18-Lise aşkım-

112 4 0
                                    

"Neden böyle söylüyorsun belki gerçekten barışmak istiyordur." Dedim."Bana tekrar onların grubuna geçmek istediğini mi söylemek istiyorsun çıkar ağzındakini." Dedi kızarak "Hayır.Öyle bir şey yok.Sadece gizemin bana söylediklerini söylüyorum sana.Gizem iyi kızdır.Kimseye zararı gelmez hem toprakla da çok fazla yakın sayılmaz.Tamam benim yanımdayken toprağa koşmuş olabilir fakat bu onu kötü yapmaz sonuçta o onun arkadaşı ve yardım etmek istemiş olabilir.Ve sadece dışarıda beni görünce üstelik emir ile birlikte görünce aklı toprak ta kalmış olabilir.Yani gizem ile konuşabilirsiniz.O düşmanımız değil.Hatta benim yanımda olmak istiyor."dedim "Senin yanında olmak istiyor?" Dedi sorgularcasına ve kahkaha attı.Bu kadar söylediklerime değil de son dediğime takılması sinir bozucuydu gerçekten."Evet .Ne var?" Dedim."Düşmanımız, içimize yeni kabul ettiğimiz kişiyle dost olmak istiyor da bu yüzden.Seni kullanıp bizim içimizdeki şeyleri öğrenip bize kumpas kurabilirler.Toprak ve diğer gereksizler.Bu konu bir daha açılmasın.Yoksa emirle konuşursun benimle değil." Dedi zaten sınıfa gelmiştik.Herzamanki yerime oturdum 2 gün boyunca okula gidemediğimden son sınavımı kaçırmıştım. Bu yüzden bugün o sınavı olacaktım ve 9.Sınıf finish.Artık 10. Sınıfa Bilişim sınıfına gidecektim.

Okulun son günü yani karne günü üstüme herzamanki karanlık kıyafetlerimi giydim ve dışarı çıktım.Okula geldiğimde ilk emiri gördüm.Yanına geldiğimde beni görmezlikten geldi.Bu hareketi canımı sıksa da belli etmedim.Grup toplanmıştı ve gruba birşeyler anlatmaya çalışıyordu.Anladığım kadarıyla yine eroin işlerinden biriydi.Emir artık bu işlerde o kadar profesyonelleşmişti ki sadece depo ve alınacak insanın karakterini söylüyordu ne giyeceklerini nasıl giyinmiş olup davranacaklarını gibi şeyler.Okulun son günü bile bunları düşünmesi cidden sinir bozucu birşeydi.Beni geçen haftalarda da neredeyse hiç umrunda değilmişim gibi takmamıştı.Sadece Yurttan okula gelene kadar el ele tutuşuyoruz sonrasında o büyüde bozuluyordu zaten.Bari bugünü benimle geçirse ne olurdu sanki.En azından beni farketse.

Etrafta göz gezdirirken gizem ile göz göze geldik.Beni yanına çağırdı fakat neslihan birden önüme çıktığı için gidemedim.Neslihan "Emir kızla o depodaki günden beri başka fazla yakın görmedim sizi.Hatta kıza orada da teşekkür etmedin." Dedi.Acaba gerçekten önemsiyormuydu ki?Ama haklıydı bir kere bile teşekkür etmemişti ama bu kişi emir olduğundan normal karşılamıştım.Emir ilgisizce neslihandan bakışlarını çekti ve anlattığı şeye geri döndü.Neslihan bana baktı "Boşversene teşekkür beklemiyorum zaten."dedim.Neslihan anlayışla başını salladı.Emir genzini temizledi ve birden belimden tuttu.Kolu bel boşluğuma tam yapışmıştı.Sanki tamamen bana ait demek gibiydi bu hareket biraz kibar biraz benimseme.Daha sonra beraber yürümeye başladık.Aklım gizem de kalmıştı ama yapacak birşey yoktu emirin yanındayken onun yanına gidemezdim bu çok dikkat çekici olurdu ve gizeme birşey yapmalarını istemiyordum açıkcası.Karnelerimizi yeni almıştık.Çoğu kişi okuldaydı.Emir beni arabasına doģru getirmeye başladı.Arabaya doğru ilerlerken bir bakışın üzerimde sabit olduğunu anladığımdan rahatsız oldum.O kişiye döndüğum de onun toprak olduğunu gördüm.Anında başımı çevirdim ve istemeden emire biraz daha sokuldum.Reflekslerim ve ben.Birisi bana kötü kötü baktığında yanımdaki kişiye daha da sokulurum.Emir itiraz etmeden kendine belimi daha da sıkıca sardı.Arabaya bindik.Ön koltuğa binmiştim emire baktım."Eroin işi ne olacak,almayacakmısın?" Dedim."Alacaklar." Dedi."Nereye gidiyoruz?" Dedim."Yolun süprizi nereyeyse oraya." Dedi.Bende susarak yola baktım.Emir arabayı çalıştırdı ama ben hala toprağın bakışlarını üstümde hissedebiliyordum.Ilerleme başladık.Ana yoldan biraz daha ıssız bir yola saptık.Içime bir kurt düşmüştü.Açıkcası emirin ne yapacağı belli olmazdı ama o kadar da değil tabiki.Aslında emir ile ne olduğumuz bile belli değildi emiri kaçırdıktan sonra bir kere bile o konu hakkında konuşmamıştık sadece yurtumun önünde bekliyor ve okula kadar el ele tutuşarak geliyorduk tek bir kelime dahi etmeden ve bugün yurtun önüne bile gelmemişti.Ben bu çocuğa ne çabuk alışıyorum böyle?Yol daha da ıssızlaşmaya başlamıştı şuan tamamen köy yolundan daha ıssız bir yoldan gidiyorduk arabada çalan şarkı kalp ritmime de eşlik ediyordu Ed sheeran-shape of you nereye gidiyoruz biz böyle yolun üstünde en fazla iki ev görmüşümdür onlarda terk edilmiş ve eski görünüme sahip evlerdi.Yol da biraz daha ilerleyince hem merakıma hem de heyecanıma yenik düştüm."Emir nereye gidiyoruz?" Dedim hızla."Gidince görürsün ." Dedi tepkisizce.Gözünü yoldan bir dakika bile ayırmamıştı."Emir sana diyorum nereye getiriyorsun bizi!" Dedim bu sefer sesim biraz daha yüksek çıkmıştı."Bağırma.Endişelenmene gerek yok gidince görürsün."dedi benim ses tonumdan daha sakin bir tonla.Sustum ve çalan şarkılara kendimi vermeye çalıştım.Biraz telefon ile ilgilendim.Yarım saat so ra anayola benzer bir yola geçmiştik.Yaklaşık 15-20 dk sonra koskocaman dönme dolabı olan bir lunaparkın önünde durduk.Emir arabayı park etti ve inmemi istedi.Parkın içine doğru yürürken aklıma korku filmlerindeki elinde testetereyle herkesi doğramaya çalışan film geldi.Ya emir de onlardan birisyse diye düşündüm birden bire.Offf ne saçmalıyorum ben.Parkta dönme dolabın olduğu yere doğru ilerlerken "Sen ciddimisin?" Diye sordum kaşlarımı kaldırarak."Çok ciddiyim." Dedi."Sen kendidesin değil mi gerçekten dönme dolaba binmeyeceğiz değil mi?" Dedim "Neden olmasın?" Diye sordu yüzünde yol boyunca oluşmayan hatta geçtiğimiz haftalarda bile hoç görmediğim ufacık bir gülümseme oluştu.Beni çekiştirmeye başladı ve iki bilet aldı dönme dolap durduğunda dönmedolaba bindik.Ama içim çok huzursuzdu.Zaten yükseklik korkum vardı ve bu dönmedolap gerçekten çok büyüktü.Dönmedolabta ikimizde karşılıklı aynı yere oturduk.Ellerimi Oturacakların kenarına sıkıca dayadım ve aşağı bakmamaya çalıştım.Yavaş da olsa bir tur attık.Dönmedolap hızlanıyormuydu yoksa benim mi başım dönüyordu acaba diye düşündüm.Dönmedolap biraz hızlanarak bizi en tepeye getirdi ve birden bire durdu.Aşağiya bakmamak için ekndimi zor tutuyordum zaten birde en tepede kalmamız süper olmuştu gerçekten.Içimden dualar okurken emirin sesini duydum."Ne oldu iyimisin?Miden mi bulandı?" Diye sordu gözlerimi açtığımda gökyüzünde olduğumuzu gördüm ağzımı açamadım bile aşağıya bir anlık bakmamla emirin boynuna sarıldım.Sanki heran aşağıya düşecek veya bırakılacakda yere çakılacak gibi hissediyordum o kadar uzak görünüyordu ki yerdeki insanlar karınca gibi görünüyordu.Emir yüzüme baktı bende bakışlarımı emirde sabitlemeye karar verdim "Ne oldu?" Dedi.Cidden kaz kafalı bu çocuk ya anlama özürlü insanlar bile şan benim yükseklik korkum olduğunu anlardı."Çok yüksek." Dedim sesim hafif titremişti "Korkuyormusun?" Dedi başımı sallamakla yetindim."Çok mu korkuyorsun?" Diye sordu "Evet." Dedim.Belimden sıkıca tuttu ve bedenlerimizi birbirine yapıştırdı."Ben yanındayım.Benim yanımda herzaman yüksekte olacaksın alışmaya çalış.Çünkü sen benimsin ve sana kimse birşey yapamaz.Azrail gelse önce beni öldürsün diye dua ederim."dedi.Bunları ya korkumdan dolayı halisülasülasyonlar görüyordum ve beynim uyduruyordu.Ya da az önce emir bana aşkını itiraf etmişti? "Çok korkuyorum." Dedim."Aşağıya bak." Dedi.Bu çocuk deli mu yoksa benimle dalga mı geçiyor benim zaten yükseklik korkum var.Yüzünr öylece baktım ve kafamı hayır anlamında salladım."Deniz sana aşağıya bak dedim." Dedi ben tekrar başımı gayır anlamında sallayınca "Merak etme ben seni tutuyorum hemde sımsıkı şimdi aşağıya bak." Dedi "Korkuyorum." "Merak etme ben seni tutacağım." Dedi "Çok korkuyorum.Neden durdu ki şimdi bu." Dedim hızla "Korkmana gerek yok ben buradayım.Şimdi aşağıya bak." "Emir çok yüksek." "Deniz aşağıya bak.Ben durdurdum bu lanet şeyi.Şimdi dediğimi yap.Aşağıya bak!" "Çok yüksek dedim." Başımı kendinden çekti ve benden ayrılıp ayağa kalktı "Ne yapıyorsun?Düşüceksin!" Dedim "Bakıcak mısın?" Dedi bir adım geri attı ve kenardaki boşluğa iyice yaklaştı "Emir ne yapıyorsun düşüceksin!" Dedim "Bak!" Dedi ve mecburen içimden kısa bir süre nefes alıp verdim ve biraz kenara yaklaştım oturduğum yerin kenarlarından sımsıkı tuttum.Neden böyle birşey yapmıştı ki?Aşağıya zar zor baktım ve kocaman kırmızı birşeye büyük harflerle "Deniz benimle çıkarmısın?" Yazıyordu.Başımı kaldırıp emire baktım.Bana gülümsedi yere dizini koydu ve elimi tuttu "Hala korkuyormusun" dedi "hayır" dedim."Cevabın? Diye sordu cidden bu çocuk kafayı yemiş hayır desem kesin beni buradan aşağı atacak diye düşünürken hislerimin önceden vermiş olduğu kararı söyledim."Evet." Dedim.Daha sonra tek dizini de yerden kaldırıp yanıma oturdu ona doğru döndüm.Ellerimiz hala birleşikti.Ve gözlerime baktı.Biraz yaklaştı sarılmak için atak yapmıştım ama beni engelledi.Yüzünü yüzüme doğru yaklaştırdı gözlerimi kapattım.Alnımdan öptü ve gözlerimi açtığımda geri çekildi.Kaptan diye çok yüksek sesle bağırdı.Ve elini tamam manasında yukarı kaldırdı.Daha sonra telefonunu eline aldı birisini arayıp kapattı.Ama hareket etmedik emire ne oluyor manasında baktım.Her ne kadar korkmuyorum diye söylesemde birazdan altıma edebilirdim.Tekrar telefonuyla birsini aradıktan sonra dönmedolap çalışmaya başladı ve sonunda yere iniyorduk.Içimden ettiğim duaların haddi hesabı yoktu.Hatta bazılarını bildiğimi bile yeni hatırladım.Dönmedolap durduğunda rahatladım ve başımın dönmesi bitmişti aşağıya sendeleyerek bir adım attım ikinci adımda düşecek gibi hissettim ama emir o anda belimden tutmuştu aşağıdaki çocuklar pankartı toplamış kenarda bekliyorlardı dönmedolabı çalıştıtan adamın yanına doğru gittik.Adamın yanına gelince emir yaptıklarından dolayı teşekkür etti.Benim küfretmem gerikirdi sanırım.Adamın yanından ayrıldık emirin eli hala belimdeydi çocukların yanına doğru ilerlemeye başladık.Çocukların yanına geldiğimizde emir çocuklara da teşekkür etti vay be bu hödük bile teşekkür edebiliyormuş.Sarışın bir çocuk evet mi yoksa hayır mı" dediğimi sordu içlerinde onun tam tersine yaratılmış esmer olan çocuk "saçmalama tabiki evet dicek oğlum emire birde hayır mı diyecekti." Dedi gülerek.Hah ben hayır da derdim ama canım o kadar yükseklikten 'Çocuk sevgililik teklifi ettiğinde kız hayır dedi ve 5 metre hatta 10 metre yükseklikte ki dönmedolaptan itti.' Diye haberlere manşet olmak istemiyordum ve zaten sonuç belii olurdu.'zavallı kız maalesef çok yüksek olduğu için kurtarılamadı ve öldü.' Bu yüzden evet demek zorunda kaldım yani sarışın çocuk tekrar "Ee ne dedin" diye sordu bu sefer diğer aralarında konuşan çocuklarda bana döndü "ben.e.." dedim emir hemen arkamdan "yengeniz deniz"dedi daha sonra 'oo hayırlı olsun","yakışır abimize","hayırlı olsun yenge" gibi sözcükler ortaya karıştı.Aslında hoşuma gitmedi değil.Herkes ile tokalaştıktan sonra yanlarından ayrıldık ve arabaya bindik.Sonunda.Ve en sonunda emir ile ne olduğumuz ortaya çıkmıştı gerçi biz çıkmadan önce de bana sevgilim,aşkım gibi şeyler söylüyordu ama ben o teklife bir cevap vermemiştim.Emir ile ciddi ciddi sevgiliydik.Emir"Nereye gidelim,açmısın?" Diye sordu "Hayır değilim teşekkür ederim yurta gidelim olur mu?" Dedim "Henüz değil birşey daha var." 'NE ' dercesine gözlerimi çıkartarak baktım ama emir hiç etkilenmeden sırıtarak gitmeye devam etti "Nereye?" Diye sordum "Gidince görürsün."dedi yine aynı laf bu çocuk beni öldürmeye mi çalışıyor acaba? "Bu sefer inşAllah yukarda kalmayız veya beni öldürecek unsurlarda birşeyler yapmazsın." Dedim kahkaha attı "Seni öldürmek mi.öldürmek isteseydim ilk başta yapardım merak etme" dedi ve göz kırptı.Haklıydı aslında hatta buna lunaparkta dahil.Acaba şimdi hangi öldürme planını yapıyor kim bilir.En sonunda iki katlı bir evin önünde durduk restorant gibi bir yerdi,sanırsam evden sipariş veriliyordu veya mekanı ev gibi yapılmıştı balkondaki masalara doğru yürüdük emir yanımdaki sandalyeyi çekti ve oturmamı istedi.Oturduktan sonra sandalyeyi geri itti.Bu çocuğun ikili tarafı var herhalde bir tarafı aşırı nazik,sevecen ve düşünceli diğer tarafı ise kötü,mafya,karanlık...
Emir de karşımdaki sandelyeyi çekti ve oturduktan sonra yanımıza önlüğünde ismi serkan yazan çocuk geldi."Buyrun efendim ne istemiştiniz?" Dedi emir elindeki menüyle ilgileniyordu "Kahvaltılık türü veya yemek çeşitlerimiz mevcuttur isterseniz pide,lahmacun veya ev yemekleri de yapıyoruz." Dedi.emir hemen"pide alalım." Dedi kumral ela gözlü orta boylarda olan serkan "Hangi çeşit istersiniz kıymalı,peynirli,kuşbaşılı,karışık,yumurtalı,çökelekli ve yanına ne alırdınız"diye sordu emir "iki karışık pide iki ayran" siparişini verdi ve serkan yanımızdan ayrıldı "pide fazla sevmem ki ben." Emir "Sen pideyi nerde yedin ki seveceksin" dedi alaycı bir tavırla "Samsunda sonuçta pide samsuna ait değil mi?" Emir kahkaha atarak "Pide terme de yenir.Termenin pirinç ve pidesi ünlüdür duymadın mı hiç?" Dedi "Pirinci duymuştum ama pideyi duymadım o zaman tadına bakalım." Dedim daha sonra önümüze sıcacık pideler geldi.Acıktığım için 1 pideyi anında yuttum sıcağıyla birlikte ama doymuştum ikinci pideyi yiyebileceğimden emin değildim.Emir zorla pideleri teker teker eliyle yedirene kadar tabiki.Pideler güzeldi ayranla da güzel gitti.Iki pide biraz fazla gelmişti ama emirin zorlamalarından kaçış yok maalesef.Emir hesabı istedi ve kalktık tekrar arabaya bindik "bu sefer nereye?" Diye sordum "istediğin yere." Dedi "O zaman beni yurta bırakırmısın çok yoruldum." Dedim emir "tamam." Dedi ve arabayı çalıştırdı.Yol boyunca hiçbirşey konuşmadık.Yurtun önüne geldik.Arabadan inmemi bekledi ama hemen inmedim.Gözgöze biraz bakıştıktan sonra "Görüşürüz." Dedim kapıyı açtım dışarıya bir adım attım tam dışarıya çıkacakken emir kolumdan tuttu ve beni kendine doğru çekti "seni özledim." Dedi. Beni özlemiş mi? "Ne kadar yakınımda olursan ol kalbim sana attıkça seni özlüyorum.Seni,saçlarını,gözlerini,dudaklarını..." dedi ve öptü. Bu öpüş çok farklıydı diğeri gibi değildi. Daha yakın,daha sıcak,aşk dolu,sevgi dolu..birkaç dakika daha nefessiz kalınca geri çekilmek istedim fakat izin vermedi mecburen alt dudağını dişlemek zorunda kaldım. Geri çekildim düzensiz nefeslerimi ve hızla atan kalbimin ritmini yavaşlatmak için derin derin nefesler aldım içimde ılık şeyler akıyordu onu gördükçe,tattıkça yani emiri yaşadıkça.Tekrar öpüştük yurtun önünde olduğumuz için bu öpüşümüz yoğun ama kısa sürmüştü.Daha sonra "O zaman görüşürüz" dedim gülerek daha sonra dudağından öptüm elini kolumdan ayırmamıştı "Görüşücez." Dedi yine aynı sinsi bir şekilde gülümseyerek üzerime biraz yaklaştı yüzünü yüzüme biraz daha yaklaştırdı hemen dudağından bir kez daha öptüm ve kolumu elinden ayırdım.Emir bana şaşkın şaşkın bakarken "benim gitmem gerek." Dedim gözlerinden sinirlendiği belliydi "yurtun önündeyiz bir gören olmasın şimdi." Dedim kafa salladı kapıyı kapattım ve ardından gitti.Arkasından baktım ama kızacak birşey yoktu sonuçta haklıydım.En azından görüşücez demişti bu da herhalde yaz tatilinde yanıma gelicek anlamına geliyordu değilmi?

Arkadaşlar yorum ve önerileriniz benim için çok önemli.Sakın yorum ve önerilerinizi esirgemeyin lütfen.Olaylara uygun gifler bulamadığım için gif koymuyorum eğer ki elinizde olaya uygun gif veya resim olursa yorumlarda belirtmeyi unutmayınız.Eğerki beğeniyorsanız oylamayı unutmayın😉Arkadaşlarınıza da öneremeyi de unutmayınız lütfen☺😊☺😊

Saflığın KırmızısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin