Aryan bir anda onura vurunca ayağa kaltım ve "Aryan dur!" Dedim aryan durmadı ve onurun yüzüne bir kez daha vurdu.Şuan kıskanmanın zamanı değildi ve bunu telefonda ona söylemiştim.Ama çıktığımızı söylememiştim tabi...Onu müsait bir zamanda söyleyecektim.Ama bir anda olanlar oldu...
Aryan onuru yakasından tuttu ve karşısında tuttu herkes onlara ve bana bakıyordu "Hala aynısın onur hala şerefsiz ve yalancısın!" Dedi ne demek bunlar? "Aryan sen ne diyorsun!? Dedim ve onları ayırmaya çalıştım ama aryan beni engelledi ve koluyla itti "Sen nasıl bir şerefsizsin lan!Senin hiçmi utanman arlanman yok!?" Dedi onura ama onur konuşamıyordu "Aryan!" Dedim bana baktı ve temrar onura döndü tan tekrar yumruk atacakken"Aryan ne yapıyorsun! Delirdinmi çocuğun birşey yaptığı yok...Üstelik..üstelik annesi bile daha yeni öldü.!" Dedim bana baktı ve onuru göstererek "Bununmu annesi yeni öldü?" Dedi ve güldü "Bunun annesi ve babası hala yaşıyorlar merak etme!" Dedi "Bu öyle bir yalancı,düzenbaz ve şerefsizdir ki.." dedi daha sonra onurun yüzüne döndü "Kendi yaptığı şerefsizce şeyleri sen yapmışsın gibi gösterir ve bütün suçu sana atar ve hatta dedi eğerki biri kendinden daha çok başkasına değer veriyorsa ona kendine bakması için elinden geleni yapar ve bir sonuç alamazsa ikisindende bir anda öc alma planları yapar.Çom iyi rol oynar.Herkese kendini iyi gösterir!" Dedi ve bana baktı "Hala bana onu savunuyormusun?" Dedi gözlerim dolmuştu başımı iki yana salladım ve daha sonra az önceki atamadığı yumruğu tekrar yaptı ve gözüne vurdu ardından birkaç kere yüzüne vurduktan sonra onuru dışarı çıkardı bende hemen hesabı ödeyip çıktım.Tabiki cafenin sahibi bizden şikayetçi olacağını söyleyip durdu fakat önü 500 lirayı nakit verince sustu ardından kendimi dışarı attım ve aryanı gördüm.Hemen şemsiyemi açıp aryanı takip ettim.Aryan onuru biraz sürükledi ve mezarlığın yanında onu bıraktı.Onur baygına dönüktü,hareket edemiyordu.Aryana baktım elinde kan vardı.Şemsiyeyi kapatıp yanına yaklaştım.Ve elini tuttum.Bana baktı "Eğerki söylediklerin doğruysa ki bunları bana doğrulayacaksın aryan.Ve aynı zamanda -elinin üstünü gösterdim- elini temizle ambulans çağırıcam seni sorumlu tutmasınlar." Dedim "Gerek yok ablası hemşire o iyileştirir onu.Onun evine gidelim." Dedi "Onurun evine mi?" Dedim "Evet.Doğruları öğrenmek istemiyormusun?" Dedi "Elbette." Dedim ve beni takip etmesini söyledim.Benim arabama binip onurun evine doğru yola çıktık.Yolun tarifini aryan vermişti.Büyük kale gibi bir evin önünde durduktan sonra aryan 'geldik.' Dedi ve arabayı durdurdum.Aryana arka kapıyı açtıktan sonra geri çekildim.Aryan onuru kendine yasladıktan sonra kapıyı kapattim ve arabayı kilitledim.Daha sonra Kapı görevlilerine onuru gösterdik ve arkadaşları olduğumuzu söyledik.Bizi içeri aldılar ve evin kapısına geldik.Zile ben bastım. Kapıyı evin hizmetcisi açtı ve bizi görünce şok oldu hemen onuru gösterince direk içeri geçtik.Ve onuru salondaki koltuğa bıraktık.Evin hizmetcisi de aceleyle yukarı çıktı 'Ne onurmu!' Diye bir kadın sesi geldi yukardan.Daha sonra merdivenlerden bir kadın "Onur ablam ne oldu sana?" Diyerek indi ne yani onurun ablası mı vardı? Bana bunu söylememişti!Hemen onurun yanına oturdu ve nabzına baktı daha nefes alıp almadığını kontrol etti ve hizmetçiyi çağırıp sağlık çantasını getirmesini istedi ve aynı zamanda annesine de haber vermesini söyledi.Ne yani annesi yaşıyormuydu o zaman neden bana annesinin öldüğünü söylemişti? Kadın orada onuru iyileştirmeye çalışırken birden yukarıdan orta yaşlarda kızıl kısa saçlı bakımlı bir hanımefendi indi."Onura ne oldu!?" Dedi sert sesiyle.Aryanın yanında durdum ve biraz daha aryana yaklaştım.Aryan elini belime sardı ve eğilip "korkmana gerek yok." Dedi.Korkmamıştım ama tırsmıştım.Onurun yanına geldi ve ilk önce kızına daha sonra onura baktı "Iyi mi?" Dedi kızına "iyi anne iyi merak edilecek birşey yok." Dedi.Daha sonra aryan "Demekki iyi vuramamışım..." dedi kısık sesle daha sonra onurun annesi bize döndü ve ayağa kalktı "Ne yaptınız oğluma?Nasıl bu hale geldi?!" Dedi.Aryan belimdeki elini çektikten sonra "Bak teyze oğlun bu yanımdaki kızı bugün 'annem öldü' diyerek kandırıyordu ve en önemlisi bu kız benim...- dedi ve bana baktı- eşim." Dedi.Bana eşimmi demişti o? "Peki senin eşinin benim oğlumun yanında işi ne?" Dedi kadın oğlunu savunarak "Senin oğlun bu kızla aynı okulda okuyor ve bir şekilde arkadaş olmuşlar.Bana bunu sonradan söyledi bende onuru tanıdığım için buluştukları yere geldim ve senin oğlun benim eşime aynı zamanında bana yaptığı gibi yalanlar söylüyordu.Ve o yalanları doğruladığım gün gibi bugünde bu söylediklerim doğrudur.Umarım beni hatırlıyorsundur." Dedi aryan şaşırmıştım."Aryan?" Dedi kadın ve aryan kafasını salladı daha sonra kadın mahçup olarak geri çekildi ve oğluna baktı.Ellerini önünde birleştirdi ve önce aryana sonra bana baktı "Kusura bakma kızım.Onu psikologlara getirdim.Tedavi bile gördü ama yalan söyleme huyunu bir türlü bırakmadı...Bu onun değil babasının suçuydu inan bana." Dedi "Babası?" Dedim merak ederek "Babası ona küçük yaşta yalanlar söyledi ve bizi terk etti.Ve daha sonra o küçücük yaşta yalanlar söylemeye başladı hepsi babasının yüzündendi kim bilir çocuğuma ne dedi alçak herif!" Dedi daha sonra aryana baktım ve önüme döndüm Aryan "Biz henüz evlenmedik ama yakında evleneceğiz teyzeciğim ve umarım onuru birdaha yakınlarımda görmem." Dedi onurun annesi "Tabiki yavrum." Dedi "Umarım bu sefer sözünüzü tutabilirsiniz yoksa onurun ölüsünü görürsünüz." Dedi "Peki yavrum sözüm sözdür." Dedi ve aryan iyi günler diledikten sonra evden çıktık ve arabaya bindik.Arabayı bu sefer aryan kullanıyordu.Yolda giderken onura şok olmuştum.Ondan asla öyle birşey beklemiyordum.Ve gerçekten şok içindeydim.Ama bana birşeyi doğru söylemişti...Babasının olmadığını."Ne düşünüyorsun öyle?" Dedi aryan "Şey...ben" dedikten sonra aklıma aryanın yakında evleneceğiz dediği geldi "Demek yakında evleneceğiz? Kimden izin aldın acaba veya kime evlenme teklifi ettin de evleniyorshn?" Dedim.Arabada bir kahkaha patlattı ve "Evlenme teklifini edeceğim merak etme.Izin konusuna gelirsek..." dedi ve arabayı kenara çekti "Deniz beni gerçekten seviyormusun?" Dedi "Evet.Ama bir dakika bana inanmıyormusun sen?" Dedim "Hayır öyle değil yani..." derken elini göğsümün ortasına koydum ve "Bana inanmıyorsan ona sor." Dedim ve gözlerinin en derinlerine baktım.O kahvelerine..."Sanırım asıl...Sen beni sevmiyorsun." Dedim mızmızlanarak.Bunu bilerek yapmıştım.Ama gülümsediğinden dedim yani."Eğer ki bana inanmıyorsan..." dedi ve o da elimi kendi kalbine koydu ve gözlerimin içine en derinliklerine baktı."Ya ama o taktik bana aitti." Dedim gülerek "Boşversene taktiği sen benim seni sevdiğime kalbimin sana atmasından,ruhumun senden ayrılamamasından,sürekli -elini tekbir şekline getiri ve yukarıyı gösterir- Allahın bizi birleştirmesinden başka kanıtmı arıyorsun?" Dedi bana bakarak "Tabiki hayır." Dedim ve aryana sarıldım."Ama beni tanımıyorsun aryan...Bende seni tanımıyorum.Yani benim hakkımdaki gerçekleri bilmiyorsun.Mesela ben onurla çıkıyordum ama istemeyerek de denilebilir..." derken işaret parmağını dudaklarıma getirdi ve beni susturdu "Şşşş bunları konuşacağız.Sen merak etme." Dedi ve arabayı tekrardan çalıştırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saflığın Kırmızısı
Teen FictionBen hiç hayal kuramadım.Bütün herşey benim dışımda gerçekleşti... Acılar,aşklar ve dostluklar ve benim acılarımda bana tek geliri olan şey gerçekleri görebilmemdi.... Mafya benim kardeşim di.Hindistan ise dünyam.