gökhan

313 11 0
                                    

Buluşmanın bittiği gece ciddi anlamda düşünmeye başladım. Bu Gökhan ın neyi vardı. Bu hareketler ne anlama geliyordu. Bu nasıl hastalıklı bir ruh hali diye düşünmeden edemiyordum. Sürekli bir kıyas herşeye sahip olma hırsı. Ailesi? Ailesini düşündüğümde kafamda bi boşluk oluştu. Nedense ne annesini nede babasını gözümde canlandırabildim. Bu değirmenim suyu nerden geliyordu, heralde babası zengindi. Yarın erken kalkacağımı ve çok çalışacağımı düşünerek uykuya daldım. Rüyamda annemi gördüm..

Okula geç kalmıştım. O telaşla evden nasıl çıktımbilmiyorum. Saçım başım dağılmış okula koşuyordum. Üstüne üstlük terlemiştim. Tamdemir kapıyı geçecekken karşımda Gökhan'ı buldum. Ağzımdan büyük bi soluk vererek:

- Geç kaldım.

-İçeri almıyorlar boşuna zorlama, bende geç kaldım.

-Hadi ya,yok yazılıcam.

- Karnın aç bişeyler ye.

-Olur..

Hey heyy bu benim aç olduğumu nerden biliyordu. Şaşkın bir biçimde döndüm ama birşey söylememe fırsat vermeden kantine doğru ilerledi.  Onu takip ettim.

İki tane tost alıp masaya geldi. Kantinin berbat tostu. Kayış gibi olmuş ekmeği dişimle zor koparırken o sonuna gelmişti bile. O dakika saate baktım. İlk dersin bitimine yarım saat vardı. Oflayarak arkama yaslandım tostu yemektende vazgeçtim.

-Niye yemiyosun.

-Beğenmedim de.

Omuzlarını kaldırarak yarım bıraktığım tostuda yemeye başladı. Onu böyle görünce ister istemez kahkaha attım. Nasıl bi öküzdü bu. Ben güldükçe o da gülmeye başladı. Kahkası güzel ve komikti. İlk defa bu kadar masum görünüyodu. Gülerek;

-Doymadıysan bi tane daha alabilirim. Dedim.

Hafifçe gülümsedi.

-Olabilir aslında ama cidden tost çok kötü.

Çattık der gibilerinden güldüm. Oysa artık o gülmüyordu. Kafamı boşluğa çevirdim. Boş boş bakınmaya başladım. Bi süre sonra sıkılıp önüme döndüm ve Gökhan'ın klasik delici bakışlarıyla karşılaştım. Filmlerdeki seri katillerin bakışlarına benziyordu. Dayanamayıp sordum;

-Nasıl böyle bakabiliyorsun. Boş, donuk, ürkütücü..

-Sen nasıl bakıyorsun peki?

-Ben mi? Nasıl bakıyormuşum?

-Sabit, merhametli, aşağılayıcı, karmaşık, öldürücü..

Sessizce suratına baktım. İlk defa utandığını hissettim. O sırada yüzüne nefret dalga dalga yayıldı. Korktum.

-Bilmiyordum. Dedim.

Korkumdan daha çok cesaret alarak öne doğru eğildi.

-Çünkü sadece bana böyle bakıyorsun.

Afalladım. Ama bunun altında kalamazdım. Alaycı bi tonla;

-Ah evet! Seni öldürmeyi planlıyorum. Dedim.

-O zaman neden korkuyosun?

-Korkmuyorum. Deyip ayağa kalktım o da kalktı. Karşımdaydı.

-Ne yapmaya çalışıyosun sen.

O sırada okul zili son desibelde çaldı. İstemeden de olsa hopladım. O sırada Gökhan yine eski şımarık haline döndü.

-Sınıfa girmeden önce aynaya bak istersen, oldukça çirkin görünüyosun.

Cevap beklemeyerek arkasını dönüp ilerledi. Yavaş yavaş millet kantine doluşmaya başladı. Aralarından sıyrılarak merdivene doğru ilerledim. Aynada kendimi gördüm ve kendi kendime sövmeye başladım. Bir insan ancak bu kadar berbat görünebilirdi.


Esra 'yla Gökhan gün boyu beraber takıldılar bense sınıfta kalmayı yeğledim. Gizem' e saçlarımı ördürttüm. Birşeyler yazdım karaladım. Çıkışta dosdoğru pastanenin yolunu tuttum. Önceki gün kendime tatil ilan ettiğimden uzun saatler çalıştım. Bu sıra Mehmet amcadan Selma ablanın eşiyle arasının bozuk olduğunu boşanmaya karar verdiklerini öğrendim. Üzülmemiştim. O adam Selma ablayı haketmiyordu.

Gecenin bi vakti evime döndüğümde ders çalışmak için vaktim falan kalmamisti. Yatagima gomuldum ve derin bir uyku çektim..

Çünkü ben yalnızım.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin