28.BÖLÜM
Kollarımı birbirine geçirmiş sağ omzumu kapı girişine yaslamış şekilde elifimi izliyordum. Onun gayretini izlemekten keyif alıyordum çünkü gerçekten çok heyecanlı ve titizdi. Bir insan yemek yaparken mutfağı dağıtırdı ama o kullandığı malzemeleri bile sıraya dizmiş ve uzaktan gören yemek değil sanki misafir gelecekmiş gibi davrandığını anlardı. Eğilip kalkıp beni tahrik ediyor bazen kalçalarını bana davetkar bir gel yaklaş sunumu sergilisede ona yakınlaşmıyor dikkatini dağıtmak istemiyordum. Farkında olmadan pantolonumda dikleşme meydana gelince Elif görmeden elimi pantolonuma götürüp erkekliğimin kafasını bacak doğrultusunda aşağı indirdim ki belli olmasın diye ...
Elif "Gökhan yardım eder misin şu soğanı ve biberi ince ince doğrarmısın?" Deyince durduğum yerden mutfağa girdim ve onun arkasından sarılıp boynunu öpmeye başladım kalçasındaki erkekliğimin sertliğini hissedince kendini salsada
-Gökhan yapma fena oluyorum bak yemek bitmez desede boyundan iliklerine kadar aldığı zevke çoktan kendini bırakmıştı.
-Yemek mi onu düşünen kim dedim boynundan öpüp kulağına fısıldayarak .
Ellerim bacaklarının üstünde arkadan sarılmış halde okşuyordum ki Elif kalçasını birden erkekliğime vurdurunca "ahhh" diye bağırıp karnımı tutup arkamdaki sandalyeye çoktan oturmuştum. Çok feci ağrı girdi gözlerimi bile kısmıştım o ağrının şiddetinden Elif soğan ve biberi bana uzatıp "al şunları doğra yaramazlık yok" dedi kızgın halde .
Bıçağı alıp soğanları doğramaya başlayınca acıma göz yaşımda karışmıştı resmen Elif kıs kıs gülüyordu "hain ne olcak " diye mırıldandım. Duydu ama gülme tuttu onu : " çok konuşma da işini bitir daha domatesler rendelencek beyefendi "
Yemin ederim bu kız gıcıkkkkk !!
-Gıcık mısın sen lan dedim
Yanıma gelip kollarını boynuma dolayıp kalcasını kucağıma yerleştirip "evet gıcığım" diyerek dudağıma yapıştı. Öylece kala kalmıştım , tam ben karşılık verecekken öpüşlerini çekince kucağımdan kalkıp güldü yine .
- Gıcık olduğunu süper ispatlıyorsun dilimi çıkartıp böööööö deyince elifte nanik yapıyordu oha bunu ben mi yaptım . Çüş artık ya resmen çocuklaştık dedim .
Anladığım ve hissettiğim şey onunla aşkın çocuk rengine boyanıyordum. Yüzümüz şekilden şekile giriyor birbirimizle dalga geçiyorduk. Böyle tatlı tatlı itişip kalkışırken önceden 170 derecede ısıtılmış fırına Elif borcamı yerleştirdi.
Sonra gel bakalım buraya yaramaz azgın serseri çocuk diyerek kucağıma oturup dudaklarımızı dans ettirmeye başladık. İlk başta o öpüyor seviyor sonra kendi öpüşlerini sakinleştirdiğinde ben onun dudaklarını emiyor omuzlarını sırtını okşayarak seviyordum. Onunla saatlerce öpüşebilirdim bıkmadan usanmadan nefesini içime akıtıp onunla huzur kokabilirim. Öyle birbirimizi kesintisiz öpüyorduk ki fırından bip sesi geldiğinde bu kadar zaman nasıl geçer hızlı diye şaşırmıştık. Lazanya pişene kadar bizde pişmişiz resmen diye tebessüm edince Elif gülüşümden bir daha öpüp kucağımdan kalkıp borcamı eline geçirdiği eldivenlerle çıkardı...
-hımmm hımm hım harika kokuyor dedim
-bence sen harikasın dedi elif
Çok şaşırdım ilk defa elif böyle bir iltifat etmişti bence bu elif değil içine aşk kaçmış odun dedim içimden. Normalde Elif bana sadece saydırırdı şaşırdım tabi sonra masaya çatal bıçak ve sofra için ne gerekiyorsa koymaya başladım o da tabaklara çoktan yemeği koymuş masaya tabakları yerleştiriyordu. Elif benim huyumu bilsede o yine de ayrı ayrı sandalyede oturmayı seçmişti. Güzelce yemeğimizi yiyorduk harika olmuştu .
-Elif !!! Sen o kuaförden çık bizim şirkete başaşçı olarak gel diye gülümsedim.
- Olmaz diye kızmış şekilde yanıt verdi sonra " orda çalışanların hakkına giremem ben hepsinin ailesini bakmakla sorumlu olduğu bir evi var unut bunu deyince hevesim kursağımda kaldı. Haklıydı ama sadece espiri olarak demiştim . Sanırım o "her şakanın altında doğruluk payı vardır " diye düşündü. bu yüzden böyle tepki gösterdi ama haklıydı ona hak vermiştim o yüzden onu diğerlerinden daha fazla seviyordum daha çok severdim iyiki vardı. Yüreği güzelim benim canımsın lan sen benim diye içimden geçirdim. Yemeklerimize hoş sohbetimizi de ekleyerek güzelce yedik. Ellerimi lavaboda yıkayıp oturma odasına doğru geçerek televizyonu açtım. Ne yalan söylüyeyim kendi evimmiş gibi hissediyordum bu evde.
Bacak bacak üstüme attım haberlere bakıyordum. Siyaseti pek sevmezdim ama nedense merakımdan sanırım izlemek istedim her zamanki gibi insanlar kürsüye çıkıp ver yansın yapıyordu. Hepsi gösteriş olduğu besbelliydi nasıl oluyorda insanlar bu tiplere kanıyor. Üstelik dini bile alet ediyorlardı insanların gönüllerine girmek için . Akıllı bir insan tüm bu olup bitenlere kanamazdı. Çünkü din yaşantı biçimidir gösteriş değildi. Odaya Elif elinde tepsi ile gelince bir an kendimi elifi isteme merasiminde zannettim. Hoşuma da gitmişti. Elifle göz göze gelince aniden elif takılıp tüm kahveleri üzerime dökünce birden bağırarak refleks olarak koltuğa çıktım. Sonra elifi yerde görünce hemen yere atılıp elini tuttum. Eli kanıyordu tepsi kesmişti sanırım yere düşünce bırakmak istemeyince elini kanattı tabi . Kaldırdım koltuğa oturttum ecza dolabını sordum. Yüzündeki acı ifade ile mutfaktaki en alt çekmecede dedi. Bir koşuda malzemeleri alıp yanına geldim. Elini tutup kanları temizledim sonra parmaklarını sardım.
-İyi misin şimdi ?
-İyiyim ama acıyor biraz bak yine üstünü başını batırdım.
-Elif kızıyorum ama senin burda canın yanıyor gömleği pantolonu düşünüyorsun dedim .
-tamam tamam hemen kızma be sen bu eve gelince ortamın atmosferi değişiyor nasıl oluyor bilmiyorum ama gerçekten buraya gelmen hoşuma gitsede başına böyle şeylerin gelmesine üzülüyorum.
- Bunlar ne ki sen yokken neler gelmedi başıma ?
-Hayırdır ne oldu gökhan ? dedi
- Selin öldü.
-Şaka yapıyorsun gökhan dalga geçme
-Bu konuda şaka yaptığımı hiç gördün mü ? Aslında haklısın sen varken hayatımda kimse ölmemişti doğal olarak böyle demen normal . Deyince gülme krizi geldi Elife ve dedi
-Gökhan güldürme zaten sinirlerim bozuk hakikaten Selin nasıl ölür ya ?!
-Sanırım olayları baştan anlatsam iyi olur dedim. Ve herşeyi tek tek anlatmaya başladım. Eli elimde gözü hafif dolmuş hatta bazen şaşırıyor korkuyor ama sarılmalarımla onun yanında olduğum için ben teselli verdiğimi düşünsemde aslında o bana teselli veriyor olduğunu hissettim . Hepsini anlattıktan sonra üzülerek boynuma sarıldı ve bende ona sımsıkı sarıldım içime sokmak istercesine sarılıyordum. Sonra ilk defa bir şeyi farkettim uyumamıştı ama ağladığını hissediyordum.
-Gökhan seni kaybetmek istemiyorum diyerek yüzümü iki elinin arasına alarak yanağımdan öptü kokladı beni.
-Sen benim yüreğimdesin kimseye karşı kalbim hiç böyle değil şuan bile atışına bak nasılda atıyor.
Elini gömleğimin üstünden atıp kalp atışıma dokunmaya çalıştı sonra eğilip öptü. Sonra aniden telefonum çalınca cebimden çıkartmaya çalıştım . Elif geri çekilince telefonu cebimden çıkartıp arayanın valide sultan olduğunu gördüm . Oğlum nerdesin sen ? Dedi koskoca adam olmuşum hala aklı bende bu kadının sanki başıma bir şey gelecekti.
Anne elifteyim geliyorum birazdan deyip kapattım.
- Elif ben artık buraya iki elbise ile geleğim böyle olmuyor diyerek güldüm .
Elifte omzuma vurarak :
-uyuz pisliksin sen dedi. Gülüştükten sonra o mutfağa gidip ıslak bez ve kumaş temizleyicisi ile gelip üzerimi sildi. Sonra yanağımdan öpüp:
- oldu şimdi gidebilirsin dedi .
-kovsaydın daha iyiydi ,
-yürü işine git uyuzluk yapma dedi
-iyi gidiyorum bak söylüyeceğin bir şey var mı ?
-çok dikkat et kendine o ofisteki kızlardan da uzak dur dedi. Sanki beni takip ediyor bu kız tamam dedim. Sonra evden çıkıp kendi evime doğru yol aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Satiriasis
Romanceİlk deneyim Her türlü karışıklığın içinde buz rengi mavi gözlerinde bir aşkı bulduğunu zanneden adamın karşılaştığı tehlikeli oyunlara karşı dirineşi +30 KİTABIN BÖLÜMLERİNİ OKURKEN ÖNYARGILI BAKARSANIZ BAZI DURUMLARI FARKETMENİZ ÇOK ZOR OLACAK