20.BÖLÜM
Sabah gözlerimi açtığımda annemin merhamet ve şevkat kokusunda mayıştığımı anladım sabaha kadar çok güzel uyuduğumu hissettim ve annem hala uyuyordu. Çenesinin altından öpünce gözlerini açtı birden :
-Aysel Sultan Babamın neden sana deli gibi aşık olduğunu şimdi anlıyorum. Böyle bir huzur hiçbir yerde yoktur. Dedim
Gecenin hüzün dolu yanları Aysel sultanın yüzüne tebessüme bırakmıştı
-Sen benim bu hayattaki tek aşkımsın seni kaybetmeyi hiç göze alamam. Dedi.
- şımarsam mı ne ? zaten şımarık olmuşum babamın dediği gibi "bu çocuğu sen şımartıyorsun !! "
-ah be oğlum o günleri de özledim ama hayat devam ediyor hadi kahvaltı yapmadan bir hastaneye gidelim gelince yaparız ya da dışarda güzel bildiğim bir yer var orda yaparız kahvaltımızı.
- Anne bir gün benden başkasını seversen seni öldürebilir miyim ? Diyerek gülümsedim
- Ağzına terlikle yapıştırmak isterdim diyerek ağzıma şaplattı "sus !!bu yaştan sonra birini sevmek Allah yazdıysa bozsun " dedi ciddi ciddi.
Yataktan kalktık annem odasına gidip hazırlanırken ben duş almak istiyordum ama başım sarılıydı alamıyordum kokmuş gibi hissediyordum. Üzerindekileri çıkartırken aynada vücuduma bakıp çizikleri görünce Allahtan akşam yatmadan giydiğim eşofman üstü bağrımı kapatmış yoksa bu sabah beni yargıç gibi sorgulamaya başlardı. Lavaboda elimi yüzümü kendimi yıkar gibi yıkamaya başladım. Gözlerimin içleri içine çökmüş betim benzim atmıştı resmen ya da bana öyle görünüyordu. Dolaptan siyah kazağımı ve pantalonumu giyip paltomu üzerime geçirip parfümü sıkıp ayna da saçıma iki el atıp hızlıca taradım.Odamdan çıkıp merdivenlerden indiğimde aşağıda kimse yoktu. Dilek hanım
-kahvaltı hazır efendim buyrun deyince
- sağol dilek hanım ama malesef Aysel Sultan beni hastaneye götürüyor size afiyet olsun ha bu arada Elif hanım uyuyor mu hala diye sordum merakla
-Elif hanım 1 saat önceden çıkmıştı beyefendi
-tamam dilek hanım diyerek Annemin merdivenlerden aşağı indiğini gördüm.
Annem hadi gidelim dedi kapıdan çıktıktan sonra annem kapıda beklerken ben arabayı kumandası ile açıp arabanın içine girdim düğmesini basıp çalıştırırdım o sırada gözüme yan koltuğunun altlarına doğru uzanan ucu kırmızı siyah bir bez parçası gördüm. Bu da nedir böyle diye uzanıp aldığımda elime bir kadın iç çamaşırı geldi önce şaşırdım sonra dünkü olay gelince aklıma Didemin bu diye içlenmeye niyet ettiysem bile kapıda annemin beklediğini görünce hemen arabanın elfreninin ordaki kutununun içine sıkıştırıp kapağını kapattım.
Allahtan erken farkettim Aysel sultan görse bize bir ton fırça atar kurtulamazdım çenesinden diye gülümsedim.
Annemi evin kapısından alarak annemin talimatlarıyla özel hastanesine kadar gittik. Sanki daha önce buraya birkaç kez gelmiş gibiydi. Ezbere biliyordu sokakları kestirmeleri bile.
-Anne !!!
- hımm ??
-Sen buraya daha önce kaç kez geldin?
-Hayırdır niye soruyorsun
-merak ettim neden bu kadar yolu ezberlemiş gibi biliyorsun.
Uzun süre sustu aynadan dışarı izliyordu sonra birden telaşla "dur dur" geçtik şu sokaktan girecektik deyince geri geri arabayı sürüp o sokağa girdim. Ve hastaneye ulaşmıştık. Nöroloji bölümünden annem geceden benden habersiz randevü bile aldığını hemşire ile konuşurken anladım. Testler ve çekimlerden sonra doktorla konuştuğumuzda doktorun herşeyin normal olduğunu söylemesine rağmen içimdeki ses hiçbir şeyin normal olmadığını inkar ederek söylüyordu.Bu hastaneye sırf annemin içi rahat olsun diye gelmiştim zaten, sorun yok gibi görünsede o sorunu içimde ben yaşıyor ve hissediyordum. Bedenimden soyutlanmış 5 duyu organımın hissettiği şeylerdi. Yani ruhumdaki değişikliği bedenimde hissediyordum.
Gel zaman git zaman bir hafta boyunca geceleri hep kabuslarla uyanıyorum annemi benim dayanılmaz acılarıma ağlarken yanımda buluyordum. Öyle anlar oluyordu ki artık benle biri daha içimde yaşadığımı hissetmeye başlamıştım. Hiçbir tıbbi tedavi ve uzman doktorlar tarafından bile bu şeye çözüm üretilemiyordu. Annem ve ben dayanılmaz acılar içinde kıvranırken nişanlım Selin beni sadece telefondan arayıp konuşmaya çalışıyor yanıma gelemiyordu ya da gelmek istemiyordu korkusundan sanırım ona hak veriyordum .
Didemde arada ziyaretlere gelip bana şirketle alakalı bazı reklam işlerinde olan bitenleri anlatmak için geliyor ve bazı imzalanması gereken şeyleri imzalayıp gitmekten başka bir özelliği kendinde taşımıyordu artık hiçbir şeyi hissetmeyen ruhsuz bir adam özelliğini içimde yaşıyordum. Ruhum olsa bile içimde bir yerlere hapsolunmuş gibi hissediyordum. Haftalarca işe gitmek istesemde kendimi yorgun hissediyor kabuslarıma halüsinaysonlar ekleniyor ve bu halde iş yerimde rezil olmamak için iş yerine gitmekten vazgeçiyordum.
Annem de bende çıldırmak üzere bazen birbirimize bağırıyoruz hatta kırdığımız anlar bile oluyordu.
Bir ara yine kabusları gördüğüm bir çıldırma halinde Annemin telefon açtığını gördüm
-Alo Etka Bey ne olur bizim eve acil gelin diye söylediğini duysam bile baygınlıkla kendimi yere atmıştım.
Gözlerimi açtığımda Etka Amcanın kucağında kendimi gördüm ama Etka Amcanın suratı yine o kadının suratı gibi korkunç bir hal alınca bağırmaya başlamam bir olunca dudaklarının mırıldanmaya başladığını da gördüm. O mırıldandıkça yüzü eski haline doğru dönmeye başlıyordu çok şaşırdım neydi bu böyle kulağıma gelen anlamsız kelimeler. Hiçbir şey anlamıyorum ama kendimi rahat hissettiren bir şeyi yaşıyordum uzun zaman sonra ...
Sonra etka amcanın boynuna sarılarak kendimi bıraktım ve derin bir uykuya daldım.Ne yemek yiyebiliyordum ne su içebiliyordum .
İçtiğim su bile gözümde kan oluyor yemek yemek istesem bile yemekleri en iğrenç pislik olarak görüyordum. Annem beni bir bebek gibi gözlerini kapa diye yedirsede dilimde bile acayip hissettiriyor öğürmek istiyordum.
Bir gün evimize etka amca ve yanında hafif beyaz sakallı salvarımsı bi pantolon giymiş bir adam gelince o adamdan nefret etmeye başlamıştım. Yüzü korkunç, hareketleri beni korkutuyor ama kortuğumu farkettirmemek için o adam küfür ederek evden kovmaya çalışıyordum. Bu benmiydim gerçekten ben bu kadar küçülüyormuydum saygısı sevgisi tam olan bir adamdan nasıl böyle sözler çıkar . Ama benim yerimde siz olsanız karanlıkta bir yerde hapsolmuş insanların hepsinin yüzleri buruşuk ve korkutucu bir halde görürseniz belki de bu küfürler sizin söylediğiniz en nazik cümleler olurdu.
Etka amcanın mırıldandığı gibi o adamda bir şeyler mırıldanmaya başlayınca o adamın yüzü de çok feci parlayan ışık süzmesi halinde yüzünden etrafa yayılan bir güzellik meydan geliyor yüzü güzelleşiyordu ve içimi rahatlıyordu nedir bu anlamadığım sihirli cümleler ?
Annem adama elini uzatıp hoş geldiniz dese de adam hiç tokalaşmayıp hoşbulduk demişti.
Etka amca :
-bu benim haftalar önce bizim köyde bahsettiğim kişi; sizin durumunuzu anlatınca size yardım etmek istedi ve bu hali ancak Ahmet hocamız çözer diye düşündüm o yüzden getirdim.
Annem:
- "Valla Etka bey ben şuan yapmadığım şey kalmadı gitmediğim doktorlar kalmadı çözümünü bir türlü bulamadım. Ne yapsam başaramadım diyerek " oturup o asil kadın yüzünü tutarak ağlamaya başlamıştı hıçkıra hıçkıra...Ahmet hocayla tanışıp özür diledim ondan kelimelerimden dolayı pişman olmuştum. O da ağır başlılıkla sorun değil diye yanıtladıktan sonra başımdan geçen herşeyi tek tek anlatmamı istedi ayrıntısıyla hiçbir şeyi kaçırmadan uygun görmesen bile. Ve başladım olayların en başından şu zamana kadar hiçbir ayrıtıyı bile unutmadan anlatmaya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Satiriasis
Romanceİlk deneyim Her türlü karışıklığın içinde buz rengi mavi gözlerinde bir aşkı bulduğunu zanneden adamın karşılaştığı tehlikeli oyunlara karşı dirineşi +30 KİTABIN BÖLÜMLERİNİ OKURKEN ÖNYARGILI BAKARSANIZ BAZI DURUMLARI FARKETMENİZ ÇOK ZOR OLACAK