Bir insanı başkasıyla paylaşmak ne kadar da acı verici olmalıydı. Ben düşüncesine bile katlanamazken Bay Malik bunun tam ortasındaydı.
-"Ben annenden önce babanın hayatındaydım oğlum. Babanın kalbi hala bana ait olmasaydı onunla görüşmezdim. Ama sevmek benim elimde olan bir şey değil. Onun yüzünü Amerika'dan döndüğümde bir daha hiç görmemiş olsaydım bile onu severdim. O benim tek aşkım." Yeniden tepsiyle uğraşmaya başladı. "Annenle evlendiğini öğrendiğimde ve ona ulaşıp görüşmek istediğimi söylediğimde, buluşmaya elinde senin elini tutarak gelmesi... Benim ona hiç veremeyeceğim bir şey... Sen... Ne kadar üzülsem de ve canım yansa da onun adına mutlu oldum. Benimle olsaydı ona senin gibi bir evlat veremezdim. Ama annen ona sizleri verdi. Baban hep sizi ne kadar sevdiğinden bahseder." Gözleri hızla dolup boşalıyordu. Onu ağlattığım için kendimi suçlu hissettim. "O yüzden annenle olduğu için ona kızamadım. Üzüldüm. Ama beni unuttuğunu, benden vazgeçtiğini düşündüğüm için üzüldüm. Oysa o, yıllar geçse ve başkasıyla evlense de beni hala sevdiğini söyledi. Hayatının tek aşkı olduğumu..." Sonra gözlerini kurulayarak yeniden zoraki gülümsedi. Ona peçete uzattım. Alıp burnunu sildi. "Bana; istersem anneni bırakabileceğini bile söyledi. Bunu siz bile bilmiyorsunuz" O an kaşlarımı çattım. "Ama reddettim. Bir aileyi sırf kendi bencilliğim için yıkamazdım. Sizin babanızdan ayrılmanıza razı olamazdım. Hem annenizin de suçu yoktu. O da üzülecekti. Bu yüzden itiraz ettim. Onu sizden çalmaktan, kötü biri olarak anılıp arkamdan lanet edilmesindense onu paylaşmaya razı oldum."
Saçma bir şekilde benimde gözlerim doldu. Narin bakımlı ellerini yüzüme atıp, yanaklarımı okşadı ve gülümsedi.
-"Siz benim sevdiğim adamın çocuklarısınız. Sizi kendi çocuklarım gibi seviyorum oğlum. Mutsuz olmanız en çok beni üzer. Bunu sakın unutma tamam mı?"
-"Unutmam"
Bana nazikçe sarıldı. Kollarımı ona dolarken gözyaşlarıma hakim olamıyordum. Yaşadığı şey o kadar zordu ki. Duygularını onun ağzından dinleyince öyle tuhaf olmuştum ki... Yeniden Leon geldi aklıma. Onun beni Tony ile paylaştığında neler hissettiğini hiç anlayamamıştım. Şimdi Bay Malik' e sarılırken ellerimin altındaki bu bedenin kırık kalbinin acısını öyle net hissediyordum ki...
Babam kurabiyeleri alıp geldiğinde beraber salonda oturuyorduk. Onlar yan yana karşımdaki koltukta oturuyorlardı. Kendi aralarında sohbet ediyorlardı. Eski arkadaşlarından bahsediyor gülüşüyorlardı. Babam kolunu onun arkasına yaslamıştı ve gözlerine tuhaf bir sevecenlikle ona bakıyordu. Bu bakışları anneme bakarken yoktu. Bu beni hep burkardı. Ama şuan öyle hissetmiyordum. Babam arada onun önüne dökülen saçlarını kulağının arkasına sıkıştırıyordu ve sonra birbirlerine bakıyorlardı.
-"Biraz bahçeni gezebilir miyim?" diyerek ayaklandım.
-"Ah tabi. Eşlik etmemi ister misin?"
-"Hayır, rahatsız olmayın"
Onları salonda bırakıp, bahçeye açılan kapıdan verandaya çıktım. Bahçede gezindim. Çiçeklere baktım. Bay Malik' in köpeğini sevdim. Sonra büyük bir taşın üzerine oturdum. O kadar yalnız hissettim ki... Sonra fark ettiğim şeyle ile gülümsedim.
-"Baba..." diye mırıldandım. Beni buraya neden getirdiğini sonunda anlamıştım. Ayaklandım ve bahçeyi biraz daha turladım.
...
Neredeyse akşam olmak üzereydi. Jipin yanında Bay Malik ile vedalaşıyorduk. Önce bana sarıldı. Yanaklarımı öptü.
-"Yine gel olur mu oğlum?"
-"Geleceğim söz" Öyle söylediğimde ağız dolusu gülümsedi. Bana yeniden sarıldı. Sonra onu bırakıp arabaya bindim. Babamla da vedalaştıktan sonra birkaç adım geriledi. Babam arabaya binip çalıştırdı. Geri vites yaparken Bay Malik bize el sallıyordu. Ben de ona el salladım. Yavaş yavaş oradan uzaklaştık.
Yol boyunca hiç konuşmadık. Başımı geriye yaslamış dışarı bakıyordum. Eve geldiğimizi babam arabayı park ettiğinde fark ettim. Düşüncelerime öyle bir dalmıştım ki yolu bile görmemiştim.
-"Daha iyi misin?" diyerek kemerini çözdü babam.
-"Sayende" Gülümsedim ve ben de kemerimi çözdüm.
-"Sevindim."
Akşam yemeğini yedikten sonra odamda eşyalarımı topluyordum. Kapım tıkladı ve açıldı. Babam kapıda belirdi.
-"Sonunda. Hiç kendine gelmeyeceksin sanmıştım. Git de kafamızı dinleyelim" dedi ve sırıttı. Ben de sırıttım. Valizimi kapatıp yanına yaklaştım. Elini omzuma koydu. "Sonradan keşke dememek için şimdi gitmelisin Gervase. Bizim yaptığımız hataları sen yapma. Ona sahip çık. Aşkına sahip çık"
-"Baba... Her şey için teşekkür ederim. Aklımın başıma gelmesini sağladın."
-"Yine gel."
-"Geleceğim. Ama bu kez tek olmayacak."
Babamı bırakıp ona göz kırptım. Omzuma vurup kahkaha attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Candy Man III
Romance"Candy Man" adlı hikayenin devamı niteliğinde olup, serinin üçüncü sezonudur.