SELMA / 21. BÖLÜM / KAPILAR AÇILMADI / YAZAN: AYŞE ÖZDEMİR

404 9 0
                                    



     Selma'nın ilkokul arkadaşı Kamuran, tekstil fabrikasında çalışıyordu. Çalışırsa evdeki kabustan kurtulacağına inanan Selma, Kamuran'a defalarca fabrikada iş olup olmadığını sormuştu. Kamuran her defasında "Ustabaşına sorayım" diyerek Selma'yı atlatmıştı. Selma eve geldiğinde Makbule, Kamuran'ı yolda gördüğünü, bu yıl fabrikaya işçi alınmayacağını öğrendiğini söyledi. Selma "Ne yapalım kısmet değilmiş, ben zaten yarın bir kuaförde işe başlıyorum" diye yine yalan söyledi.

Makbule "Ali'den de umut kesildiğine göre, bir an önce çalışmaya başlasan iyi edersin" diye cevap verdi. Kastettiği başarısız bir evlendirme teşebbüsüydü. Melek abla her Ramazan ayında sahurda erken kalkıp, kocası çok sevdiği için pişi kızartıp, hoşaf kaynatırdı. Sahurda mahalleyi uyandıran davulcu Ömer ile ona eşlik eden oğlu Ali'ye de pişi ile birer bardak üzüm hoşafı verirdi. 6 ay önce askerden gelen Ali davulculuğu bırakıp, Sanayi Mahallesi'ndeki bir tamirhanede çalışmaya başlamıştı. Maaşı çok az olmasına rağmen evlenmek istiyordu.

Bunu duyan Melek abla, Ali'yi Selma ile evlendirmeye karar verdi. Bu nedenle bişi - hoşaf dostluğunu kullanarak genci yanına çağırttı. Bahçede yine pişi ile hoşaf ikram ettiği gence niyetini, masum bir rüya yalanı da söyleyerek açıkladı.

"Ali, hoşgeldin oğlum. Kerata, koca adam oldun. Artık everelim seni. Ben sizi ailece çok severim. Bak sana rüyamı anlatacağım, hayırlara çıksın. Dün gece seni rüyamda Selma ile evlenirken gördüm. Birbirinize çok yakışmıştınız. Çok mutluydunuz. Sonra iki çocuğunuz oluyordu. Ne dersin sana Selma'yı isteyelim mi, dünya güzeli, iyi huylu bir kız. Onu da ablaları gibi iyi bir kocaya verelim."

"Melek ablacığım ya olmadı bak şimdi bu. Ben de seni severim ama sen beni enayi mi sanıyorsun? Elalemin bozduğu kızı, bana mı kakalamaya çalışıyorsun."

"Tövbe yarabbim, evladım ne biçim konuşuyorsun. Kızın başına bir iş gelmiş. Bak caminin hocasına sor istersen, böyle zor duruma düşmüş kızları almak çok daha sevaptır. Selma'yı alırsan cennetlik olursun."

"Bırak ablacığım bu palavrayı. Bizim sülalede henüz boynuz takan olmadı, olmayacak da. Çok kurtarmak istiyorsan, evine al da kendine kuma yap olur mu?"

"Tövbe tövbe, ağzın çok bozulmuş oğlum, kalbin kötü. Bu ne terbiyesizlik. Hadi defol git. Ramazan ayında baban da kapımın önüne gelip davul çalmasın. Önce saygılı olmayı öğren. Ben de seni adam sanmıştım."

"Sen de başkasının namusuna saygılı olmayı öğren ablacığım. Olayı bilmesem, beni katakulliye getireceksin. Bana kız mı yok, eli mi sallasam ellisi. Hem de hepsi kız oğlan kız."

Melek ablanın bu teşebbüsünün boşa gittiğini de öğrenen Selma, yüzüne kapanan kapıların çaresizliği içindeydi. Akşam fare tıkırtılarının geldiği arka odaya geçtiğinde, Burhan'a güvenmediğini ama tutunacak başka dalı olmadığını düşündü.

Bu sırada holde pijamasını giyen Zeynel ise eşine hafta sonu planını açıkladı: "Bu cumartesi akşamı beni bekleme Makbule. Dudullu'ya amcamın oğlunun evine köyden gelenler olmuş. Beni de görmek istiyorlarmış. Oraya gideceğim. O gece orada kalırım. Pazar günü öğleden sonra dönerim. Hem otobüs yazıhanesine de uğrayacağım. Köye ne zaman otobüs olduğunu soracağım. Artık Selma'yı annemin yanına yollayalım, onunla uğraşamayacağım."

"Hani Selma'yı simitçi Seyfi ile evlendirecektin?"

"O osurukçu simitçinin evleneceği falan yok. Artık beni görünce görmemezlikten gelmeye, yolunu değiştirmeye başladı. Bakkala 'Ben kız oğlan kız isterim' demiş. Puşt delikanlı sanıyor kendini. Sütçü Hayri'nin kızıyla evlenmek istiyormuş. Neyse hadi yatalım."

Konuşmayı odadan dinleyen Selma, babasının kendisini köye göndermekte kararlı olduğunu kulaklarıyla duyunca iyice yıkıldı. Tereddütten kurtulup Burhan ile buluşmaya kesin karar verdi. Başka çaresi yoktu. Ertesi gün evden ayrılırken, tedirginliğinin etkisiyle "Benim için dua et" diyerek üvey annesini öptü. Üvey kızının çalışıp eve para getireceği hayalini kuran Makbule, şefkatli bir anne gibi karşılık verdi: "Çalış kendini kurtar. Kimseden fayda yok. Bir iş bulup çalışmazsan, baban seni köye yollayacak. Bu evde babana herkes fazla geliyor. Benim kızımı bile fazlalık olarak görüyor. Ben ne talihsizmişim."


SELMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin