Gervase
Duvar saatinin sesi... Yağmurun cama vuruşu... Leon' un, elindeki hesap makinesini parçalamak istercesine tuşlarına basışı... Kapının önünden geçip gidenlerin zeminde yankılanan ayak sesleri... İki parmağımla şakağımı ovmaya başladım. Her şey, hatta nefes alıp verirken tıkanan burnumun homurtusu bile sinirimi zıplatıyordu.
-"Leon..." diye mırıldandım, gözlerimi kapatırken. Birkaç saniye boyunca ondan ses çıkmayınca gözlerimi geri açtım. Hala hesap yapıyordu. "Leon?"
-"Buyurun efendim" Sonunda yüzüme bile bakmadan bana cevap vermişti.
-"Masaj..."
-"Tabi"
Elindeki evrakları bırakıp, yanıma geldi. Arkama geçti. Narin ellerini omuzlarıma yerleştirdiğinde ellerinin üzerine, ellerimi koydum.
-"Omuzlarım değil. Başım"
-"Peki"
Babamların yanından döndüğümüzden beri bana soğuk davranıyordu. Ona neyi olduğunu her soruşumda 'iyiyim' diyerek geçiştiriyordu. Belki de ona bu akşam bir jest yaparsam ağzından laf alabilirdim. Yüzümdeki ellerini tutup sıktım.
-"Teşekkür ederim bebeğim"
Bana cevap vermeden yerine geçti. Yarım bir gülümsemeyle ifadesiz suratına baktım.
-"Akşam için güzel bir restoranda yer ayırt. Bir randevum var" diyerek önümdeki belgeleri imzalamaya başladım.
Başını faturalardan kaldırıp bana baktığını görebiliyordum.
-"Randevu mu?"
-"Evet. Randevu dedim değil mi? Sağır mısın? Akşam sekizde."
-"T-tabi. Emredersiniz."
Bakışlarımı dosyadan kaldırıp ona baktığımda, suratının kızarmaya başladığını gördüm. Hatta belki şimdi odadan çıkıp gitsem ağlardı. Dudaklarının titrediğini fark ettiğimde, tam yerimden kalkıp ona sarılmaya yeltenecektim ki kapım tıkladı. Koltuğuma geri oturdum.
-"Girin"
Garry, Alejandro ve yanlarında tanımadığım biri daha odama girdi. Garry' nin pişmiş kelle gibi sırıtmasından anladığım kadarıyla, yanlarında gelen bu herif yeni oyuncum olmalıydı.
-"Merhaba Patron" diyerek masaya yanaştı.
-"Geç kaldınız" Ellerimi göğsümde birleştirip onlara ters ters baktım. Garry eliyle yanlarında getirdikleri herifi gösterdi.
-"Tanıştırayım. Bu Lincoln Ferrer. Yeni oyuncumuz"
Lincoln bir adım yaklaştı ve elini uzattı. Elini tutmadan evvel onu baştan ayağı süzdüm. Tıpkı Alejandro gibi yanıksı teni, mavi gözleri vardı. Ölçüleri fena durmuyordu. Ama emin olmak için çıplak görmeliydim. Topladığı koyu renk saçlarının uzunluğunu da kestiremiyordum. Yavaşça elimi uzattım.
-"Memnun oldum Bay Rosswald" dediyse de cevap vermedim.
Garry ile bakıştım. Sonra Alejandro 'ya baktım. Leon da işlerle ilgilenmeyi bırakmış bize bakıyordu.
-"Bay Ferrer' i nereden buldunuz?" dedim, dik dik bakarken. Garry önüme bir dosya koydu.
-"Bu onun referansları. Daha evvel amatörce modellik yapmış ve birkaç filmde oynamış"
-"Benim arkadaşım" dedi Alejandro.
-"Orası belli" diyerek yeniden Lincoln' a baktım. "Herkes dışarı çıksın. Bizi Bay Ferrer ile yalnız bırakın."
-"Emredersin patron" Garry kapıya yönelirken, diğer ikisi de onu takip etti.
Hala gözümü kaçırmadan Lincoln'a bakıyordum. Uzun kıvrık kirpikleri, biçimli dudakları, ufak burnu ile kusursuz bir yüze sahipti. Ama aktiften çok, pasif tipi vardı bu herifte. Yavaşça ayağa kalktım. Ona doğru yürüdüm. Kıpırdamadan bekliyordu. Etrafında döndüm. Kıçı güzel görünüyordu. Leon ile olmasam onu becermekten büyük zevk duyardım.
-"Soyun" dediğim de omzunun üzerinden bana baktı.
Elimi saç tokasına atıp, hızla saçlarını serbest bıraktım. Bana doğru dönüp, başını hızla iki yana sallayarak saçlarını dağıttı.
-"Emredersiniz"
Yavaşça ince kazağını çıkardı. Kotunun düğmesini açıp, fermuarı yavaşça indirerek pantolonu da çıkardı. Koltuklardan birine geçip oturdum.
-"Onu da soy" diyerek baksırını işaret ettim. İtiraz etmeden çıkardı. "Etrafında dön"
Yavaşça kendi etrafında dönerken saçlarının neredeyse beline kadar olduğunu gördüm. Biçimli yuvarlak kalçaları en sevdiğim türdendi. Sırt hatları, karın kasları, iri geniş omuzlarıyla Alejandro 'ya taş çıkaracağa benziyordu. Yeniden bana önünü döndüğünde elimle aletini işaret ettim.
-"Sertleştir"
Komutum üzerine aletini tutup sertleştirmeye başladı. Zevkle onu izliyordum. Dakikalar geçiyordu ama bir türlü sertleşemiyordu. Kaşlarımı çattım.
-"Daha istediğin an kendini sertleştiremiyorsun bile. Seninle nasıl çalışacağız söylesene?"
Yanakları kızarmıştı. Onu azarlamamla iyice sinirleri bozuldu.
-"Bugün hava oldukça soğuk. Vücut ısım çok düştüğünde konsantre olamıyorum."
-"Laf!"
Ayaklandım. Onu kolundan çekip koltuğa ittim. Üzerine abanıp aletini kavradım.
-"Ah..."
Ağzından kaçan iniltisi ile göz göze geldik. Aldırış etmeden onu sertleştirmeye giriştim. Bacaklarını iyice açtı. Sıcak ellerim, soğuk tenine işliyor olmalıydı ki çok sürmeden sertleşti. Aleti de iyiydi. Yeniden yüzüne baktığımda o da bana bakıyordu. Gözleri daha önce hiç görmediğim kadar güzel bir maviydi. Gülümsedi ve elini enseme attı.
-"Beni test etmeyecek misiniz?" diyerek dudaklarıma uzandı. Dudakları dudaklarımla buluştuğu an kapı aniden açıldı.
(Y.N: Çarşamba vermem gereken finali bu gece vermek durumunda kaldım. Gecikme için üzgünüm. Beklenilmedik sezon finali sürpriz olmuştur. Ancak olması gerekiyordu. Kitap kaldığı yerden uzun bir süre aradan sonra buradan devam edecek. Yeni bir hikaye başlığı altında olmayacak. Yaza hazırlandığımız şu günler de özel bölüm var kafamda bildiğiniz üzre. Ona yoğunlaşmak ve biraz bu hikayeden uzaklaşıp güzel bir şekilde devam etmek niyetindeyim, ki hikayenin hemen hemen sonuna geliyoruz. Özel bölümün ardından hızlıca giriş yapıp sonlandıracağım. Candy Man okurlarına ve sevgili tayfama teşekkürler. Yakın zamanda Kumarbaz' ın özel bölümünde görüşmek üzere. Esen kalın. Hoşça kalın...)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Candy Man III
Romance"Candy Man" adlı hikayenin devamı niteliğinde olup, serinin üçüncü sezonudur.