İçimizdeki Boyadıklarımız

2.5K 15 3
                                    

7.BÖLÜM
Merdivenlere ulaşıncaya kadar etrafımda çalışan bütün iş arkadaşlarıma selam vererek ilerdim dikkatimi bir çalışanım çekmişti uzaktan ona ve adımlara bakarak adımlarımı yavaşlatmaya başladım.
Sonra merdivenlerden aşağı yavaş yavaş düşüncelere dalarak inmeye başladığım bir anda yukarı gelen bir çalışanı farketmeden çarpmama rağmen o "özür dilerim efendim " diyerek hatası onunmuş gibi konuşması beni düşüncelerin esirinden kurtarıp onun nazik düşüncesine aklımı yönlendirdi. Bizim iç hizmetler şefi Etka Amcanın olduğunu görünce Abi estağfirullah nasılsın iyi misin ? diyerek hal hatır sorarak hatamı telafi edici soru yağmuruna tuttum.
Elindeki yeni almış olduğu kapı kollarını göstererek
- İyiyim Gökhan Bey işte " bir kaç odanın kapısında sorun var onları halledeceğim "
- Allah kolaylık versin Etka Amca valla sizin burda olmanız babama benden kalan en güzel hatıra olarak yorumluyorum zaten şu sözü hiç aklımdan çıkmaz "bu şirkette tek güveneceğin Etka Amcandır "
Sahi Etka Amca isminin manasını hep sormak isterim ne demek ? Konuşmalarımız samimiyetin verdiği hava ile derinleşiyordu onu bekletmekte istemiyordum. Ama onun yüzü çok başkaydı insanı kendine sürükleyen bir mıknatıs özelliği vardı.
- Gökhan Bey bir gün bu ismin üzerinde anlatacaklarımı ayaküstü anlatmak istemem dilersiniz vaktimiz olunca bir çay muhabbeti altında demleniriz.
- Çok sevinirim merak ediyorum doğrusu ve sizden öğreneceğim çok şey var bunu hissediyorum
- Estağfirullah diyerek vedalaşarak ayrıldık. Danışmada yine Mirayın tatlı gülümsesi ile karşılaşınca yaklaştım
-Miray Hanım bana Didemi bağlarmısınız
-Peki Efendim dedikten bir kaç saniye sonra telefonu bana uzatarak buyrun Efendim
-Didem hanım haftalık programımızda yarın boş vaktimiz var mı?
- Evet Gökhan bey öğleden sonra saat üç den sonra boşuz
-Tamam üçten sonra Etka amcayla bizim yaklaşık bir saat kahve muhabbetimiz olacak ve saat dörtten sonra da Miray Hanımla özel bir yemeğe gideceğiz yerine birisini ayarlarsınız.
-Peki Gökhan bey dedikten sonra vedalaşıp telefonu kapattım.
Miray konuşmalarımızı duymuş olacak ki gözleri sevinçten kısılmış ve ağzı kulaklarına varmıştı bile
- Gökhan bey çooooook çoook teşekkür ederim.
-Herkesi çağırdığımda sizi unutacağımı düşünmediniz sanırım.
-Ya aslında evet düşündüm de ne bileyim sizi çok iyi tanımadığımdan sanırım diye içinde özür saklı bir edayla konuştu.
-Şimdiden iyi Akşamlar yarın görüşürüz
-iyi akşamlar...
Diyerek Ahmetin arabamı çoktan kapının önüne çekmiş olarak gördüm. İçimden geçirdim bu insanlar gerçekten iyiler mi ? Rahmetli babamın insan seçimine bayılıyorum diyerek içimde buruk bir hüzün yaşasam da bana sunduğu bu güzellikleri en iyi şekilde değerlendirmem gerektiğini görevim olarak hissetmeye başladım.

Anahtarı Ahmetle vedalaşarak alıp arabaya binip doğru Selinin Evine gitmeye koyuldum ; düşünceler planlar hisler ortalığın amına koymuş bir halde beynimde serseri serseri dolaşıyorlardı. Direksiyonumun tuttuğu yerden radyo kanallarında dolaşırken dikkatimi yol, müziklerden daha fazla çekiyordu.
Hertürlü müzik dinlerdim yeterki sözleri o anki dakikalarıma hislerime tercuman olsun ama ne yazık ki o kadar kanal dolaşmama rağmen dikkatimi celbedecek bir şey çıkmamıştı.
Selinin Evine yaklaşınca telefonumu şarza koymam gerektiğini Selini aramam gerektiği hissinden ağır basarak telefonumu arabanın şarzına taktım. Bir süre sonra telefonum Arabamla senkronize çoktan olmuştu . Ve yine hızlı arama tuşlarını arabamın direksiyonuna ayar çeken Didemdi.
Didemle yaşadığımız küçük heyecanlı dakikalar gülüşüme sebep olsa da kendimi küçük düşürdüğümü hissettim . Ama Elif haklıydı ama bir kadın biriyle nişanlıyken bunu yapmanın mantığı neydi? Bunu yakında çözeceğim .
Selinin Evine yaklaşınca Direksiyondan hızlı arama ile onu aradım ve iki üç dııııt sesinden sonra
- Alo ! Selin aşağıda seni bekliyorum
-Gökhan Aşkım seni bir 5 dakika bekletecem istersen yukarı gel
- Yok ben aşağıda beklerim seni
- Tmm sevgilim hemen geliyorum diyerek heyecanla kapattı...
Selini beklerken telefonda Elifin bir kaç çağrısını gördüm saat sabah on civarlarında iki kere aramış ama malesef Selin hanımın onlarca msjı ve çağrıları arasında kaybolmuş olduğunu gördüm. Şimdi Elifi arasam Selin gelecek bu seferde Elifle konuşmamız kesilecekti.


    Aramayı ertelemeyi düşünürken birden gözümün ucuna arabanın önünden bulanık bir kırmızılık  ilişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Aramayı ertelemeyi düşünürken birden gözümün ucuna arabanın önünden bulanık bir kırmızılık ilişti. Kafamı yavaşça kaldırıp bakınca Selin çoktan evinden çıkmış. Kırmızı topuklu ayakkabısını diğer ayakkabasının önüne koyup hızlıca ilerliyordu. Üzerinde kalçalara kadar uzanan deri kırmızı bir palto ve paltonun içine gizlenen boynundan bağlanmış göğüs çatalını gösteren tül desenli badisi , siyah dizlerine kadar uzanmış yırtmacı ve bacaklarının arasına yaklaşık onbeş santim kadar yakın olan bir etek , eteğinin altından sıyrılıp gelmiş siyah ince çoraplarıyla başdöndürücülüğü "Allahım beni neden bunlarla sınıyorsun " demeye zorluyordu. Selinin elinden tutarak güneşin batışıyla tatlı bir kırmızılık sırtımı okşarken önüme düşen gölgeme çekip bana sarılmasına izin verdim. Sarılınca sol elini kirli sakallarımdan süzülürken sağ yanağıma yatırdı ve sol yanağımdan bordo rujlu dudaklarıyla öpücük vererek boynumu koklayıp bir iç çekti.
-Harika kokuyorsun yine Aşkım dedi kokumu içine çekmesiyle aldığı zevkten kapanan gözlerini açarak.
-Sen de mükemmel görünüyorsun yavrum dedim keskin bakışlarımla gözlerini okşayarak.
Elinden dansa kaldırma tutuşuyla arabanın önünden dolanırken arabanın kapısına eşlik ederek kapıyı açıp buyur ettim.
Arabaya otururken "teşekkür ederim yakışıklım" ince zarif bir edayla iltifat etti. Kapıyı kapatıp çeketimin önünden tutarak hızlıca şöför koltuğuma geçtim. Arabayı Selinin gülüşlerine bakarak çalıştırıp yola koyulduk.
Arabamı kullanırken benim bakışım yoldan ayrılmıyorken Selinin bana bakışının da benden ayrılmadığını göz ucuyla farkettimse de sesimi çıkarmadım.
- Gökhan Seni o kadar aradım çaldırdım mesaj attım neden bana hiç dönmedin? Diyerek sessizliğin huzurunu bozdu
- Bunu telefonda görüşerek konuyu kapattık zannediyordum.
- Kapatmadık Bey Efendi artı neden son zamanlarda bana karşı soğuk davranıyorsun bilmeden bir şey mi yaptım ya da ne bileyim bir derdin mi var ?
-Aslında ben de seninle bu konuyu konuşacaktım.
-Neyi ? Dedi merakla
- Anlatacağım
Derken telefonuma bakıp Didemin whatsapp dan bizim için rezervasyon yaptırdığı restorantın konum adresini tıklayıp arabanın navigasyonu ile uyumlu hale getirdim.
-Sen ne kadar beni özlemesen de ben seni çok özledim diyerek boynumu koklamaya devam ederken sağ bacağımı okşayıp boynumu öpüp kokluyordu.
-Dur kız kaza yaptıracaksın bana ! Diyerek sert bir şekilde çıkışınca kırılıp bedenimden oturdığu koltuğuna doğru kendini attı. Küçük bir kız çocuğu gibi dudağını bükerek arabanın sağ camından bakmaya başladı.
İçimde hep bu merhameti taşıyorum ne zaman üzgün birini görsem veya hissetsem bana bir şey olup tüm gücümü kaybediyorum .
Sanırım ben hep bu içimdeki duygumdan kaybediyorum ; başkalarını da kendim gibi görüdüğümden . Tüm kaybedişler içimizdeki duyguların aynısını karşımızdakinde olduğunu varsayışlarımızdandır. Bir varsayım birçok varsayımlarımızı yokeder. En büyük eksikliğimiz insanları yeteri kadar tanıyamamışımızdan ve o insanı içimizde iç güzelliğimizle güzelleştirip gözlerimizin merceğinden öyle olduğunu yansıtmış olduğumuzdan.
Selinin üzgün olması benim içimde aldatılma duygusuyla birleşip dengelerken yaptıklarımı da düşünce o denge o an için merhamete bürünüp Selinin ince sol bacağına sağ elimi atarak dikkatimi yoldan ayırmadan okşamaya başladım .
-Selin biliyorum özledin ama kaza yapmamız ikimiz için kötü olur hadi beni düşünmüyorsun kendini düşün . Diyerek bacağını okşarken bedenine değiyor sözlerim egosunu okşarken ruhuna değiyordum.
- Umrumda değil Sen yoksan ben zaten istemem yaşamayı diyerek omuzlarını silkti
- Tamam tamam gel buraya diyerek elimi saçlarını topuz yapamış başından tutarak başını omzuma alarak şakaklarından öptüm.
Selinin tebessümlerini tekrardan yüzüne verdim.
Ben özümde buydum insanlarını yüzünde tebessüm oluşturmak aklımdan onca kötülük geçerken bir anda yine sevginin merhametli kucağına düşerdim. Yine yapmam gereken aldatılma sinirlerini sadece kaşlarımda bırakmıştım ve kalbimdeki acıma duygusuna yenilmiştim.

SatiriasisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin