başımda hafif ağrı var .
-Çok geçmiş olsun Gökhan tekrardan , ilaçlarını ihmal etme diyerek gözünü kırpınca anladım ki derdinin çaresi bende demek istiyordu Didem
-Teşekkür ederim Didem diyerek gülümsedim.
Miray da aramızdaki meseleyi sanki biliyormuş gibi dudağını ısırmış gülüyordu.
İzin isteyerek evden ayrılmak için kapıya yönelince ayağı kalkmak isteyince Didem "hayır gökhan bey lütfen rahatınıza bakın" diyerek tatlı bir sertlikle beni tekrar yerime oturttu. Sanki patron oymuş gibiydi. Sonra Evdeki hizmetçi olan Dilek Hanım onlara eşlik ederek kapıya kadar ağırladı.
Onlar gidince yalnız kalmıştım . Yalnızlığımın etkisi ile olup biteni anlamaya çalışıyor kafa yormaya çalıştıkçada kendimi yiyip bitiriyor deliriyordum resmen. Herşey gerçek gibiydi resmen omzumun üstünde soluduğunu bile hissetmiştim ya da beynim bana o havayı vermişti acaba ben yine şu yere düşüp bayıldıktan sonra Didemin uyandırmasından önce mi görmüştüm. Yoksa ben yine rüyamın içinde Didemlerin beni uyandırdığını mı görmüştüm. Resmen kafayı yiyorum ben diyerek en iyisi sessizliği bozup televizyonu açmak diye düşündüm. Sonra televizyonu açıp rast gele önüme gelen ne varsa izlemeye çalışıyordum.

SatiriasisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin