Gervase
Son baharı sevmiyordum. Kurumuş yaprakları tırmıkla toparlarken, diğer yandan rüzgar esiyor yeniden dağıtıyordu. Bahçedeki tüm bahar çiçekleri yok olup gitmişti. Kurumuş ağaç dallarından geriye bir şey kalmamıştı. Bahçenin ıssızlığından bile ıssızdı ruhum. Çölün ortasında kalmış susuz bir bedevi misaliydim. Bu yaptıklarımın bedeliydi belki de... En güzel Candyman' imin kıymetini bilememiştim. O benim en güzel kır çiçeğimdi ama ben ellerimde soldurmuştum. Ne gülüşüne anlam katabilmiş, ne de hüznünün altında sakladıklarını görebilmiştim. Aptaldım... Koca bir aptal... Hırsımın ve egomun kölesi olmuştum... Gözüm dönmüştü... Sonuç? Kaybeden bendim...
Bizi bastıktan sonra ortadan aniden kaybolup gitmişti ve ben uğraşlarıma rağmen onu bulamamış, bulmaya cesaret de edememiştim. 'Suçsuzdum, beni o öptü' desem ne değişecekti? Başka birine dokunmuş olmam gerçeğini değiştirmiyordu. Oysa sözler vermiştim... Hiç birini yerine getirememiştim... Adi bir adamdım... Onu en başından zaten hak etmemiştim.
Omzuma konan bir el ile irkildim.
-"Hizmetliler birazdan gelip çöpleri alacak. Bırak artık" dedi babam. Başımı sallamakla yetindim. Elimdeki tırmığı depoya götürüp eve geçtim. Mutfaktan bir bardak papatya çayı alıp odama çıktım. Yatağıma oturup elime bir kitap aldım ve çayımı yudumlamaya başladım.
Şirketleri Garry'e devretmiştim. Artık çalışmıyordum. Babamların evinde yaşamaya başlamıştım yeniden. Yoksa yalnızlıktan ölecektim... Kimseyi istemiyordum etrafımda. Evimde boştu, kalbim de ve o boşluklar sızlıyordu Leon'un yokluğunda. Şikâyet etmeye bile hakkım yoktu. Çekiyordum acısını. Elimdeki kitabı okuyamadığımı, aynı satırı defalarca tekrar ettiğimde fark edip bıraktım. Gözlerimi kapadığımda yaşlar yanaklarımdan süzüldü.
-"Gervase?" Annem sesleniyordu. Yatağımdan hızlıca kalkıp yanaklarımı sildim ve kapıyı açıp merdiven boşluğuna bağırdım.
-"Evet anne?"
-"Misafirin var"
O an aniden heyecanlandım. Hızla merdivenlerden aşağı indim ve salona ilerledim. Arkası dönük bir sarışın vardı evimde. Camdan dışarı bakıyorlardı annemle beraber. Heyecandan kalbim çıkacaktı. Annemle birbirlerine bakıp sırıttıklarında onun Leon olmadığını anladım.
-"Kesinlikle huzur verici" dedi.
-"Değil mi? Ah ben sana bir kahve yapayım. Geç otur lütfen" diyerek arkasını döndü annem ve beni gördü. "Gervase, arkadaşın seni ziyarete gelmiş" Gülümsedi ve mutfağa yöneldi.
Ellerimi ceplerime atıp ona doğru yürüdüm.
-"Tony..."
-"Merhaba Gervase" Bana doğru dönerken gülümsüyordu. Yavaşça yanına yaklaştığımda bana özlem dolu sarıldı.
-"Burada olduğumu nereden öğrendin?"
-"Tabiki Garry'den."
-"Şu lanet göt ağızlı..."
Beni bırakırken kahkaha attı.
-"Ah, hadi ama yapma. Onu çok sıkıştırdım. Telefonuna bile ulaşamıyordum."
-"Otursana" diyerek koltukları işaret ettim.
-"Böyle iyi. Senin için çok endişelendim" Gözleri doldu. "Ortadan kaybolmamalıydın. En azından... Başına bir şey geldi sandık... Çok aradım. Günlerce kapında bekledim."
-"Neden böyle bir şey yaptın?"
Başını eğdi. Yanaklarından süzülen yaşları hızla sildi ve burnunu çekti.
-"Olanları biliyorum. Hepsini..." Gök mavisi gözlerini gözlerime kilitledi. "Kendine... Bir şey yaptın sandım. Lanet olsun..." Sesi fısıltıya dönerken arkasını dönüp yüzünü saklamak istedi.
Olduğum yerde kalıp derin bir iç çektim.
-"Aylar oldu. Şimdi mi çıkıp geliyorsun?"
Dönüp kıpkırmızı gözlerle bana baktı yeniden.
-"Kardeşin adresi vermeyi reddetti. Seni her yerde aradım. Adresi aldığımda da cesaretimi toplayıp gelemedim. Kovarsın, bir şeyler söyleyip incindiğin gibi beni de incitirsin diye çekindim."
Annem elinde kahve kupasıyla gelince sustu. Ağır adımlarla ona kahve getiren anneme baktım. Gülümsedi ve kahveyi ona uzattı.
-"Al bakalım. Ah, arkadaşını pek özlemiş olmalısın. Sizin konuşacak çok şeyiniz vardır gençler. Ben biraz gidip komşularımı ziyaret edeyim"
-"Teşekkür ederim efendim"
-"Sağ ol anne."
-"Görüşürüz" diyerek ve bize sıcacık gülümseyerek evden çıktı annem.
Koltuğa oturdum. Tony de gelip yanıma oturdu. Birbirimize bakmıyorduk bile. Beni birilerinin düşünüp de ziyarete gelmiş olmasına sevinmiştim doğrusu. Aylardır annem, babam, Garry ve Alejandro' dan başkasını görmemiştim. Hafta sonu beni ziyarete geliyorlar ve sonra geri dönüyorlardı.
-"Şimdi nasılsın?" Tony sessizliği bozmuştu.
-"Bilmem..."
-"Gervase..." Elini yüzüme attığında ona baktım. Yavaşça yaklaşıp dudaklarımı öptü. Geri çekilirken fısıldadı. "Seni çok özledim"
-"Tony..."
-"Hiçbir şey söyleme... Sadece benimle ol" Yeniden dudaklarımdan öptü. "Bana bırak kendini... Seni iyileştirebilirim."
Yüzümdeki elini ittirip ondan uzaklaştım.
-"Ben hala Leon'u seviyorum ve unutmak da istemiyorum. Üzgünüm."
-"Böyle olacağını biliyordum."
-"Vazgeçmelisin."
-"Senin yapmadığın gibi mi? Neden sen vazgeçmiyorsun? O artık yok."
Elimi kalbimin üzerine koydum ve ona sert bir şekilde baktım.
-"Evet, o yok ve onunla beraber kalbim de yok. Geldiğin için teşekkür ederim ama devam edeceksen git lütfen."
-"Hiç umut yok mu benim için? Kötü biri değilim ben. Beni tanıyorsun. Bir şans-"
-"Tony! ... Hayır."
Yavaşça ayağa kalktı ve kapıya ilerledi. Bende onunla beraber kalkıp kapıyı açtım. Çıkmadan evvel son kez gözlerime baktı. Yanakları yeniden ıslanırken titrek sesiyle konuştu.
-"Hoşça kal"
-"Affet beni"
Hızla evden çıkıp arabasına bindi. Kapının pervazına yaslanmış, arabasını bahçeden çıkarışını izledim. Yukarıdaki odama geri dönmeye yeltenmiştim ki ev telefonu çaldı.
-"Alo?"
-"Leon... Eve dönmüş."
(Y.N: Bu halka açık son bölümdür. Bir sonraki bölümle beraber eski modumuza bu üç bölüm de dahil geri dönüyoruz. İyi hafta sonları!)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Candy Man III
Romance"Candy Man" adlı hikayenin devamı niteliğinde olup, serinin üçüncü sezonudur.