Ahsen:
-"Nasıl anlatayım ki. Ben hayatım nasıl bu hale geldi bir türlü anlam veremiyorum. Babamı pek hatırlayamıyorum. Çok küçüktüm o zaman. Bana sadece öldüğünü söylediler. Aradan geçen yıllar içerisinde çok merak edip sordum anneme. Ama anlatmak istemezdi, konuşmazdı. Baban öldü kızım. Sadece bu. Başka birşey söylemezdi ama neden? Bu kadar basitmiydi yani. Babam ölmeden önce mutluyduk biz... En azından huzurluyduk. Ama babam öldükten sonra işler değişti sanırım. Annemle aramda derin bir uçurum oldu.
Konuşuyorduk, arada gülerdik de. Ama hiçbir şey paylaşmazdık. Şimdi geriye dönüp tartıyorum bazı şeyleri. Cidden anne kız olamamışız biz. Cidden. Bizim birbirimizden başka kimsemiz yok Selma abla. Ama hiçbir şey anlatmadı annem. Bir kilit vurdu ağzına öylede gitti. Ama yinede mutluyduk..
O gün geldi işte. Annemin gittiği gün. Hiçbir açıklama yapmadı. Bir kağıt bir mektup bir telefon. Ben iyiyim bile demedi. Demedi Selma abla. Bir haberr.. Yok. Yer yarıldı yerin dibine girdi sanki. Birkez dahi aramadı ben iyiyim ya da kötüyüm. Öldü diye haber bile gelmedi.."
Bu anlattıklarım etkilemişti onu. Yüzünde ki gözyaşları kurumuş belki bir anlığına unutmuştu kendi acısını. Ne diyeceğini bilemez haldeydi:
-"Anlam veremiyorum.. Bir anne çocuğunu nasıl terkedebilir. Ona en çok ihtiyacın olduğu zaman. Bu kadar toy ken. Sen yalnız yaşamamalısın. Senin bir büyüğe ihtiyacın var Ahsen."
-"Haklısın Selma abla.. Çok haklısın. Ama kimse yok işte. Mehmet amca Gülay teyze.. O kadar Esra var arkadaşım. birtek onlar işte."
-"Esra? Renkli gözlü kız mı?"
-"Evet, bitanedir. Ayrı benim için kardeş gibi. Başkada arkadaşım yok zaten."
-"Başka arkadaşın olmadığı için mi bitanen acaba?"
-"Hayır hayır.. O gerçekten çok iyi biri. "
-"Öyle diyosan. Çok dikkatli ol Ahsen. Senin için en iyisi yine kendin. Cidden bak. Belkide senin için hayırlısı budur.. İmtihandır sana belki bu. Ayaklarının üzerinde durma vakti erken senin için. Alınma ama annene bunu yakıştıramadım. Hiçbir anneye.."
-"Haklısın Selma abla. Güçlü durma vakti... Peki seni böyle güçsüz yapan neydi?"
Acı bir şekilde güldü:
-"Ahsen. Sen benden çok daha güçlüsün canım. Ben gerçekten zayıf bir insanım. Senin derdinin yanında benimki.."
-"Hayır Selma abla. Bilemezsin. Ben israk edemiyorum. Bu yüzden çok acı vermiyor. Ama acı verdiğine göre senin hikayen benimkinden daha acı.."
-"Belkide."
Selma:
-"Nasıl bu hatayı yaptım bilmiyorum Ahsen. İyi bir lise ve üniversite hayatım oldu. iyi kötü bir işim . Ama çok acele ettim. Evlilik çin çok gençtim.
21 yaşında nişanlandım. 22 yaşında evlendim. Kendimden on yaş büyük biriyle. Çok seviyordum halbuki. O da seviyordu öyle sanmıştım. Değişik garip sert bi mizacı vardı. Çok kıskançtı. Başta bunu bana duyduğu aşktan sevgiden sandım. Ama değil. Gerçekten değil. Benim için kavga ettiği bile olurdu. Biz kadınlar bu konuda sert ve hırçın olan erkekleri hoş bulduk hep. Hata ediyoruz.
Önemsediği şey ben değildim. O onun bahanesiydi. Yakıp yıkmak için bir bahane. Biliyrum dediklerimden hiçbir şey anlamadın.
Çok şiddet gördüm Ahsen. İlk zamanlar herşey toz pembeydi aşıktım ona. Çok aşık. O da beni bu kadar seviyor sanıyodum. Başta hep çevresindekilerle olay çıkarttı. Gençtim fena sayılmazdım. Kıskançlıktan yapmadığını bırakmadı. Dozunu aşıyordu artık. Önce dışardakilerle kavga etmeye başladı. Sırf bu hareketlerinden sebep duvarlar çektim kendime. Dışarı bile çıkmamaya başladım. İletişimimi kopardım. Zamanla kavga çıkaracak bir bahanesi olmadı. Kıskançlık edemedi.
ama tatmin etmedi bu onu. Bünyesi zorba onun. Benimle kavga etmeye başladı. Çok tartıştık çok kırdık birbirimizi. Arada şiddete döktüğüde oldu. Göz yumdum. Sabrettim. İki çocuğumuz oldu. Bu dönemlerde dokunamadı bana. Sevinsem mi üzülsem mü bilemedim..
Kavga etmiyorduk evet, ama iletişimde kurmuyorduk. O eski adam gitmiş yeri biri gelmişti. Eskisinden daha beter. Eve çok geç gelmeye başladı. Merak ediyordum. Gelsede kavga çıkarsam diyordum artık. Ama ayaküstü üç beş yalan uydurup kandırıyordu beni. Gözümün içine baka baka yalan söylüyordu.
Soruyorum sana. Başka biri var yoksa ne olabilir? Yanılmadım nitekim. Birgün kadınla bunu gördüm. Çirkin suratsız bana göre yaşlı bile. Orospunun tekiydi, afedersin. Ne vardı o kadında. Bende eksik olan. İşte geçen gün yüzüne vurdum bunu. Boşanalım dedim. Olmaz dedi. İki çocuğumuz var vs. Ulan pezevenk madem iki çocuğun var babalık etsene! Biliyo o başkasıyla yapaamaz, kimse çekmez onu. Direttim hatta belge hazırladım, dava açtım. Dövdü beni. Öldüresiye dövdü. İki çocuğumun önünde. Yaralarım geçti ama bak izlerine.."
sırtını açtı gerçekten kötüydü.
-"Apar topar buraya geldim. Biraz uzak kalmak için. Ha çocuklar babaannelerinde o manyağın eline bırakmadım."
-"Selma abla inanamıyorum! Nasıl o adamla yaşayabilirsin. Nasıl en başından bu adamın yaptıklarına göz yumabilirsin! Sen güçlü kadınsın muhtaç mısın ona."
-"Normalde değilim. Kimse değildir Ahsen. Ben kendi kendimi bu hayata mahkum ettim bu illete bulaştım. Sen sen ol. Sakın.."
Bu sırada Selma ablanın telefonu çaldı. Arayan Mehmet amcaydı. Apar topar çıktı kahve için teşekkür ederek. Giderken üzgün değildi. Bi alışılmışlık vardı üzerinde. Sahi nelere alışıyor insan..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çünkü ben yalnızım.
RomanceGüzel aşk hikayeleri okuduk. Şimdi birazda gerçekleri görelim. Yalnız bir kızın hikayesi.. Mutlaka kendinizden bir şeyler bulacaksınız...