6-Hadi canım!-

205 7 0
                                    

Gizem bana bakıyor ben ona bakıyorum aşırı saçmalık bir olay var resmen beynim hayal dünyasında yaşamışım gibi hissediyordu Annemin söylediği söz aklıma iyice yerleşti artık gerçekten her erkek aynı diye düşünüyorum.Annem"kızım erkeklere asla güvenme kendini herzaman erkeklerden daha güçlü gör ." Demişti bu annemin bana son sözüydü daha sonrası yoktu zaten. canım annem her sözünde ne kadar da haklıymış ben bunları düşünürken gözümden bir damla yaş aktı o yaş o kadar çok canımı acıttı ki resmen toprak bir mafya çıktı ve ben bu mafyada en önemli şahsiyetim bu yüzden hala olanlara inanamıyorum gizem bana baktı ve yanıma yaklaşıp sarıldı akşam olmak üzereydi bende gizeme gitmesini söyledim zira hiç onunla şu anda konuşacak halim yoktu. Bana beni ara dedi telefon numarasını bir defter isteyip ona yazdı kafamı salladım ve bana son kez sarılıp gitti.

Saat gece yarısı olmuştu yarın okul var Allah kahretsin gizem bana emirin ortaokuldan beri başkalarıyla da arkadaş olduğunu kendisine kafa tutan olunca onlara karşı çok insafsız davrandığını söylemişti ben birkaç kere yanındakileri görmüştüm ama onların sonradan kavgayı izlemek ve ayırmak adına geldiğini zannetmiştim buna inanamıyorum herneyse daha sonra benim incinmemem için herşeyi yaptığını sonra benim için para kazanmak amacıyla sigara satmaya başladığını sonra bu sigara olayı daldan pakete paketten koliye dönüştüğünü söyledi ve bu sırada bir çete kurmuştu şuanda ise madde işiyle ilgilenmeye çalıştığını ve bu seferki işin gerçekten tehlikeli olduğunu söyledi çünkü bunu çetesi dışında kimse bilmemesi gerekiyordu ayrıca çetede 2 kız var tabiki gizem ve ben emirin de aynı işte olduğunu söyledi toprak bunu öğrendiğinde emire birleşmeyi teklip etmiş ve ayrıca daha fazla kar elde edeceğini söylemiş fakat emir reddetmiş ve eğerki bir daha emirin karşısına çıkarsa onu mahvedeceğini de söylemiş evet kabul ediyorum emir gerçekten çok tehlikeli biri ama bu itiraf benim tanımadığım topraktan bahsediyor biz toprakla hep ikiliydik toprak yanımda sigara dahi içmemiş bir insan dır fakat bunlar bana çok anlamsız geliyor toprak hep bana maddi anlamda yardımcı olmuştur onu çok küçükken tanımıştım ve herşeyini en ince detayına kadar biliyordum bende ona elimden geldiğince yardım ettim ama benim bilnediğim daha fazla şey varmış demekki buna inanamıyorum saat sabahın 4 ü olmuştu ne yapacağım ben şimdi 2 saat sonra okula gideceğim offf belki de bugün okula dahi gitmem bu kız beni kandırıyor olabilirmi acaba diye düşünmeden edemedim fakat anlatırken gözlerindeki güveni gördüm bu yüzden inanabilirdim demekki bir çete üyesiyim vay be...

Sabah bir buçuk saatlik uykuyla okula gittim gizem toprağın bunları bana söylediğinden haberi olmadığını bu yüzden belli etmemem gerektiğini söyledi beni bu konuda açık açık uyarmıştı okula yaklaşmıştım zaten yurt ile okulun arasında az bir km farkı vardı okula yaklaşmam ile birlikte birisi bana el salladı ve seslendi ikinci defa seslendiğinde bunun gizem olduğunu anladım yanıma koşmuştu "nasılsın?" Diyerek sordu ben de "daha iyi olabilirdim." Dedim üzgün bir ses tonuyla napayım en yakın arkadaşım benden bu kadar önemli birşeyi saklıyor ve ben buna üzülmeyecek değilim herhalde gizem de "takma kafana şimdi sana bizim çetenin üyelerini göstereceğim ama tanıştıramam malum henüz bilmiyorsun."dedi gülümseyerek ve göz kırptı bende zar zor yüzüme bir gülümseme ekledim bu sırada okulun bahçesine giriyorduk ilk başta bahçenin hemen girişinde oturan 3 lü çocuk duruyordu 2 sinin adının özen ve özcan olduğunu ve çetede gerçekten iyi iş çıkardıklarını söyledi diğeriyse okuldaki bütün olayları sonradan öğrenen çalışkan ama çok saf bir arkadaşımızdı onu tanıyordum okuldan sevdiği bir kız vardı ama kız o kadar kibirli ve kaprisliydiki söylediği kelimeyi ağzını açamamaktan zor söylüyordu bu yüzden ona acıyordum gerçi şu durumda herhalde kimse benden daha saf olamazdı.Biraz daha ilerlediğimizde yanımızdan ayı gibi iki genç bize baktı gizem bizi arkaya döndürdü ve bu ikisi ne bakma bile dedi ne dediğini anlamamışken bunlar emirden deyince kafamda şimşekler oluştu adeta,bu arada benim de gizem e birşeyler söylemem gerekiyordu tam ben "gizem ben sana şey..." diyecektim ki emiri gördük gizem "hah gelmiş hödük artık endişelenmemize gerek kalmadı başımıza her şey gelebilir çünkü." Derken gülüyordu ama biliyorum ki o da emirden en az benim kadar nefret ediyordu bunu sesindeki tınından anlayabiliyordum adeta gizem tekrar bana dönerek "sen ne diyordun tatlım?" diye sordu bende yeniden lafa atılacakken biri yanımıza gelip gizemi kucakladı bu kimdi şimdi "ooo naber canikom?" Diye sordu çocuk tabi ben şok bu erkekti değil mi? Herneyse gizem de "iyi canikom az işim var sonra görüşürüz tamammı?"dedi daha sonra uzaktan bir zengin öpüşü yapıp yanımızdan gitti çocuk gizem çocuğun gittiği yöne bakıp bir iç çekti bir an burnu kızarmıştı ağlayacak gibi oldu ama kendine geldi bende onun baktığı yere bakınca birkaç çocuğun oturduğu fakat içlerinde sırt kasları buradan bakınca bile belli olan bir elinde siyah deri ceketi bir elinde sigarası üzerinde metalik bir tişört olan bir çocuk dikkatimi çekti gizeme baktığımda onun da aynı çocuğa baktığını gördüm bana döndüğünde ben de ona bakıyordum "bu çocukla çok güzel anılara sahibim ama çoğunu içimde yaşadı, galiba da hep içimde yaşayacağım." dedi ben de" hayır yani neden aşıkmısın yoksa?" Diye kıkırdadım gözlerinde bir an hüzün gördüm ama bana çok kızmıştı tamam haklıydı böyle derince bakabildiğine göre aşıktı "Ben bu çocuğu gördüğümden beri ona tutkunum ve vazgeçemedim vazgeçemiyorum." Dedi ağlamaklı bir sesle bende" kantine gidelimmi?" dedim konuyu değiştirmek ve ağlamasını önlemek için zira şuan hiç ağlama çekemezdim aksine çok güçlü olmam gerekliydi çünkü emir gibi birisi ile uğraşacaktım bugün hemen ardından kantine gittik ve karmaşanın içerisinden ikimizde kahve aldık sakin bir yere oturduk şubat ayındaydık yağmur yağıyordu aslında kahve ortama cidden bir uyum sağlıyordu daha sonra gizeme baktım "sana sarılan kimdi?" Diye sordum gözlerinin içi güldü bir an "o mu şey ya o bir şey işte anla canın en yakın arkadaşlarından birisi çocukluğa kadar uzandığı için can onunla daha iyi anlaşıyo ve benim canı sevdiğimi de biliyo bir ara ali mertle aram çok iyiydi ortaokulu aynı yerde okumuştuk fakat bu sadece 2 seneyle kaldı daha sonrasında gaylerle takilmaya başladı çocuğu kendine benzettiler bizde hala konuşuyoruz onun hakkında bilgi veriyor bana seviyorum bu çocuğu ama gay olmadan önce daha iyiydi."dedi şu an gizemin can diye birine aşık olduğunu öğrendim can ise o metalik tişörtlü kişi o da tamam "peki ali mert kim?" Diye sordum gizeme gizemde "şakamı yapıyorsun beni kucaklayan işte anlaşılan sen beni dinlemiyorsun." Diyerek ekledi of hadi ama ben ne bilim birden bire çocuk ali merte dönüşünce ben şaşırdım bir an herneyse harika şu an önümde bir aşık var."peki biliyormu?" Diye sordum gizemde "hayır söylemeyi de pek düşünmüyorum sonuçta eninde sonunda biter herhalde." Dedi aslında bana göre bu umutsuz vakaydı bu yüzden kafamı hayır anlamında salladım ve geri çekildim kantinin kapısında emir'i görmemle kanımın çekildiğini hissettim bana kafasıyla gel işareti yaptı fakat ben hayır anlamında kafamı salladım gitmek istemiyorum tekrar çağırdığında gizeme döndüm ve sohbete devam devam ediyormuş gibi yaptım fakat bu çocuk yanımıza gelip beni kolumdan tutuo ayağa kaldırdı niye bütün belalar beni buluyo ki "sana ben gel demedimmi!" Diyerek tısladı emir gözleri adeta delip geçiyordu gözlerimi "ben...şey...be..gelec.."gibi yarım cümleler kuruyordum ki gizem de ayağa kalktı "bıraksana kızın kolunu hayvan herif!" Diyerek bağırdı ama emir bunu duymamış gibi çekiştirmeye başladı gizem arkamızdan geliyordu"sana bırak dedim gerizekalı!" Diyerek bağırdı kantindeki herkes bizi izliyordu ve kantinden çıktık emir ve ben önde gizem arkada süper bir film o kadar hızlı yürüyordu ki adımlarına yetişemiyordum kendimi bir an bıraksam sürükleyerek getirecekti sanki üniformanın dar eteğinden ve boyumdan dolayı kaybediyordum bu çocuğun yanında ve bir an durduk ben ona baktığımda o başka bir tarafa bakıyordu bakışlarını takip ettiğimde toprağın çok uzağımızda olmadığını ve hızlı adımlarla bizim yanımıza geldiğini gördüm aşırı kızgındı çocuğu adeta bakışlarıyla eziyordu hatta yerden yere çalıyordu emirinkiler farklı değildi gerçi bu ne saçmalık böyle bir madde yüzünden sanki öldürecek gibi bakıyorlardı birbirlerine emir hala kolumu sımsıkı tutuyordu sanki kaçacakmışım gibi morardığından eminim artık toprak yanımıza geldiğinde ilk önce bana sonra emirin tuttuğu koluma daha sonra emire baktı toprak"bırak kızın kolunu!" Diyerek bağırdı emir ise daha fazla kolumu sıktı kolumu o kadar çok sıkmıştı ki neredeyse ağlayacaktım "bırakmazsam ne olur?" Dedi emir daha sonra toprak "sana bırak dedim senin hesabın benimle denizle değil!" Dedi emirin yüzünde sinsi bir gülüş oluştu ve bana baktı "ya şuan ki hesabım onunlaysa?" Dedi toprak kafası karışmış gibi bir an durdu daha sonra "saçmalamayı bırak ve eğer ki erkeksen benimle dövüşürsün kızlarla ilgilenmezsin."dedi emir bu lafın üzerine toprağa "sıkıntım seninle değil"dedi ve kolumu bıraktı daha sonra bana dönüp "gidelimmi sevgilim?" Diyerek sordu bu sorunun üzerine toprağın gözleri kızgınlıkla daha fazla açıldı ve emiri itti "kime sevgilim diyosun lan sen!" Diyerek bağırdı emir de "aaa kardeşin sana söylemedi demek ben deniz le çıkıyorum istersen kendisine sorabilirsin." Diyerek ekledi ve toprak bakışlarını bana çevirdi "ne diyo bu mal yok öyle birşey değilmi?" Diyerek bana aşırı kötü derecede baktı adeta gözleri kızım seni öldürürüm der gibi bakıyordu ben birşey demedim toprağın bana herşeyi anlatabilmesi için bu son şansımdı neden çıkmamam gerektiğini sorabilirdim ve herşeyi toprağın ağzından dinleyebilirdim bu yüzden mecburen emire katlanmak zorundaydım kafamı çıkıyoruz manasında salladım ve emire döndüm emir bana elini uzattı bende tuttum.Beni yine o elini ağzıma dayayıp getirdiği karanlık yere götürüyordu galiba bu çocuk. Oraya hızlı hızlı gittik önüme bakmaya çalışmaktan kafamı arkaya döndürememiştim bile bir an bakmış gibi olsamda toprağı görememiştim zaten daha sonra doğru tahmin etmiştim yine bu yere gelmiştik emir yanıma geçip aferin akıllı kız deyince bir an yüzüne tokat atasım geldi ama kendimi tutmak zorundaydım sırf toprakla konuşmak için ya toprak benimle daha konuşmazsa o zaman başım bu emir zımbırtısıyla büyük belaya girer yaptığım sadece büyük bir hata olur diye düşündüm herneyse deniz şimdi bunları düşünme iyiye yor iyi çıksın yoksa burada panikataktan gideceğim hah bende bu ne zaman mallaşıcak acaba diyordum önüme geldi ve bana bir adım yaklaştı biraz daha yaklaşsa burunlarımız birbirine değecek neredeyse "ben çağırdığım zaman benim yanıma geleceksin aksi takdirde yapacaklarımı sen bile hayal edemezsin." Dedi kafamı salladım ardından "sizden içerde ne olup bittiğini bana söyleyeceksin eğerki sevgilimsen bunları yapacaksın sevgililiği reddetme gibi bir seçeneğim yok haberin olsun." Dedi sinsi sinsi gülerek ve boynuma doğru eğildi yerimde huzursuzca kıpırdadım "söylediklerimi unutma dedi." Bende "tamam." Diye karşılık verdim fakat sesim o kadar cılız çıkmıştı ki ben bile duymakta zorlanmıştım "sana istediğim zaman ulaşmam gerek ona göre bu yüzden telefon numaran gerekli." Ben hiçbir cevap vermeyince boynuma soğuk dudaklarını değdirdi hayır lütfen ısırmasın diyecektim ki hadi canım! Benim kurtarıcı meleğim toprak geldi "emir!" Diye seslendi emir hiç oralı olmamış gibi başı hala boynumdaydı daha sonra toprak kızgın bir şekilde "emir!"diye çağırdı ve yanımıza geldi emirin yüzüne bir yumruk patlattı haketti şerefsiz az bile neyse kaçsam iyi olur diye düşündüm ama toprağı bırakamazdım bensiz de idare edebilir ama bu şimdi olmaz toprak bana baktı "iyimisin?" Diye sordu ben ise kafamı salladım o sırada emir kendini toparladı ve toprağın karşısına geçti yani benim önüme bu arada içeriye biri gelse toprağın değilde emirin beni koruyacağı düşünülür ama herneyse emir"burası senin mekanın değil ve hatırlarsan burası benim mekanım benim mekanıma kimse benden izinsiz giremez ve bana asla kafa tutamaz sen kendini ne zannediyosun lan!" Dedi toprakta "burası senin mekanın olabilir fakat burada benim kardeşimi benden izinsiz tutyosun mecbur olmasam gelmezdim." Dedi evet planım işe yaramıştı toprak hala bana kardeşim diyordu bu arada emir "o benim sevgilim lan duydun işte siktir git şimdi buradan!" Diyerek bağırdı ve bağırmasıyla içeriye birden bire başka çocuklarda girdi kimi iri yarı sanki bir haydut gibi kimi çok masum bir çocuk gibiydi daha sonra toprak "çocuklar!" diye bağırınca içerisi daha fazla kalabalıklaştı içlerinde yüzünü tam seçemediğim ama tanıdıklarım da vardı sanki bunlar gizemin gösterdikleri çocuklar dı evet onları tanıyordum ama gerisini tanımıyordum bir koridor tamamıyla erkekle dolmuştu ve bu kadar erkeğin içinde tek kız bendim korkuyormuyum tabiki evet hatta göğsüm ben istemeden yukarı aşağı iniyordu ama belli etmemeye çalışmak ayrı bir sıkıntı toprağa güvendiğim için pek fazla sıkıntı yapmadım çünkü nasıl dövüştüğünü görmüştüm ama bu çocuk topraktanda büyüktü ve toprağın çetesinden daha fazla çocuk vardı içeride.Ao keşke ilk başta kaçsaydım diyorum...

Saflığın KırmızısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin