Kusura bakmayın ama gerçekten uzun bir bölüm oldu.Iyi okumalar canlarım😉.Sürpriz sonlu ona göre. Tam tamına 3820 kelime oldu be helal bana emeğe saygı lütfen.
"Ben sana bilgi verdim şimdi sıra sende deniz." Korayın el sallamaları,sarsması üzerine kendime gelmiştim."efendim?" Dedim dediği şeyi hemen anlayamamıştım. "Diyorum ki madem toprağın kardeşin olduğunu benden öğrendin bende artık senden bilgi alayım." Dedi Benden toprak hakkında bilgi istiyordu."Ne yapacaksın bilgileri?" Diye sordum "Aslına bakarsan söylemeyecektim ama iyi takım olduğumuz için söyleyeceğim.Ikisi de benim adamlarımı benim dostlarımı benim müşterilerimi biliyorlar ve iki grupta da adamlarım var onlar beni tanımasalar da ben onları tanıyorum.Emir ile gittiğiniz çiftlik evine dede gelmişti değilmi... Ayrıca gizem senin en yakın arkadaşın hatta şuan toprak ile senden daha yakın öyle değilmi?" Dedi "Ne demek oluyor yani bunlar!Ne söylemeye çalışıyorsan söyle." Dedim "Çok heyecanlanmana gerek yok denizciğim.Yani demek istiyorum ki Emir iti sana orada sahip olma planları yapıyordu ve ben dede'nin oraya gitmesini istedim.Toprak ise yakın zamanlarda gizli birşeyler yapmaya çalışıyor gizemi aslında bundan dolayı sizin yanınıza koydum fakat ortada sen kalmıştın.Seninle de ilgilenmesini istedim ama göründüğü kadarıyla gizemin ilgisi sana yetmiyor bende düşündüm ki senin ile neden ben ilgilenmeyeyim.Gizem senin ağzındaki baklayı çıkartana kadar bütün zararlar bana gelecek.Yani şuan dezavantajı avantaja çeviriyorum diyelim." Duyduklarıma inanamıyordum.Koray bu kadar güçlümüydü yani? Emir....O kadar affet beni demesi....Ya gizem bana ihanet edebilir mi? "Bak senden tek bir şey istiyorum bana toprağın ne ile uğraştığını ve ne yapmaya çalıştığını söyle bende sana içinde olduğun oyunun çıkış kapısını açayım?" Dedi "Sana inanmıyorum.O zaman bütün bu dediklerini kanıtla daha sonra sana bildiğim bütün şeyleri söyleyeceğim." Dedim sanki birşeyler biliyormuşum gibi...Oysaki toprak beni hep çete işlerinden uzak tutardı.Bana bir dosya dahi açtırmazdı ki ben ne bileyim işi ne amacı ne. "Hmm madem birşeyler biliyorsun tamam.Eğer ki bana inanmıyorsan ilk öncelikle toprağa gerçekten kardeşmiyiz diye sor o zaman." Dedi.Aslında olabilir di ama toprak ile konuşmuyordum çünkü o bana ihanet etmişti ve bende ona ihanet edebilirdim ama etmedim.Gerçekten kardeşmiyiz yoksa değilmiyiz öğrenmek isterdim."Yapamam.Çünkü...." 'Çünkü onunla konuşmuyorsun öylemi bana bilgi vermek zorundasın istersen aranızda kan davası olsun yine de o bilgileri bana vereceksin benim ne kadar doğru söyleyip söylemediğimi araştırmak senin elinde ama fazla vaktim yok küçük 1 hafta içinde o bilgiler elimde olacak yoksa gerisini düşünemezsin bile bana ister inan ister inanma!' Dedi ve yanımdan ayrıldı bazı insanlar gerçekten vahşi olabiliyor.Toprak ile konuşmam gerekiyordu.Gerçekten kardeşmiyiz değilmiyiz öğrenmem gerekiyordu.Ama madem benim gerçekten kardeşimse neden bana ihanet etsin ki?
Ertesi gün
'Unutma 7 gün içinde bana o bilgileri getirmen gerekiyor elini çabuk tutsan iyi edersin.'
Harika güne tehdit mesajıyla uyanan bir tek benimdir diye düşünüyordum.Ve bu aralar derslerimi iyice boşlamıştım.Emir daha çok ilgimi çekiyordu.Ama şimdi hiç olmadık anda bir yeni bilgi daha öğrenmiştim.duş alıp üzerimi giydikten sonra yurttaki en huzurlu gün yani cumartesi günü kahvaltı sofrasına gittim.Huzurluydu çünkü bugün çoğu kız ya birşeyler satmaya yada işe giderdi geri kalan birkaçkız da yemekten sonra odasına kapanırdı bende simah ablaya yardım ederdim.Çünkü paramı simah abladan alırdım.Kahvaltıyı yaptıktan sonra işleri yapmaya başladık "Ne oldu kızım bir sorun mu var?" Diye sordu simah abla "Yoo hayır ne olduki?" Dedim aceleyle karışık ritimsiz çıkan sesimle "sanki seni rahatsız eden birşeyler var gibi gözüküyor burdan bakınca bugün çok düşüncelisin ne oldu?" Diye sordu elindeki bezi komodinin üzerine bırakırken "Yok birşey yalnızca başım ağrıyor o kadar." Dedim yanıma geldi ve beni sandalyenin üzerine oturttu "Bak bana asla yalan söyleme tamammı ben seni küçüklüğünden beridir tanıyorum ve sen benden birşey saklıyorsun ne oldu?" Simah abla işte yarı annem de diyebilirim herhalimden anlıyor kadın ama ben şimdi tutupta aklımdakileri ona pat diye söyleyemezdim kalbine inerdi zavallı kadının bu yüzden söylemek istemiyordum "Dedim ya sadece başım ağrıyor diye." "Bak deniz son kez soruyorum ne oldu başım ağrıyor yalanını kabul etmiyorum çabuk söyle seni rahatsız eden şey ne? Ah be simah abla ne eşeleyip duruyorsun ki ne diyeceğim ben şimdi bir tarafım -uydur birşeyler de kurtul derken diğer bir tarafımda -gerçekleri söylersen belki sana yardımcı olabilir diyordu.Hemen yanıma başka bir sandalyeyi çekip oturdu ve çamaşır suyu kokan ellerini elime sardı.Gözlerimin içine şefkatle baktı sanki...annem gibi "Simah abla gerçekten birşeyim yok yalnızca galiba regl olacağım ve karnım ağrıyor o kadar." Dedim ve geçiştirdim.Yaşlı kadındı sonuçta onu da riske atamazdım.Eninde sonunda o da bana katılır ve birlikte araştırma yapardık.Yazık kadına zaten benimle küçüklüğümden beri ilgileniyordu."Peki kızım sen bırak işler bitti sayılır zaten bir daha ki hafta bana yardım edersin." Deyip saçımı okşadı.Bende odama doğru yol tuttum simah ablaya yalan söykeyince içim acıyordu ama mecburdum.Zaten bu da ilk yalanım değildi.Alışkanlık haline gelmişti artık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saflığın Kırmızısı
Genç KurguBen hiç hayal kuramadım.Bütün herşey benim dışımda gerçekleşti... Acılar,aşklar ve dostluklar ve benim acılarımda bana tek geliri olan şey gerçekleri görebilmemdi.... Mafya benim kardeşim di.Hindistan ise dünyam.