12-Çünkü Güzelsin

2.3K 145 279
                                    


Merhabalaarrr!!! Yeni bölümü yükleyeceğim için o kadaaarrrr mutluyum ki. Umarım bölüm sizi sıkmaz çünkü pek Dramione sahnesi yok. Her neyse, hikayeye dönelim. ❤️❤️
Not: Hikaye 2014'te geçmektedir.

Bölüm şarkısı: Ed Sheeran- All Of The Stars

"Malfoy, burayı o kadar güzel hazırlamışsın ki... Çok teşekkür ederim. Geçirdiğim en güzel ve en kötü noeldi". dedi Hermione sarılmayı iki dakika önce bıraktığı oğlana. Draco bu sözlere karşı sarı kaşlarını kaldırdı. "En kötü?" dedi soru sorarmış gibi. Kız yüzünü buruşturarak konuştu. "Seni öyle görmek... Ölecektin Draco. Bilmiyorum, sana çok çabuk mu güvendim. Ama... Ama beni sana çeken bir şeyler var gibi. Sanki... Sanki aramızda bir bağ varmış gibi geliyor..." Bu sözleri duyan oğlanın yüzüne kocaman bir gülümseme yayıldı.

"Neden bana öyle bakıyorsun?" dedi kız ona, anlamamış bir ifadeyle. Aynı zamanda hafifçe gülümserken. "Çünkü güzelsin." (Aynı Yıldızın Altında'dan inciler) Bunun üstüne her zamanki gibi ikisi de kızarmıştı. Draco gözlerini yılbaşı ağacına dikti ve ıslık çalmaya başladı. Hermione ise saçlarıyla ilgilenmeye başladı. Gerçekten utandıkları hiç belli olmuyordu (!) "Ee, Granger evlere dağılsak- iyi olacak sanırım. Şey ben seni bırakabilirim istersen?"diye sordu genç adam. "Hayır. Bırakmana gerek yok. Otele kadar birlikte gideriz, ben oradan evime giderim kendim." "Peki." diyen oğlan yine de tedirgindi.

"Yeni yılın kutlu olsun, Draco." "Yeni yılın kutlu olsun, Hermione." diye tekrar birbirlerinin yeni yıllarını kutladılar. Otele yürürken pek sohbet etmediler. Birbirlerine bağlanmak istemeseler de, Hermione'nin deyimiyle, "aralarında bir bağ vardı." Onlar o bağı koparmaya çalıştıkça birbirlerine daha çok yaklaşacak, daha çok bağlanacaklardı. Onlar uğraşmayı bıraktığında, dışarıdan ikisini ayırmaya çalışan o kadar çok insan çıkacaktı ki, belki de ayrı düşeceklerdi birbirlerinden. Bıkarlarsa yaşadıklarından, ne yaparlarsa yapsınlar kaderleri peşlerini bırakmayacaktı. Çünkü kader hayatımızı çizen o küçük ama en etkili çizgidir. Onların hayatının o küçük çizgisi de bağlıydı işte. Hermione'den başlayan çizgi Draco'da bitiyordu. Ya da Draco'dan başlayan çizgi Hermione'de bitiyordu.

Otele geldiklerinde Hermione parmak ucunda yükselip Draco'nun yanağına minik bir öpücük kondurdu. Orada daha fazla kalırsa yüzündeki kızarıklığın -her ne kadar hava karanlık olsa da- Draco tarafından görüleceğini düşünerek evine giden yola doğru yöneltti adımlarını. Son kez arkasını dönüp baktığında oğlan elini yanağına koymuştu ve transa geçmiş gibiydi. Hermione bu görüntüyle pek ilgilenmeden tekrar önüne döndü. Şaşırmış olabilirdi yani. Kendisi de şaşırırdı.

"İnanamıyorum," dedi Draco Pansy'ye. Tatillerde bazen Muggle Dünyası'na gelen kız tesadüfen otelin yanındaki parktayken Draco'yu sarı saçlarından tanımıştı. "Beni öptü Pans. Granger beni öptü," diye sözlerini devam ettiren genç işaret parmağını sağ yanağına dayadı. "Tam da buradan." "Aptal aşık işte." dedi Pansy dalga geçen bir şekilde. "Öyle demesene!" diye ona kızan oğlana karşı kahkaha atmaya başladı. "Hem sen de Weasley-" Kafasına mavi bir yastık indiğinde, "Sen kaşındın Draco Lucius Malfoy!" diye bağırdı kız ve odadaki en sert olabilecek yastığı karşısındaki oğlana attı. "Evet Parkinson, seninle muggle kızları gibi yastık savaşı yapmayı çok isterdim ama ben safkan bir büyücü ve erkeğim. Yani," dedi oğlan i'yi uzatarak. "Ben yastık savaşı yapmam." "Ben de melez bir büyücüyüm Malfoy." diyen kızın burnunu sıktı oğlan, "Safkanım," "Melezim," "Safk-" bu sefer kafasına inen pembe yastıkla havaya sıçrayan oğlan kıza öldürücü bakışlarını atmaya başladı. "Beni boğarak öldürsen de ben o 'silahı' elime almayacağım." "İşime gelir." dedi siyah saçlı kız sırıtarak ve odadaki bütün yastıkları oğlanın kafasına fırlatmaya başladı.

please don't cry [dramione]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin