Candy Man III

Bölüm 10

Leon ile birbirimize baktık. Leon kulaklarına kadar kızardı. Lewis başını ovaladı.

-"Bütün gece sesinizden uyuyamadım. Nasıl manyaklarsınız da üst kata kadar sesiniz geliyor anlamış değilim. İnsan da biraz utanma olur" diyerek oğluna baktı. "Özellikle de senin sesin. Sen sustuktan sonra sesin kulaklarımda çınladı!"

Uşak elinde bir bardak su ve peçetenin üzerinde bir hap ile yanına yaklaştı.

-"Buyurum efendim."

-"Ah Vale... Sağ ol"

Uşağın elinden ilacı alıp içti. Sonra yeniden kötü kötü Leon' a baktı.

-"Bir daha söylüyorum. Seks yok!"

-"Af edersiniz baba"

-"Siz de dün hiç ortalarda görünmüyordunuz. Hastasınız sanıyordum" diyerek bana döndü bu kez de.

-"Biraz kırgın hissediyordum evet."

-"Gece hiç de öyle görünmüyordu ama. Neyse..."

Leon ile yeniden bakıştım. Gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. Hala kıpkırmızıydı. O sırada aklıma gelen bir şeyi dillendirdim.

-"Bay Lewis, biliyorsunuz ki oğlunuzla ilişkim var."

-"Biliyorum. Bilmesem de gözüme sokmanız gerekmez" diyerek kaşlarını çattı. Dün geceye epey sinir olmuştu. Ama gülmemeliydim. Ciddiyetimi koruyarak sözlerime devam ettim.

-"Af edersiniz. Mesele şu ki, oğlunuzla beraber Almanya' ya dönmek istiyorum. Ama oğlunu sizi bırakmak istemiyor" Lewis oğluna baktı. Sonra bakışlarını kaçırdı. "Ben diyorum ki, acaba siz de gelseniz olmaz mı?"

Lewis' in gözleri bahçede gezdi. Derin bir iç çekti.

-"Sizi anlıyorum. Doğup büyüdüğünüz yeri bırakmak istemiyorsunuz. Bana da hak verin ki, ben de istemem"

-"Oğlunuz için bile mi?"

Lewis yeniden oğluna baktı. Leon da ona bakıyordu.

-"Oğlum beni bırakıp gitmek isterse gidebilir. Ama ben gelmem"

Leon başını eğdi. Babasının bu kat-î tavrı onu kırmışa benziyordu. Ayağa kalktı.

-"İzninizle"

O hızlı adımlarla bahçede gözden kaybolurken peşinden gitmedim. Lewis' a gözlerimi dikmiş bakıyordum. Bana aldırmadan çay içiyordu.

-"Onu kırdınız" dedim dayanamayarak.

-"Beni bırakıp gitmesini istemiyorum."

-"O zaman siz de gelin."

-"Neden siz gelmiyorsunuz da ben geliyorum?" Sinirlenmeye başlamıştı. Ben de öyle...

-"Benim orada başında olmam gereken iki şirketim var. Üstelik ailem de orada."

-"Leon' un ailesi de burada. Üstelik benim de bir düzenim var. Sizin için değiştiremem."

-"Bu kadar egoist olamazsınız. Elimde olsa kendi ailemi de işimi de taşırım. Ama imkânlarım el vermez. Üstelik annem ve babam yaşlı insanlar. Bunu onlara dayatamam."

-"O zaman ayrılın olsun bitsin."

Belki de amacı buydu; bizi ayırmak... Alaycı bir şekilde güldüm.

-"Ayrılalım olsun bitsin demek... Siz hiç birini gerçekten sevdiniz mi?"

-"Bu da ne demek? Tabi ki sevdim"

-"Biri size sevdiğinizi öylece bırakmanızı söylese ne derdiniz? Onu öylece gözü yaşlı arkanızda bırakıp, bu aşkın acısıyla yaşayabilir miydiniz?"

Lewis hiçbir şey demedi. Kızgın ifadesi dağıldı. O düşüncelerine dalarken yanından kalktım ve Leon' u aramaya başladım.