gerçek

516 13 1
                                    

 Sabah erkenden uyandım. Nedenini bilmiyorum ama ister istemez gerilmiştim. Hızlıca giyindim. Saçlarımı arkadan ördüm. Aynada kendime baktım. Hiç güzel değildim. Hiç.

Merdivenleri indim. Son basamakta oturup saate baktım. Ne saçmalıyordum ben. Ne yapıcaktım yani Gökhan'ın arabasına mı binicektim. Hızla ayakkabılarımı giyip evden çıktım. Tam kapıyı kapatırken araba sesini duydum. Gökhan çoktan gelmişti. Araba yanımda durdu ve camı açıldı. Gökhan hafifçe öne eğildi:

-" Arkaya geç."

Hah! Şuna bak sen. Sen kimsin be!

-" Sağol ben yürüycem." dedim iğneleyici bir sesle. Yoluma devam edicektim. Benimde beraber araba geri geri geldi.

-" Ne kadar üşengeç olduğunu biliyorum." dedi tekrardan. Sahi bunu nerden biliyordu. Şaşkın bir şekilde bakıyordum. Bu sırada Esra'nın sesini duydum:

-"Ahsen! Gökhan! Bekleyin birazdan geliyorum." dedi neşeyle.

Çaresizce arabaya bindim. Biner binmez kafamı cama çevirdim. Onunla konuşmamaya karar vermiştim. Göz ucuyla dikiz aynasına baktım. Yeşil gözleri çok keskin bir hale bürünmüştü. Ürperdiğimi hissettim ama kafamı çeviremedim. Baka kalmıştım. Sonra gözlerimi devirdim. Yine sinsi sinsi gülmesini beklerken, kaşları biraz çatıldı. Gerçekten korkuyordum. Kapının sesiyle irkildim. Esra neşeyle arabaya bindi.

-" Günaydınn." dedi gülerek.

Aynı neşeyle karşılık verdi Gökhan:

-" Günaydınn."

Gerçekten şaşırmıştım. İlk defa Gökhan'ı böyle görüyordum. Güzel güzel Esra ya bakmaya başladı. Acaba gerçekten onu seviyor muydu? Belkide seviyordu.

Okulun önüne geldiğimizde utanarak arabadan indim. Ama Esra'nın gözünde zafer parıltıları vardı. Okulun kızları bizden tarafa dönmüş kıskançlıkla bakıyorlardı. Hiç hoşuma gitmemişti. Ben böyle bir insan değildim. Kafamı kaldırmadan:

-" Ben sınıfa gidiyorum gelirsiniz." dedim. Esra:

-" Ders saatine daha var. Biraz dolaşalım mı?" dedi Gökhana.

-" Olur. Pastaneden poğaça alalım mı? Kahvaltı ettin mi?" dedi.

Kulaklarıma inanamıyordum. Bu ses bu sözler. Gerçekten ona mı aitti. 

Daha fazla dinlemedim. Sınıfa çıkarken çevredekilerin konuşmalarını duyabiliyordum. Önemsemeden ilerledim. Ama şu sözler beynime dank etmişti:

-" Şuna bak sen. Allah'ın kezbanı. Hadi Esra güzel, azcıkta yollu." kahkahalarla güldüler "Ama bu salağı niye dolaştırır ki yanında."

Olduğum yerde donakalmıştım. Bacaklarım titremeye başladı.

-" Ya kızım duydu galiba. Ayıp oldu." hala konuşuyorlardı.

-" Uf ne ayıbı ya yüzünede söylerim."

-"Söyyle o zaman!" bu ses benden mi çıkmıştı. Herkesin sustuğunu farkettim. Bağırmaya devam ettim.

-"Söylesene karşıma geçip. Böyle kenara köşeye saklanıp alttan alttan laf soktuğunu mu sanıyorsun. Yolluymuş. Sen hangi hakla Esra'ya yollu dersin. Sen temiz misin? Peki neden mahalledeki erkekler senden randevu almaya çalışıyo. Üçüncü sevgilin duysa öldürür onları değil mi?" sert bir şekilde gülüp devam ettim:

-"Hiçbirşey yapmaz biliyor musun. Çünkü sen aşağılık bir fahişesin. Hem salak hem fahişe. Kaslı erkeklerin fotoğraflarına bakıp iğrenç hayaller kuran bir kızsın. İki abaza sana baktı diye kendini seksi ve güzel sanan bir salaksın. İşte bu yüzden Gökhan'ın yanında değilsin."

Bir solukta söylemiştim bunları. Son sesimle. Nefes nefese kalmıştım. Herkes bize bakıyordu. Kızın ağzı açık kalmış, gözleri dolmuştu. Haksızlık mı etmiştim. Kesinlikle değil sözlerim doğruydu. Kız ağlayarak önümden geçti. Arkasından bakarken Gökhan'la gözgöze geldim. Kahretsin ne zamandan beri oradaydı. Yüz ifadesi şaşkın dı. Ama bi o kadar da doğal. Zil çaldı ve herkes sınıflarına yöneldi. Esra omzuma dokundu.

-" Ş-şey ben. Tuvalete gidicem."

-"Bende geliyim."

-"Sen kal Esra." bu sırada nöbetçi öğretmen gelip kalanlarıda dağıttı.

Tuvalete gidip yüzümü yıkadım. Yanaklarım alev alev yanıyordu. PİŞMANDIM. Söylenerek çıktım.

-" Ben bu değilim. Ben bu değilim."

O sırada kolumda bir el hissettim. Aynı anda nefesini boynumda hissettim.

-" Sen tam olarak bu'sun."

Kafamı hafifçe çevirdim. Gökhan'la burun buruna geldim. Ne diyeceğimi bilemiyordum. Gözlerinin içine bakıyordum. Bana çok uzun gelen bi süre öyle kaldık. Daha sonra gözlerini çevirdi. İfadesiz bir şekilde sınıfına doğru yürüdü. Arkasını dönmedi bile. Boğazımda bir yumruk vardı sanki. Yutkunamıyordum.

                                          ***********************************************

Çünkü ben yalnızım.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin