29.BÖLÜM
Eve geldiğimde Aysel Sultan sımsıkı sarıldı. Sanki gidip gelmiyeceğimi düşünür gibi bir sarılış sergiliyordu.
-Anne istersen nefes alayım dedim şaka yaparak.
-Aç mısın ? Diye sormuştu ki üzerimdeki kirliliği görünce "ne bu halin oğlum ? çocuk gibi üzerini batırmışsın "
-Elifteydim az önce harika bir lazanya yaptı onu yedik beraber ama talihsiz kız kahve getirirken düştü elini yaraladı tabi bu durumda da üzerimde kirlenmiş oldu.
-Aaaaa bir şey olmadı umarım. Diye merakla sordu Aysel Sultan
-Yok yok gayet iyi elini sardık işte daha da iyi olur.
Annem gözlerimin içine bakarak
-Sen bu kızı seviyorsun değil mi ? Diye beni köşeye sıkıştırdı.
-Ya anne tamam seviyorum ama bazen beni öyle azarlıyor ki nefret ediyor gibi oluyorum. Bu da beni ondan soğutuyor.
- Her kadın sevdiğine kıskanır seninkisi de bahane arama bence .
- Bir insanın sevdiğini nasıl anlarsın ? Diye sordum
- Ben babanın beni sevdiğini bakışlarından sevişlerinden beni herşeyden korumak için gayretlerinden anlamıştım. Baban her ne kadar karizmada olsa ben uzak dururdum çünkü onunla aramızda imkansızlıklar vardı. Bunu hissediyordum ama onun sevgisine ve kendisine çok güvendim. Para da hiç gözüm yoktu onun hiç parası olmasa bile severdim. Etrafında bir çok güzel bayan vardı. Ama o hep bendeydi beni kimseye değişmezdi toplantılarını bile benim için iptal ettiği günler oldu. Sonra bir gece sarhoş olduk sanırım onun en pis huyu o şarhoş olduğu zaman yanında hangi kadın varsa onunla beraber olurdu. O gün ben vardım ama baban bana böyle bir yanaşma dahi bulunmamıştı. O gün ben onu farklı görmüştüm ve hissettiğim şey bu adam kalbine ihanet etmez ve seviyor da . Sonra işte evlendik.
-Anne senin gibi bir kadını zaten babam kaçıramazdı deyip güldürdüm .
-Utandırma şımarık !!!
-Peki bir gün başka biri seni babam gibi sevse aşık olsa onunla beraber olur musun ?
- Ne biçim sorular oğlum bunlar benim için tek Aşk vardı o da babandı ve yine tek Aşk var o da sensin
Tuttum annemin belinden kucaklayıp
-Sen var ya bitanesin bitane anladım mı deyip öptüm öptüm kokladım.
-Bırak beni haylaz oğlan indirsene deli bu yaştan sonra sakat bırakcan beni deyince bıraktım.
Sonra ben odama geçiyorum deyip merdivenlerden gülücüklerle uzaktan elimi öpüp el sallayışlarımla çıkıyordum. Annemin deli deli deli diye seslenişlerini duyuyordum ama aldırmadım sadece güldüm geçtim .
Direk üzerimdekiler çıkartıp o heyecanla savurup odadaki kirli sepete fırlattım çırıl çıplak oda da aynayla başbaşa kaldım. Aynanın rafına avuç içlerimi koyarak dayandım Kendimi süzmeye başladım . Derin mavi buz gözlerime bakıyordum. İlk defa kendimi sorgulamak istedim annemin söylediklerine bakıyorum birde kendime neydi bu aşk neden ben bu kadar tutku kokuyorum? tutku aşk çok farklı şeyler mi acaba? ya da birbiri içine yerleştirilmiş hisler mi ? Elifi seviyorum ama ona da tutkuluyum sadece içimde ona karşı merhamet şevkat duygusu oluşuyor. Didemi görmem ise beni baştan çıkartıyor ona da saldırıp acımasız olmak istiyorum. Bu iki duyguyu nasıl birbirinden kurtarmalıyım. Aşk ve tutku ikisi bir arada gitmiyor. Keşke Elifin içinde bir didem yaşasaydı Elifin önünde diz çöker evlenme teklifini yapardım. Ama elif paranoyak derecesinde hasta , biliyor da ona karşı sevgimi ama neden bu şekilde davranıyor. İçimdeki ses Elif dese de Didem daha ağır basıyordu beni mutlu etme çabasında .
Didem deyince erkekliğim bile aynadan baktığımda kalınlaşıp uzadığını farkettim işte didem bunu yanımda olmasa bile becerebiliyordu. Elif deyince ise sönmeye başlıyordu şimdi ki gibi . Ben erkeğim Elifle huzuru bulsam da Elif bende hep eksik kalacak bunu şu erkekliğimin inişiyle bile hissediyorum. Ve onu mutsuz edeceğim sanırım Eliften vazgeçmeliyim yoksa kıza da yazık olcak genç yaşta kendine uygun biriyle umarım karşılaşır. Yok yok ben ne diyorum Elifin yanında erkek görsem o erkeği gebertirim lan ben, şerefsiz yaklaşamaz . Mal mal aynanın karşısında konuşurken üşüdüğümü hissettim. Direk banyoya geçip duşumu alıp çıktım. Üzerime uygun bir şeyler giyip aşağı indim. Annemle beraber bir film ayarlayıp izlemeye başladık.
Daha çok hareketli film izlemeyi seviyordum annemde bana katlanıyordu sırf beni kırmamak için filme başladık ama daha filmin ortasına gelmeden uyuyup kalmışım. Gece yarısı gökhan kalk hadi yatağına git sesiyle başımı annemin kucağında bulmuş halde gözlerimi açtım. Uyku sersemliğiyle odama gelebilmiş ve yatağımın içine girip uyuyup kalmıştım.
Sabah erkenden kalkıp takımımı giyerken acaba arabada yedek bir tane daha bulundursam mı diye düşünürken elime diğer takımı çoktan takmış halde evden çıktım. Hava yağmurlu olmasından dolayı hızlıca arabaya atladığım gibi elimdeki takımı arka koltuğa attım. Yağmurlu havada araba kullanmayı hiç sevmezdim ama mecbur şirkete gideceğiz
Yolda araba ile ilerlerken karşımdan gelen belediye otobüsü aniden önüme doğru direksiyonu kırınca o refleks ile ben de sağ kaldırama doğru kırıverip çarpışmayı son anda kurtarmıştım. Ohhh diye içimden tam nefes alacaktım ki yağmur sebebiyle oluşmuş su birikintisinin içine girmemle kaldırımda bekleyen bir kadının üzerine su birikintilerinin çarpması bir olmuştu.
"Off " ne yaptım ben diyerek geri geri gelip arabanın sağındaki pencereyi otomatiğe basarak indirdim. Karşıma yüzü bebek gibi çok tatlı mavi gözlere sahip bir kadın çıktı ve ne tuhaf ki onun " öküz biraz daha dikkatli olsana nerden aldın bu ehliyeti " diye söylemlerini çok o kadar takmamıştım.
-Pardon hanfendi çok özür dilerim karşımdan otobüs geliyordu çarpacaktım mecbur suya girmek zorunda kaldım isterseniz gideceğiniz yere kadar bırakabilirim ?" Diye sorsam da kabul etmiyeceğini biliyordum.
-Ne münasebet canım araba kullanmasını bilmeyen öküzün arabasına binmem ben üstelik siz beni ne zannediyorsunuz yürü gidin işinize " deyip açtığım kapıyı tekrar yüzüme kapattı .
Şaşırdım bayağı görgüsüz birine benziyordu. Neyse deyip şirketin yolunu tuttum tekrardan. Şirkete gelince Miray hoş geldiniz diye gülümsemesiyle sıcacık bir dokunuş sergiledi. Teşekkür edip yukarı çıkıp odama doğru ilerlerken yine harika görünümüyle didem gelmişti. İlk defa kumaş pantolon giydiğini gördüm o gün acaba ne ima etmeye çalışıyordu bu tarz giyimiyle ...
Sanırım Miraydan etkilendiğim için kendisini kapatmak mı istemişti .
-Hoş geldiniz diye saygı içerikli bir karşılama yaptı diğer çalışanların yanında
-Hoş bulduk diyerek ofisimize geçmiştik .
Sonra didem hal hatır sorduktan sonra günün programını tane tane anlattı. Hepsini pür dikkat dinlesemde göğüs dekoltesi bazen dikkatimi dağıtıyordu. Hatta bazen bazı cümlelerini tekrar etmesini rica ediyordum. O da hiç sıkılmadan tekrar tekrar anlatıyordu. Tüm programı anlatıp kahvelerimizi alıp yandaki deniz manzaralı ofisimize geçtik.
Kahve yudumlamlarımıza benim şu sözlerimi ekleyerek devam ediyorduk:
-Hayırdır Didem ilk defa pantolon giymişsin bana karşı kendini karantinaya mı çekmeye başladın?
Tenini benim göğsüme yakınlaştırarak :
-Niye öyle bir şey yapayım ki ? Diyerek burnuma işaret parmağıyla dokunup gülümsedi.
-İlk defa böyle görünce ne bileyim değişik hissettim ama güzel hoş görünüyorsun yine de
-İstersen bir daha pantolonla gelmem patronumuz istesin yeter dedi.
-Yok yok istediğin gibi giyin ne karışacağım sen zaten bu giyim konusunda bayağı iyisin bazen seni mankenlik ajansında çalışmış olarak düşünüyorum.
Dedikten sonra elimi sakallarımda dolaştırarak alt dudağımda tatlı bir öpücük atıp teşekkür etti.
Sonra Didem ofisten ayrılınca ben de günlük hangi sunumlar toplantılar varsa onlara katılıp arkadaşalara motivasyon sağlamaya çalıştım . Amacım hiçbir zaman morel bozmak değildi bilakis onların ümitsizliğine ümit eklemek her ne kadar durumlar kötü gitsede yine de kızgınlığım yoktu. Sanırım bunda Didemin parmağını unutmamak gerek .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Satiriasis
Romansaİlk deneyim Her türlü karışıklığın içinde buz rengi mavi gözlerinde bir aşkı bulduğunu zanneden adamın karşılaştığı tehlikeli oyunlara karşı dirineşi +30 KİTABIN BÖLÜMLERİNİ OKURKEN ÖNYARGILI BAKARSANIZ BAZI DURUMLARI FARKETMENİZ ÇOK ZOR OLACAK