Bölüm 31

1.9K 125 4
                                    


Neredeyse saat gece üçtü. Salondaki sofanın üzerinde, bornozla, ışıkları dahi yakmadan oturuyordum. Bir elimde telefon, öteki elimde bilmem kaçıncı sigaram vardı. Arada gözlerim doluyordu ve yaşlar yanaklarımdan süzülüp gidiyordu. Tamamen uyuşmuş haldeydim.

Kapının çalmasıyla irkildim. Elimdeki sigarayı tablaya bastım ve kapıya yöneldim. Delikten bile bakmadan açtım. Alejandro saçlarına yapışmış karlarla karşımdaydı. Hızla boynuna sarıldım. Kollarını bana sıkıca doladı.

-"Alejandro..."

-"Bebeğim..."

Birbirimize sarıldıktan sonra onu elinden tutup salona götürdüm. Gece lambalarını yaktım. Paltosunu soyup oturdu. Yanına oturdum.

-"Seni çok merak ettim" dedim, kül tablasını koltuğun kenarından alıp kahve sehpasına koyarken.

-"Alejandra eve geldiğini söyledi. Sesli mesajını da alınca direk buraya geldim."

-"Çok geciktin" Kaşlarımı çattım.

-"İşten ancak çıktım"

-"Neden istifa ettin?"

Alejandro tuhaf bir şekilde gülümsedi.

-"Sence de çok açık değil mi? Benimle işim yüzümden beraber olamayacağını söyledin. Ben de işi bıraktım"

-"Neden?"

-"Neden mi?" Ellerini yüzüme attı. Yüzünü yüzüme yaklaştırdı. "Çünkü seni deliler gibi seviyorum"

Söylediği şey beni mutlu etse de bir çözüm yolu bulmalıydım. Ellerimi ellerinin üzerine atıp yüzümden çektim.

-"Abim beni seni bulup ikna etmem için tembihledi. Ayrıca istifa edersen sözleşmeye karşı geldiğin için tazminat ödeyeceğini de hatırlamamı istedi."

Alejandro' nun parlak gözlerinden bir hayal kırıklığı geçti.

-"Bunun için mi evime geldin?" Ona cevap vermedim. "Beni bunları söylemek için mi aradın? Ben de sanmıştım ki..."

-"Dinle. Sen şirketin yıldızısın. Sen olmazsan şirket zarar eder."

-"Bunlarla ilgilenmiyorum" diyerek ayağa kalktı. Bileğini yakaladım.

-"Kardeşini de mi düşünmüyorsun? Tazminatı ödeyemezsen mahkemelik olursun ve hapse bile girebilirsin. Ayrıca bu işe ve bu paraya ihtiyacın var. Ama... Ama bana ihtiyacın yok" derken dudaklarım titriyordu.

Arkasını dönüp yüzüme baktı.

-"Her şeyden çok sana ihtiyacım var benim."

Bileğini bıraktım. Yanıma yaklaştı. Bir elini yüzüme attı.

-"Ne şirket, ne tazminat, ne de hapse girebilecek olmak umurumda değil. Şu an yarı zamanlı üç ayrı işte çalışıyorum. Ayrıca Alejandra da yarı zamanlı bir iş buldu. Mümkün olduğunca geçinmeye çalışacağız. Daha fazlasına ihtiyacım yok." Başparmağıyla yanağımı okşadı. "Bilmek istediğim tek şey senin ne düşündüğün. Madem beni ikna etmek için peşime düştün o zaman etmeye çalış bakalım" Elini yüzümden çekti.

-"Ben... Sadece senin iyiliğini istiyorum. Başına kötü şeyler gelmesindense... Benden vazgeçip şirkete dönmen daha iyi"

-"Öyle mi?"

-"Öyle" Başımı eğdim.

-"Demek öyle. Benden ne istediğini iyi düşün Garry. Sana yarına kadar süre. Beni şirketin en çok para getiren bir malı olarak mı yoksa, sevgilin olarak mı görmek istediğine iyi karar ver ve beni ara." Koltuktan paltosunu aldı ve kapıya yöneldi. "Telefonunu bekleyeceğim. Aramazsan..." Kapıdan çıkarken durdu. "Aramazsan beni istemediğini düşünecek ve şirkete döneceğim" Yürümeye devam etti. "İyi geceler..."

O gittikten sonra daha da boktan hissediyordum. Onu istiyordum. Tüm bu tuhaf hislerin nedeni beni etkilemiş olmasındandı. Sonunda anlamıştım. Şirketin zarar edeceğine mi, para kazanmak için kendini yırtacağına mı, yoksa abimin beni siktirteceğine mi yanayım bilemedim.

Üzerime bir şeyler giyip evden çıktım. Arabama atladığım gibi doğru abime gittim. Kapıyı çaldım.

-"Kim o lan bu saatte?" diye boğuk bir ses geldi kapının arkasından.

-"Benim, Garry."

Abim uykulu bir suratla kapıyı açtı. Yarı çıplaktı.

-"Ne var gece gece?"

-"Konuşmamız lazım" diyerek içeri daldım.

-"Sabahı bekleyemedin mi göt deliği? Uykumu siktin"

-"Lütfen..."

Salona yöneldim. Işıkları yaktım.

-"Öffff."

Arkamdan gelip sofaya oturdu. Bende yanına oturdum.

-"Beni uyardığına değse iyi olur. Yoksa seni pişman edeceğimi iyi biliyorsun"

Abim normalde de çekilmez biriydi ama uykuluyken ona hiç katlanamıyordum.

-"Sana anlatmam gereken şeyler var."

-"Öt"

-"Alejandro ve ben... Bir süredir görüşüyoruz"

-"Eeee?" Kafasını kaşıyıp esnedi. Ne dediğimi anlamamıştı.

-"İlişkimiz var"

-"Ne dedin sen!?"

Candy Man IIIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin