Bölüm 28

2.1K 133 9
                                    

Yatak odamın duvarlarından birinde, yatağın tam karşısındakinde, duvar sanatçılarından birine yaptırdığım bir gökyüzü vardı. Bu gökyüzünün ortasında bronzdan yapılmış Eros figürü asılıydı. Bu mitolojik herife takıntılıydım ve bana göre; ben yeryüzündeki Eros' tum.

Kendimi Erosla kıyaslıyordum öyle değil mi? Oysa şimdi, aşk konusundaki deneyimleriyle övünen ben, Eros' un kanatları kırılmış ve gökten yere çakılmış bir suretiydim. Aldatılmış, çıkmaza sürüklenmiş ve iç karmaşamın içinde boğuluyordum.

Elimdeki sigaradan bir duman çekerken yanımda uyuyan Alejandro' ya baktım. O bir porno yıldızıydı. Onun sayısız videosunu izlemiştim. Kesinlikle iyi bir partnerdi. Çok da iyi bir insandı. Onunla şirketin en başından beri çalışıyorduk. Filmde eşleştiği herkes ondan bahsederdi. Abimin de bir zamanlar gözdesiydi. Önüne gelen herkesle düşüp kalkardı abim ve hepsini de sıkıldığında bir kenara atardı. Ama Alejandro' yu hiç atmamıştı. Ta ki Leon' a aşık olana kadar...

Sigaramı dudaklarımın arasına sıkıştırıp Alejandro' ya doğru döndüm. Abimin bile altından geçmişti. Hatta belki de en çok onun altından geçmişti. Şimdi beni sevdiğini söylüyordu. Hatta biraz evvel;

-"Sana bir şey itiraf etmeliyim." Demiş ve ardından "Seni ilk gördüğümden günden beri senden hoşlanıyordum" diye eklemişti.

Duygularına saygı duyabilirdim ama nasıl karşılık verecektim? Abimle her bir araya gelişimizde beraber geçmişlerini hatırlayacaktım. Üstelik o işine devam ederken kıskançlık krizleri geçirecek ve belki de bu yüzden tartışma çıkaracaktım. İşini bırakmasını istersem de onu tek gelirinden edecektim. Üstelik sadece film de değildi. Dahası da vardı...

-"Offfff..."

Sigaramı kül tablasına bastırıp kalktım. Salona gidip ışıkları yaktım. Sehpanın üzerindeki şarap şişesine uzanıp kadehimi doldurdum. Elimdeki kadehi fondipleyip söylendim. "Eh oğlum Garry... Demek aşk meşk senden sorulur? Demek pezevenkliğin kitabını yazacaksın ha? Çarptın mı tekeri taşa? Çık bakalım şimdi işin içinden..."

...

Ertesi gün Pazardı. Gözlerimi açtığımda sofada sızmış olduğumu fark ettim. Üzerimde bir örtü vardı. Tuhaf tuhaf etrafıma bakınırken Alejandro önümde belirdi. Aniden dudaklarıma kapandı. Öpüp çekilirken gülümsedi.

-"Günaydın"

-"S-sana da..."

Şaşkınlığımı gizlemeye çalışarak başımı tuttum. Beynim çatlıyordu. Neredeyse sabaha kadar içmiştim. Ama işin bir çözüm yolunu bulamamıştım. Aklımdakileri dile getirmezsem işler ucunu alamayacağım bir hale gelecekti.

             Beraber kahvaltı yapıp dışarı çıkmıştık. Neyse ki yağmur yoktu. Arabayı Elbe Nehri' nin kenarına çektim. Beraber arabadan inip korkuluklara doğru yürüdük. O kollarını yaslayıp nehre bakarken ceplerimi yoklayarak sigaramı aradım. Ama bir türlü bulamıyordum.

-"Ne arıyorsun?" diyerek bana baktı.

-"Sigaramı. Araba da unuttum herhalde" Arabaya yöneldiğimde kolumu tuttu.

-"Çok içmiyor musun?"

Ona cevap vermedim. Kolumu bıraktığında arabaya döndüm. Arabayı koltukların altına kadar aradım. Ama yoktu. Muhtemelen almayı unutmuştum.

-"Siktir!" diyerek kapıyı tekmeleyip, kapattım.

Alejandro arkasını korkuluklara vermiş, ellerini göğsünde birleştirmiş bana bakıyordu. Ona doğru yürüdüm. Kollarımı demirlere yaslayıp derin bir iç çektim.

-"Sana-" Tam konuşmaya başlamıştım ki bir yerden bir müzik sesi geldi. Üstü başı sökük ve yamalarla dolu bir genç elinde akordeonla yanımızdan geçiyordu.

Al aniden elimden tuttu ve beni çekti. Bir sağa bir sola hızlıca adımlıyorduk.

-"Hey! Ne yapıyorsun?" diyerek istemsizce sırıttım. O da sırıttı.

-"Sadece eğleniyorum"

Kahkaha attım ve neşeli müziğe ayak uydurarak dans etmeye başladık. Bizi gören başka insanlar da dans etmeye başladılar. Bir süre sonra yoruldum ve elini bıraktım. Sayemizde etrafımızdaki insanlar da eğlenmişti ve müzisyen biraz da olsa para kazanabilmişti. Müzisyene yaklaşıp bende ufak bir ücret ödedikten sonra Alejandro' nun yanına döndüm.

-"Akşam ne yapıyorsun?" diye sordu.

-"Ah... Bir planım yok."

-"Beraber kulübe gitmeye ne dersin?"

-"Olabilir. Ama öncesinde konuşmak istediğim bazı şeyler var Al"

-"Anlaşılan ciddileşmekten kaçamayacağım" diyerek alaycı bir şekilde gülümsedi ve başını eğdi.

Candy Man IIIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin