11-Her gün vaka-

110 7 0
                                    

Okula gitmeden önce yemek yedik ve biraz alışveriş yaptık bugün toprağın bonkör günündeydik anlaşılan daha sonra gizem bir kaç makyaj ürünü almak için bir mağazaya girdi girdiği yerlerdeki çoğu markayı beğenmeyip geri çıkıyordu benim pek marka seçmek gibi bir alışkanlığım yoktur yüzüme ve tenime uygun bulduğum ve abzürt yani çakma olmayan mallardan anlayabiliyordum.Gizem de ise bir marka takıntısı vardı bu yüzden gezmekten toprak ve benim bacaklarım ağrımış ve artık yeterince yorulmuştuk yanımızda bizim paketlerimizi taşıyan özcanı söylemiyorum bile özcana baktığımda sinirli olduğunu fakat yinede zor zor ayakta kaldığını anlamak zor değildi kızgınlığı ve yorgunluğu yüzündeki bitkin hallerden belli oluyordu biraz daha incelediğimde ellerinin aşırı kızardığını ve sarardığını gördüm aslında ben o kadar çok şey almamıştım şimdilik idare etsin diye 1 kazak 1ceket 1 de pantolon dan oluşan alışveriş yapmıştım fakat gizem için aynı şey geçerli değildi o daha çok bugün modundaymış gibiydi sanki tehdit edilen o değilmişte benmişim gibi o kadar çok enerjisi vardıki benim bile anlamlandıramayacağım kadar.Benim zaafım tek çikolatadır herşeye karşı koyarım fakat bitterli çikolata favorimdir ve eğerki marka seçeceksem kesinlikle çikolatada seçerim aslında iş sahibi olduğumda evlenmeyip bütün maddi gelirimi çikolataya yatırabilirim o derece çikolata aşığıyım.Toprak daha çok araba meraklısı diye biliyordum ve deri ceket olmazsa olmazı en çok sevdiği renk koyu tonlarda mavi,yeşil veya siyah ve gri tonları giyinirdi hep yeşili okul forması diye söyledim yosa yeşil rengini sevmeyen birisidir kendisi.Toprağın hiç koyu okyanus mavisi dışında gri ve siyahtan başka renk giydiğini görmedim daha çok deri ceket tercih eden birisidir aslında mafyaların özellikleri bunlar galiba diye düşünmeden edemedim sürekli okuduğum kitaplarda mafyalar deri ceket ve koyu tonlarda giyerdi tabiki toprakta da bir mafya havası yok değil yani.Gizem en sonunda bir kozmetiğe girince ben ve yürümekten yorulmuş olan bedenim artık isyan etti "yeter artık ben bittim burası son daha gezmek yok" deyince "pekala tamam son.."diyerek beni içeri çekiştirdi "gizem yeter artık ne arıyorsun anlamıyorum ki olmazsa daha sonra bak..." derken kullandığım fondoten markasından birini elime aldım çok iyi ve kusursuz bir kapatıcılığı vardı ve benim morluklar dolu yüzümü kusursuz şekilde kapatacağından emindim fakat almak istemedim yanıma en fazla 24 lerinde üstündeki siyah badisi ve badisindeki aşırı göğüs dekoltesi ben burdayım diye bağırıyordu adeta çok davetkar durduğu için bir ara acaba bunlar gerçekmi diye sorasım geldi fakat sonradan vazgeçtim dar pantolonu vücut hatlarını yeterince belli ediyordu kalçasına kadar uzanan siyah düz saçları ve yüzündeki buğulu siyah gözleri sanki kendisini bir kozmetik dükkanında değilde manken ajanslarında zannetmesine neden oluyordu dudağındaki ruj kıpkırmızı şarap rengindeydi.rujunun rengini ve vücut hatlarını beğendim kadına bakarken "neye bakıyordunuz yardımcı olabilirim." Diyen sesle irkildim ve röntgenci gözlerimi kadından çekip elimdekine odaklandım"şey ben..bunun fiyatı ne kadardı acaba?" Üzerinde fiyat yazsa bile etikette tam olarak ne yazdığı belli olmadığı için kadına sordum "150 tl efendim şuan indirimde olduğunuz için şanslısınız yoksa 185.60 tl vermej zorundaydınız.Alıyormusunuz?"diye sorduğunda fiyatını tekrar sorma isteği duydum 150 tl mi demişti yoksa ben mi yanlış duymuştum acaba "150 tl demiştiniz değil mi?" Diye sorduğumda kadın "evet efendim 150 tl eğerki kartınız varsa indirim yapıyoruz." Dediğinde içimden fondoteni çıkartıcısına daha sonra benim fakirliğime küfrettim tam "aslında al.." derken toprak konuşmamı bölüp "evet alıyoruz." Dediğinde şok oldum 150 tl yi bana verse ben 10 tane daha fondoten alabilirdim diye düşünürken kaşlarım çatık bir şekilde toprağa baktım gizemde en sonunda aradığını bulacak olmalı ki "ay buldum buldum.Ay ben bunu yerim yaaa.tatlılığa bakarmısın." Derken cırlak sesi kulağımı yırttı bende"iyi hadi yeter artık gidelim" dedim ama benim sesimi duymuyordu muhtemelen bulamazsan bırak dediğim cümleleri de duymamıştı yani ne varki alt tarafı bir makyaj malzemesi bu kadar sevilecek neyi var yani derken elinde kocaman bir set vardı gözlerim kocaman açılmış sete bakıyordum ağzımın da açılmış olduğunu toprak kapattığında fark ettim merak edip hızlı adımlarla gizemin yanına gidip sete baktım renkleri aşırı canlı duruyor ve allık,far dan tutki ruja kadar herşey vardı vay be! Çok hoş görünüyordu gizeme dönüp"çok muhteşem görünüyor."dediğimde gözlerim parlıyordu herhalde gizem bana dönüp "tabiki canım benim seçimim güzeldir." Deyip göz kırptı ve ardından fiyatını sormak için birilerini çağırdı hiç kimse gelmeyince tam bağıracakken tezgahtaki kadın benimle ilgilenen bayan elemanı çağırdı adının alev olduğunu öğrendiğim kadın yanımıza 7 cm topuklularının çıkarttığı sesle geldi "buyrun" dediğinde gizem kadını süzdü bence o da fiziğine bayılmıştı daha sonra "setin fiyatı ne kadar acaba?" Kadın bir dakika isteyip yanımızdan ayrıldı.Tekrar yanımıza geldiğinde "1.350 TL efendim almak istermisiniz?" Dediğinde ikimizde toprağa döndük.Toprak ensesini kaşıyıp kadına baktı kafasını olumlu anlamda salladı ve "alıyoruz" dedi.Gizem heyecandan çığlık attı ve toprağın boynuna sarıldı.Daha sonra toprağın kızardığını görünce yüzümdeki ukala gülümsemem ile ona baktım daha sonra gizem ne yaptığını anlamış gibi topraktan kollarını çekti ve "şey.. ben teşekkür ederim." Dedi toprak elini saçından geçirip eski haline geri döndü "önemli değil." Diyerek göz kırptı "o fondoten ve kızların seçtiği diğer şeyleri alıyoruz." Dedi toprak tam "toprak fondoten e gerek y.." diyecekken "alıyoruz dedim o kadar." Deyip sözümü kesti daha sonra yüzünde kibirli bir gülüş oluştu zavallı özcan market poşetleri ile dolu olan kucağı neredeyse yüzüne kadar dolan ayakkabı kutuları ve şimdiki aldıklarımızı taşıyacaktı toprak "hadi artık sizi evlerinize bırakıyoruz" dediğinde toprağa baktım "ne yani okula geçmeyecekmiyiz?" Diye sorduğumda umursamaz bir tavırla"geçmek mi istiyorsun bu halinle" dedi haklıydı aslında ne okulda giyecek bir kıyafetim vardı ne de yüzümdeki morlukları milletin sorgularına anlatıcak halim."peki ama okul forması almam lazım benim." Dedim toprağa bakarak aynı sırada arabaya biniyorduk toprak "ne forması şimdi onunla ilgilenemem çok yoruldum." Dediğinde yüzümü somurttum yurtun önüne geldiğimizde elimde 3 poşet vardı birisinde fondoten olduğu için küçüktü diğerlerinde ise kıyafet vardı fondoteni birinci poşetin kıyafetin en altına koydum ve diğer poşetide birinci poşetin içine koydum hepsini bir poşet yaptım ve yurta bakarak bir iç çektim arabadan görüşürüz çocuklar diyerek indim.

Saflığın KırmızısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin