Orta Anadolulu besici Halit ağa, 6 ayda bir geldiği randevuevinde birlikte olduğu Dilara Ateş'e aşık oldu. Hem randevuevinde çalışan hem de pavyonda şarkıcılık yapan Dilara Ateş, biriktirdiği parayla Cihangir'de daire almıştı. Zorba kocasından boşandıktan sonra bu işlere başlayan genç kadının 5 yaşındaki oğluna, annesi bakıyordu. Halit her gelişinde, kendisini "Ben de sana aşığım ağam" diye kandıran Dilara'ya bir altın bilezik hediye ediyordu.
Halit ağa, Anadol otomobiliyle geldiği İstanbul'da Dilara'yı gezdiriyordu. Her gelişinde Tarabya'ya gidip, çok beğendikleri piyanist şantörü dinliyorlardı. Piyanist - şantör, gönülleri hoş olsun diye Dilara'nın da cırtlak sesiyle bir Arabesk şarkı söylemesine izin veriyordu. Dilara şarkı söylerken, Halit ağa kadehini şerefine kaldırıyordu.
Halit ağanın 10'uncu gelişinde, Dilara'yı randevuevine götürmeyip kaçırmaya kalkması, kendisine pahalıya mal oldu. O gece Kadıköy'deki bir lokantada ağa, Dilara ve Suphi birlikte yemek yedi. Sonra Dilara ağanın otomobiline, Suphi kendi aracına bindi. Masada konuşulduğu üzere randevuevine gidilecekti. Ama gaza basan ağa, Ankara yoluna çıkıp Dilara'yı kaçırmaya kalktı. Tecrübesi sayesinde durumu hemen anlayan Suphi de gaza basıp, İzmit'e gelmeden ağanın yolunu kesti. Ağayı ayağından vurup Dilara'yı kurtardı. Memleketine otobüsle dönmek zorunda kalan ağanın adı, o günden sonra 'Aksak Halit'e çıktı. Bir daha Meliha'nın evine gitmedi, "Seni unutamam" dediği Dilara'yı defterden sildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SELMA
General FictionSelma... İstanbul'un en eski gecekondu semtlerinden birinde yaşıyordu. Masumiyet çağında aşka tutuldu. Ama saflığının kurbanı olup geneleve düştü. Bir daha sevdi ancak hep yandı. İşte Selma'nın ve köyden kente göç etmiş fakir ailesinin hikayesi... İ...
