O gece sabahı nasıl ettim bilmiyorum. Gökhan tehlikeli biriydi ve artık ondan gerçekten korkmaya başlamıştım. Kim paspasımın altından anahtarımı almayı akıl edebilirdi ki. Ertesi gün kapıyı açması için çilingir çagırdım. Kapıyı açtı açmasınada kilidi değiştiremeyeceğini söyledi. Kapımız cok eskiymiş artık ona uygun kilit üretmiyorlarmış. Yeni bir kapı asla alamazdım. Cebimde doğru dürüst para bile yoktu. Ve tam manasıyla tedirgin geçirdiğim günler başladı. İşe gidiyordum eve gelince içimde hep bi tedirginlik oluyordu. Sanki bir yerden Gökhan fırlayacakmış gibi hissediyordum.
O günden sonra Gökhan Esra'nın evine birkaç kez geldi. Ben mümkün mertebe ondan uzak durmaya çalıştım. Böyle zamanlarda Esra'yla uzak kaldık.
Her gece yatmadan önce kapının mandalını çekiyordum ve uykuya dalmam saatlerimi alıyordu. O kadar tedirgindim ki uykumun arasında birden gözlerim açılıyor gayri ihtiyarı odada gözlerimi gezdiriyordum. Öyleki gözler bazen beni yanıltıp karanlık gölgeleri Gökhan'mış gibi gösteriyordu. Uyku düzenimde pek kalmamıştı anlayacağınız.
Esra'nın ailesi döndükten sonra Esra'yla daha sık görüşmeye başladık. Zaten körüklü olan göz kapaklarım uykusuzluktan çok fazla şişmişti ve bilmem söylememe gerek var mı berbat duruyordu! Esra;
-Ahsen bu suratının hali ne allasen! Uyumayıp napıyosun sen..
-Şey.. Ders çalışıyorum.
-Ya bırak! Sanki seni bilmiyoruz.... Korkuyo musun yoksa?
-Neyden korkucam ya!
O sırada Gökhan yanımıza geldi. Bense kafamı eğip yüzümü görmesini engellemeye çalıştım. Ama uzun boylu olduğum icin çok da işe yaramıyordu.
Bunu farkederek kafamı kaldırdım ve Gökhanla gözgöze geldik. Uzun süre gözlerime baktı ve konuştu;-Neyin var?
Sadece onun anlayabileceği kinayeli bir sesle konuştum.
-Uykusuzum.
Demek istediğimi anlamıştı. Bu sefer bebim aksime o baktı gözlerime acıyarak ve Esra'yı alıp yanımdan uzaklaştı.
Son dersten bi önceki tenefüs hava almak için bahçeye çıktım. Kafamı koyduğum yerde uyuyasım geliyordu. Esra Gökhanla beraber olduğundan pek yanıma gelip cıvıldamıyordu. Belkide bu yüzden bir türlü ayılamamıştım. Oturduğum bankta kafamı yaslayıp uyuklamaya başladım. O sırada kucağıma sert bişey düştü. Gözümü açtım ve evet inanılmaz ama Gökhan anahtarı kucağıma fırlatmıştı. Şaşkınlıkla arkasından bakakaldım. Artık geceleri rahat uyuyabilirdim.
Hafifçe gülümseyerek kafamı geri yasladım. Bu sefer uyuklamıyordum. Sadece açık tuttukca gözlerim acıyordu. O sırada yabancı bir sesle irkildim;
-Gülümseyerek uyuyanların gerçek olduğunu düşünmüyordum!
Kaşlarımı çatarak dogruldum. Bunu söyleyen okulumuzdan bir çocuktu. Çevresi olan bir çocuk. Ama ismini bile bilmiyordum.
-Adın ne senin? Dedi gülümseyerek.
-Ahsen..
-Hiimm. Ahsen demek.
-Hııı.. Dedim terslenerek.
-Uykunu böldüğüm icin kusura bakma, yanına oturabilir miyim?
Kafamla gecmesini işaret ettim yüzüne bile bakmayarak. Ve tekrar gözlerimi kapadım.
Zil sesini duyduğumda istemeyerek gözlerimi açtım. Karşımda sadece Gökhan'nın öfkeyle kızarmış yeşil gözleri vardı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çünkü ben yalnızım.
RomanceGüzel aşk hikayeleri okuduk. Şimdi birazda gerçekleri görelim. Yalnız bir kızın hikayesi.. Mutlaka kendinizden bir şeyler bulacaksınız...