BÖLÜM 32

150 1 0
                                    

Acıyı nasıl tarif edersiniz?
Kalbinizde hissettiğiniz kasılmalar, bitmek bilmeyen mide bulantısı, beyninizde dolanan karıncalar, acıyan gözleriniz, içten içe kavrulan bedeniniz ve buna tezat buz kesmiş elleriniz, hafif hafif titremeleriniz..
Sonra,
Yaşamıyor gibi hissetmek.
Hiç bir şey düşünememek ve ölmeyi dilemek.
Ve içimdeki bencil tarafı sarsan tam manasıyla yalnızlık!
Ve de pişmanlık.
Karşımda en sevdiğim insanın ölü bedeni, bembeyaz buz gibi, renksiz ve mutsuz.
O gülen gözler sönük ve kapalı.
Ne hissederdiniz?
Hayatım da ki herşeyin bittiğini hissediyordum. Ve içimden Esra'ya kızıyordum. Bu kadar kolay olamazdı?
Neden? Neden? Neden! Neden!

Acı azalan bir eylemdir. Öyleki azalmasa şuanda yaşıyor olamazdım. Hayatımda ki en önemli iki insanı kaybetmiştim. Annem ve kız kardeşim.

Ailem yoktu, ben diye birşey yoktu.
O kadar deliydim ki.

*****************

Günler sonra aynadaki aksim ben değildi.
Şiş gözlerim ve solgun yüzümden bahsetmiyorum. Aklım benimle değildi. Diyorum ya tehlikeliydim.
Okul bitmişti. Ama önemi yoktu. Okula kimin ihtiyacı vardı zaten. Lanet yer.

Günler somra ilk defa dışarı adımımı atıcaktım.
Sokağa adım attığım anda gözlerim ister istemez Esra'nın penceresine yükseldi. Onu orada hayal etmeye çalıştım. Gözlerimden alev alev yandığında düşünmeyi kestim. Yerdeki taşlara bakarak ve gözyaşlarımı içime akıtmaya çalışarak. Okula diplomamı almaya gidiyordum. Bu çok acı olsada bununla yüzleşmem gerektiğinin farkındaydım. Yoksa hayatımım geri kalanı boyumca hiç olacaktım.

Demir kapıdan içeri adım attığım anda içimden birşeyler koptu. Acı herkesindi. Herkes kafasını çevirip bana baktı ve konuşmasalarda gözleriyle benden baş sağlığı dilediler.

Müdür konuşma yapmak için bekliyordu ve tabiki Esra'yı anması gerekirdi.

-Birbirinden kıymetli öğrencilerim. Bir eğitim öğretim yılını geride bıraktık. Bu yıl çok acı bir kayıp yaşadık, hepimiz çok üzüldük. Esra Başaran isimli çok kıymetli öğrencimiz hayata gözlerini yumdu. Bu acı olay hakkında söyleyecek birşey bulamamak birlikte Allah'tan kendisine rahmet diliyoruz.

Konuşmanın gerisini dinlemedim. Sadece önüme bakıyordum. Onu görmemek için sadece önüme bakıyordum. Tek istediğom şey onu görmemekti.

Diplomamı aldıktan sonra kimseyle vedalaşmadan okuldan hızla uzaklaşıyordum. Taa ki onu görene kadar.

Bir insandan ne kadar nefret edebilirsiniz?
Elimde bir fırsatım olsa onu öldürürdüm. Bu öfle değildi. Bu bambaşka birşeydi. Benim ciğerimin bir köşesi toprağın altındaydı ve o iğrenç surat karşımdaydı.
Ne kadar korkusuzdu? Ne kadar haindi? Nasıl gözlerimin içine bakabilirdi nasıl kafasını eğmezdi?

Birbirine kenetlediğim dişlerim ağrımaya başlamıştı, alnımın ortasından yayılan ağrı enseme kadar iniyordu. Bayılacak mıydım? Hayır!

Eve girdiğimde gözyaşlarımın sel olmasına izin verdim. Aklımda sadece Esra'nın arabaya binerken bana baktığı an vardı. Gözlerini unutamıyordum...

Çünkü ben yalnızım.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin