Oda karanlıktı...Hiçbirşey görmüyordum arkamda bir kıpırdanma hissettim ve bağırmaya çalıştım ama sesim hafif bir inlemeden dışarı çıkmadı.Arkamda ki her kimse kalp atışlarını kendi vücudum da hissedebiliyordum.Kalbi göğsünü delercesine hızlı atıyordu ve benimki de ondan aşağı sayılmazdı az daha zorlasa göğüs kafesimi parçalayabilirdi belkide.Teninin kokusu bana bir yerden tanıdık geliyordu.. Sigara kokusu ile birleşmiş yasemin kokuyordu.Tamam incelemenin bana yardımı olmayacağina göre belki konuşmak daha mantıklı olur tabi şu ağzımdaki bandajdan ses doğru düzgün çıkarsa çok sıkı bağlamış her kimse.Bunu bana yapan kim ve arkamda oturan kim?Tereddütle "EMİR!" Demeye çalıştım ama sesim yeteri kadar boğuk çıkmıştı.Arkamdaki kişiden ses gelse yine kendimi rahatlatacak birşeyler bulurdum belki ama o da yok.Sanırım burada tek başıma öleceğim diye düşünürkrn birden arkamdan ses geldi anlaşılan onun da ağzı bağlanmıştı bu yüzden sesi boğuk çıkmıştı ikimiz birbirimize bağlandığımız için ellerimiz birbirine değiyordu ikimizde yerde oturuyorduk.Tekrar arka taraftan ses gelince nefes almayı unuttuğumu farkettim.Emiri herşeyiyle tanıyordum kokusu,sesi, fiziği, gözleri,elleri ve herşeyi ile işte bu koku ona aitti ve ses tonu da ona yakın kesinlikpe arkamda oturan oydu.Elimi eline değdirmeye çalıştım parmak uçlarım hafif te olsa değiyordu ama dokunmayı başarmıştım sonuçta geri karşılık gelmeyince hemen elimi çektim belki de başkasıydı diye düşürken arkamda bir hareketlilik hissettim.Ne yaptığını merak ettiğim için arkamdaki ipleri tuttum sanırım ipleri çözmeye çalışıyordu.Bir anda ellerim serbest kalınca ne yaptığını anlamış oldum.Elini benimkine değdirdiğinde garip bir ses çıkardı bende hemen onun elini çözdüm.Tam ağzımdaki bandajı çıkarakken "bandajını çıkartma biri gelebilir." Dedi haklıydı.Ama kapı ne tarafta o bile belli değil di ki.Içimi kasvetler sararken aklıma gelen düşünceyle sarsıldım.Ya burada kamu dışı işler dönüyorsa.Ya da herhangi biri bana eziyet ettirmek istiyorda olabilir.Belki de organ mafyası gelmiştir sonuçta burası pek tekin bir yer değil tam ormanlığın içindeyim.Allah aşkına ne işim var benim burada ya!Birden arkamda ki el elimi tuttuğunda kendime geldim"Titriyorsun." Dedi ha sağol ya ben zaten hiç farkımda değildim."Çok karanlık." Dedim atlatmaya çalışarak "Korkmana gerek yok ben buradayım güzelim." Dedi.Artık içimde ki tereddütler gitmişti arkamdaki Emirdi bana tek güzelim diyen kişi de oydu zaten.Ellerimiz istemsizce birleştiği de birden gözlerime aydınlık doldu.Aniden ellerimi arkaya bağlıymış gibi yaptım."Kız uyanık!" Dedi çocuksu bir ses içeriden adımlar yaklaşırken bir an ürpersemde bozuntuya vermek istemedim yoksa birazdan yalvararak ağlamaya başlayabilirdim birkaç adım sesleri geldi daha sonra birisi önümde diz çöktü nefesinden ve üstünden sdaha yeni sigara içtiği belli oluyordu.Çenemi tuttu."Siz burda ne arıyorsunuz!Yoksa evcilik oynamaya mı geldiniz." Dedi dalga geçerek arkasındakiler de güldü salak şey,mal,manda,öküz,sığır kafalı,gereksiz,sıçan kokulu,Büyükbaş hayvan nolucak.Ben ses vermeyince çenemi daha da sıkı tuttu çenem kırılacak diye korkuyordum artık "Siz burada ne arıyorsunuz dedim cevap ver!" Diye bağırdı birazdan hüngür hüngür ağlayabilirdim ve herhangi birşeyin beni susturabileceğini zannetmiyorum.Şu anda bile boğazım da düğüm oluşmuştu adam tam ağzını açacaktı ki emir "Sen kimsin?" Diye sordu adam çenemden elini çektikten sonra arka tarafa yani emire doğru yöneldi "Bak bak bak büyümüş de hesap sorar da olmuş asıl siz kimsiniz ve benim çiftliğimde ne işiniz var?!" Dedi "Burası benim arkadaşımın evi.Ve bir anahtarı da bende asıl siz kimsiniz?" Dedi emir.Adam emirin sorusuna hiç kulak asmadan "Arkadaşın kim ufaklık." Dedi emir de "Sen kim olduğunu söylemezsen söylemem." Dedi "benimle pazarlık etmeye mi çalışıyorsun velet.Hah işte buna gülünür.Ben Hasan 'dede' de derler bana.Şimdi söyle bakalım kimmiş bu arkadaşın ismi cinsi soyu sopu ne anlat bakim." Dedi emir "Emre.Bende emir bana da huysuzun oğlu derler daha çok." Dedi huysuzun oğlu mu? Itiraflar dökülüyor bakalım başka bilmediğim ne varmış "Emre Hakanın oğlu mu?" Diye sordu dede "Evet.Yani öyle de sayılır.Sıkı bir arkadaşlığımız var mal satma işleri falan.Hepsi bundan ibaret şimdi çözün bizi de oturaral konuşalım." Dedi emir."Acelen ne emir zaten oturuyoruz." Dedi bunak.Bu kendini komik falan zannediyor herhalde biri şuna komik olmadığını söyleyebilir mi.Emir "Ne istiyorsun?" Dedi "Birşey değil mal falan dedin ne malıymış o anlat bakalım.Huysuzun oğlu demek..." Diye devam ederken emir "Bizi çözmezseniz hiçbirşey söylemem önce bizi çözün." Dedi birkaç saniye sonra adamlar ipleri çözmeye başladı ki ellerimizi çözmüştük zaten.uzun olanlardan biri "Dede bunlar ellerini çözmüş zaten." Dedi yanımızdan ayrıldıktan sonra "O zaman bizi ne diye uğraştırıyorsunuz çözün kendinizi." Dedi adam Allahtan ters birşey olmamıştı.
Oturma odasına geçtikten sonra Dede emire bakarak "Anlat bakalım ne bu mal olayı falan." Dedi emir bir an iç çekti ve anlatmaya başladı aslında bende şuana kadar emirin bu işlere nasıl bulaştığını merak etmiştim kimlere sattığını işlerini falan hep söylüyordu zaten."Benim ailem öldükten sonra babam kabullendiğim kişinin mal alım satım işleriyle uğraşıyordum beyaz poşet işte anlarsın ilk önce küçük işler yapıyorduk köşe başında adam bekletiyorduk semt falan derken anlaşabileceğimiz insanlar çıktı o şekilde bizde babamla birlikte bunları satıyoruz aynı zamanda hakan beyin oğlu yani emir de bizden sayılır arada burayı da toplantılar için kullanırız sayın hakan bey de bunlara genellik ile göz yumar hatta bize müşteri bulduğu dahi olmuştur." Dedi Yüzünü doğru dürüst o kasvetli karanlık odadan sonra ilk kez gördüğum kel kafalı kirli sakallı 30-35 yaş civarlarında ki adam yani dede "Burada mal satıldığını biliyorum.Hatta bazı beğendiğimiz malları biz de alırız.Huysuzu duydum ama kendisini görmek hiç nasip olmadı." Dedi "Onun işlerini genelde ben yaptığım için fazla ortalıkta bulunmaz." Dedi emir.Adam Hafif çıkmış kirli sakalını kaşıdıktan sonra "Neyse.Bundan sonra aklında olsun burası benim çiftliğim buraya arada uğrarım buranın sadecr %25 lik bir yeri hakana ait o da orası için bana kira ödüyor zaten.Yani buraya öyle zırt pırt gelme.Iş olayına karışmam eğer ki mallarınız iyise belki satın alırım ama burayı fazla kullanmayın.Gizli bir yerde olmasının avantajını biliyorsun.Bu güzelim yeri açığa çıkartmak istemem.Aklında bulunsun diye söylüyorum bir yere kız atmadan önce o yerin sahibine bir danış." Dedi adam pis pis sırıtarak resmen benim için eve atılmış kız ben eve atılmış bir kız değildim.Zaten ben burada ne arıyordum ki.Sinirden parmaklarımla oynuyordum.Emire sertçe bakmayı da ihmal etmedim tabi bu arada "O benim kız arkadaşım eve kız atmak isteseydim bu mekana getirmeye bile tenezzül etmezdim.Aşk ayrı iş ayrı derler.Ve merak etmeyin bu mekana satışlar dışında bir daha gelmeyiz." Dedi emir kız arkadaşım mı bu kadarmı yani? Neyse en azından adamın gözünde orospu olmaktan çıkmıştım. "Biz artık gidelim." Dedi bana bakarak bende kafa salladım.Tam ayağa kalkacaktık ki "Tanıştığımıza memnun oldum emir.Ama hava kararmak üzere isterseniz bu akşam sizi ben misafir edeyim yarın sabahtan da gidersiniz.Hem bu arada biraz daha sohbet etmiş oluruz." Dedi adam yine aynı pis sırıtışıyla neden bilmiyorum ama hiç ısınamamıştım bu adama.Bakışlarımı emire yöneltmiştim.Emir kafasıyla onaylamış işaretini verdikten sonra adam sofra kurulmasını istedi.Içeride sofra dan önce sigara yakıldığı için boğulacak gibi hissettim ve üst kattaki balkona çıktım.Balkondan karadenizin suları görünüyordu.Aslında cennetti burası ama zebaniler kullanıyordu işte.Ne yapalım.
Aşağıya inip yemek yedikten sonra emir ve ben ayrı odalar da uyuduk.Sabah olduğunda da yine yemeğimizi yiyip yola çıktık.Arabada emir ile hiç sohbet etmedik ve yurtun yanına geldiğimiz de " görüşürüz." Dedim bana birşey demeyince arabadan indim.Kapıyı örttükten sonra yolda ilerledim şu anki morallerim tan anlamı ile negatifliği içeriyordu ve üstüne yorgunluk ta vardı uyandığım ilk andan beri başımda inanılmaz bir acı hakimdi zaten.Yurtun kapısından içeri girecekken birinin nefesini ensemde hissettim inşAllah gizem simah ablaya birşey söylememiştir diye dua ederken karşımda emiri görmeyi beklemiyordum bu çocuk gitmemiş miydi?Beni kolumdan tutup sürükleyerek yurtun arka caddesindeki bir binaya getirdi."Ne oldu?" Dedim kızgınlıkla "Kusura bakma ben onların geleceğini tahmin etmemiştim." Dedi "Önemli degil senin suçun değil zaten." Dedim gitmek için bir hamle yaptığımda beni tekrar kendine çekerek sırtımı duvara yasladı "Bana kızma olur mu ?" Dedi "Neden sana kızayım ki sonuçta sen birşey yapmadın." Dedim "Hayır sen bana kızgınsın,aynı zamanda kırgınsın." Dedi "Emir gerçekten birşeyim yok sadece yorgunum ve başım acıyor o kadar." Dedim başıma elini koydu ve geri çekti "sadece hafif bir şişkinlik var 2 haftaya gider büyük ihtimalle." Dedi "Sağol ama artık gidebilirmiyim?" Diye sordum birşey demeyince sağa doğru atak yapacakken kolunu tam başımın hizasına koydu emire anlamsız gözler ile bakarken "Aslında tam olarak kim olduğumu bu işleri falan anlatmak için getirmiştim seni oraya ama pek olaylar umduğum gibi gitmedi ama yine de dedeyle konuşurken birkaç şey söyledim hakkımda senide boşlamış gibi oldum ama onun hangi cinayetlerle uğraştığına tanık olmuştum.Bunlar hep dosya işleri bu yüzden sana dosya işlerimi bırakıyorum yani sen olmadan kimin tehlikeli olup olmadığını bilemeyeceğim." Dedi aslında kim olduğundan olmasa da işleri yönündan hafif bir bilgi sahibi olmuştum.Normal de olsa bu konuşması romantiklikten başımı döndürebilirdi ama şuan da zaten başım ağrıyordu bu yüzden beynim lafların hepsini algılamakta güçlük çekiyordu."Affet beni olur mu?" Dedi tam birşey söyleyecekken "Affet beni" diye dudaklarıma fısıldadı ve beni öptü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saflığın Kırmızısı
Genç KurguBen hiç hayal kuramadım.Bütün herşey benim dışımda gerçekleşti... Acılar,aşklar ve dostluklar ve benim acılarımda bana tek geliri olan şey gerçekleri görebilmemdi.... Mafya benim kardeşim di.Hindistan ise dünyam.