Hayat ne kadar kısa değilmi? Bir sene önce küstüğüm biriyle bir sene sonra tekrar kardeş olabilmek....
Perdeden sızan sabahın ışıkları gözüme geliyordu.Yataktan hiç kalkmak istemezcesine bir sağa bir sola dönüyordum.Yatak o kadar yumuşaktı ki yataktan kalkasım gelmemişti.Gözlerimi açtım ve tıklatılan kapıya baktım ismim i seslenen topraktı "gelebilirsin." Dedim.O sırada etrafa kısa bir bakış attım mavinin en huzurlu tonuna boyanmış bir oda...Bir aynalı dolap,Bir komodin,ve en ucta duran oyuncak yığını.Yan tarafımda kocaman bir pencere vardı ama perde çekili olduğundan anlaşılmıyordu tam pencerenin karşısında ise yanlamasına yatak kalıyordu ki yatak iki kişilik bir yataktı.
Etrafı incelediğimi gören toprak "beğendin mi?" Diye sordu. "Evet beğendim.Hemde çok. Ama niye beni yurta getirmedin?" Dedim yatağa oturdu ve bana baktı bir süre sessiz kaldıktan sonra "toprak?" Dedim "Aslında getirecektim ama son anda vazgeçtim.Çünkü artık...." cümlesini bitirmeden simah abla odaya girdi "Toprak şey..." dedi ki ikisi de önce birbirine daha sonra bana baktı. Simah ablayı görmemle ağzım o şeklini almıştı "Simah abla?" Dedim bana doğru dalıp giden simah ablaya karşı .Simah abla bize bir iki adım yaklaşmışken toprak devreye girdi "Simah abla daha sonra konuşuruz." Dedi ve daha sonra simah abla kafasını sallayıp dışarı çıktı "Sen.. Simah ablayı tanıyormusun?" Dedim "Evet deniz.Sana anlatacaklarım var beni dinlermisin ilk önce?" Şaşkınlığı gizleyemiyordum ama hala şoktaydım. Tamam ben birkaçkere simah ablayı ona anlattım ve hatta bir iki kere falan gördü ama bu onun evine gelmesine gerek koymuyor öyle değil mi? Ayrıca dün akşam. Dün akşam da toprak bana birşeyler anlatacağını söylemişti....
O günün akşamı
Toprak beni kucağına almıştı ve okulun dışına çıkmıştık."Bana hala kızgın mısın?" Dedim "Bunları daha sonra konuşuruz." Dedi. Ardından beni yere bırakıp taksi çağırdı.Büyük bir evin önünde durmuştuk toprağa baktığımda taksinin parasını ödedi ve aşağı indi ardından bende indim.O eve bakarken büyülendiğimi düşündüm ama toprağın bu evke ne işi olur ki? "Toprak yanlış falan mı geldik? Yoksa birde burda falan mı çalışıyorsun?" Dedim ama hiçbir cevap vermedi ardından da evin kapısının kilitini açtı "Anahtar sende ne arıyor?" Diye sordum cevap yok. Beni üst katlardan bir odaya çıkardı ama yeter "Önce bana cevap ver bu kimin evi?" Dedim "Deniz sakin ol benim evim yarın konuşuruz." Dedi tam gidecekken kolundan tuttum "Emir doğru söyle bana bu ev senin olamaz!" Dedim gözü kolundaydı hemen elimi çektim "Bak bu ev benim kendi paramla aldım tamammı.Şimdi içeri geç ve daha fazla birşey sorma.Yorgunsun önce dinlen daha sonra konuşuruz.Yatağın üzerinde pijamalar var birşey olursa beni çağırırsın." Dedi daha sonra alnımdan öpüp gitti.Evet gerçekten çok yorgundum günün yorgunluğunu üzerimde hissediyordum ilk önce banyoya girdim ağlamaktan şişmiş gözlerime baktım daha sonra banyoya girdim. Banyodan sonra derin bir uyku çekmek için yumuşacık yatağa girdim.Ve derin uykunun kollarına kendimi bıraktım.
Ertesi günün devamı
"Evet seni dinliyorum toprak." Dedim derin bir nefes alarak. "Ilk önce kahvaltı yapalım daha sonra sana herşeyi anlatacağım söz." Dedi evet gerçekten çok acıkmıştım.Dünkü olanları aklıma getirmek istemedim "Olur." Dedim "Deniz dün sana başka birşey..." "Ben çok açım artık yemek yiyelimmi?" Dedim daha sonra başıyla onayladı ve aşağı kata indik.Mutfağa geçip birşeyler hazırlayacaktık ki simah abla hazırlamış olsa gerek salondaki masanın üzeri doluydu.Hemen ağzıma bulduğum şeyleri tıkmaya başlamıştım."Yavaş ye kızım.Boğulacaksın." dedi toprak gıcık şey sanane! Hıh."Sanane ya istediğim gibi yerim.Çok açım ben.Hıh" dedim ve tekrar yemeğe gömüldüm bana bıyık altından gülen toprağa sinirli bir şekilde bakmayı da ihmal etmedim tabi!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saflığın Kırmızısı
Teen FictionBen hiç hayal kuramadım.Bütün herşey benim dışımda gerçekleşti... Acılar,aşklar ve dostluklar ve benim acılarımda bana tek geliri olan şey gerçekleri görebilmemdi.... Mafya benim kardeşim di.Hindistan ise dünyam.