Provayı yaptık ve gece dersinin de bitmesiyle eve sarsak adımlarla ilerlemeye başladım.Yorulmuştum ve uyku iyice kendini göstermişti.Üniversiteye gidip gelişlerde genelde arabamı kullanmazdım.Ama şuan keşke arabam burda olsa diyordum.En azından arabanın içinde uyurdum!Etrafım dınmeye başlamıştı...Dün gece de geç uyumuştum saat 3.30 civarlarıydı yanlış hatırlamıyorsam.Ve sabah 6.30 da kalkmak... Kolumdaki saate baktım ama hertaraf dönüyordu ve gözlerim iyice puslaşmıştı.Üniversitenin önüne geldiğimde bayılacak gibi hissediyordum...Akşam yemek yememiştim.Sadece sabah birşeyler yemiştim.Okulda ve hem akşam hemde gece birşey yememiştim.Ayrıca uykusuzdum.Ve şuan etrafın dünyadan daha hızlı döndüğünü kanıtlayabilirdim.Midem bulanıyordu.... Sanırım bayılacaktım.Titrek bir adım daha attım ve araba kornası duymamla birşeyin üzerine yığıldım.Etraf kararmıştı ve sesler de boğuklaşıp gidiyordu...
Gözümü açtığımda yataktaydım.Kendi yatağımda.Yurtta.Üzerim değişmişti.Oysaki dün gece yurta gekemediğimi hatırlıyordum.Ve karnım kurt gibi açtı.Kurt gibi olmasını çıkarttığı sesten anlıyordum.Hatta ayı gibi de diyebilirdim.Hemen yanımdaki küçük komodinden çalar saati aldım ve saate baktım.Oha saat 12 mi! Yuh.Öğlen olmuştu ve ben dersi kaçırmıştım.Bu dersin notlarını almam lazımdı.Çünkü bu dersten büte kalırsam hocanın insafına kalacağımı biliyordum.Hep ceren yüzünden sırf onun için önceki gece uyumamıştım ve uykusuz kalmıştım ve geldiğim son duruma bak! Yataktan aşağıya ayaklarımı sarkıttım ve yere yakın duran ama yere değmeyen iğneyi gördüm.Komodinin üzerine baktığımda boş serumu gördüm ve bir an rahatlamış olsam da odanın vitamin kokması ve bu şekilde iğnenin ucunun açık bırakılması sinir bozucuydu.Benim sinirimi bozan şeydi diyebilirim daha doğrusu.Yataktan kalkıp duş aldım ve en azından son derse yetişmek için hazırlandım.Hem bugünün notlarını da birinden bulmayı unut ediyordum.
Derse girdim ve herzaman ki gibi yine kafamın estiği yere oturdum.Ortada sol tarafa oturdum.Dersimizde iki sınıf birleşebiliyordu.Bir ana dal olarak işlemek iyiydi zaten hoca iyi anlatıyordu ve dinlemek istemeyen de gidiyordu veya istediği herşeyi yapıyordu.Bu durum ilk senemde çok tuhafıma gitmişti ama alışmıştım.Üniversite sonuçta.Ve bu yıl bitiyor.Son yılım vay be... bir üniversite ve altı yıl! Ders bittikten sonra birilerinden not bulmak ümidiyle arkadaş ortamına katıldım.Arka cafede buluştuk.Ve kızlı erkekli ortamda sohbet başladı.2 masayı birleştirmişlerdi bir tane de yuvarlak masa çekmişlerdi.Çoğunluğu sigara içiyordu.Tıp öğrencileri ve sigara.Ben kullanmıyordum.Tövbem vardı.Ve sağlığa zararlı birşeydi.Hala ağzıma sürmemişimdir...Kızın birisylr notlar için anlaşmıştık.Keşke bizim kızların biriyle olsun aynı bölümde olsaydım.Gizem 4 senelik biyoloji öğretmenliği okudu ve bu sene atandı.Ceren ve ben tıp okuyorduk ama tabiki bölüm farkı vardı.Yani ben kadın doğ. Okurken o kalp cerrah. Okuyordu hayat ne garipti.Sonuç olarak ikimiz de doktor olacaktık... Bu şekilde yine dalıp gitmişken yanıma çekilen yuvarlak masaya o çocuğun geldiğini bile duymamıştım.Bir tane kız bana çarptığında kendime geldim ve sol tarafıma baktığımda hemen onu gördüm.Masada tekti.Tek oturuyordu.Bir tane kız masasına yaslanıp ona tepeden bakıyordu.Masa yanıma çekildiği için direk yan yana oturuyor gibiydik ama sadece gibiydik.Ve arada yine biraz mesafe vardı.Bana baktığında herkese yaptığı o selamlaşmasını yaptı.Bende ona karşılık verdim kafamı biraz eğerek.Annem böyle öğretmişti diye hatırlıyordum.Bu şekilde ona cevap verince şaşırdığı mimiğinden belli oluyordu.Tek kaşını kaldırıp bana baktı.Daha sonra yanındaki kız "Eee canım birşey içmezmisinn?" Dedi şımarıkça.Elini omzuna koydu ve ona doğru eğildi.E yuh ama o nasıl bir dekoltedir insafsız! Resmen sütyen takmamış ve üstüne üstlük salaş V yaka giymiş.Olum insanda az düşünce olur lan! "Şu anda havamda değilim." Dedi benden göxlerini ayırmadan.Bende hala ona bakıyordum.Allah aşkına resmen şuan bakışıyorduk ve bu istemsizce yaptığım birşeydi."Ooo hayırdır yeni bir aşk mı doğuyor yoksaaaaa" dedi tıp tayfasından bizim sınıfta olan orkun.Gözlerimi o çocuktan çekip orkuna döndüm "Saçmalama orkun!" Dedim ve önüme döndüm.Pipetle oynuyordum canım sıkılmıştı ve telefonuma bakmak aklıma daha yeni gelmişti.Hemen telefonumu çıkarıp ekrana baktım.Oha oha oha! Diyordum normalden 30 mesaj,25 cevapsız çağrı,Wp da iste 147 mesaj mı! Çocuğun hala bana baktığını hissedebiliyordum.Tam ona bakacakken telefon elimde titreyince ekrana baktım "Onur.".Hele şükür aklına gelebilmiştim beyefendinin.Özellikle dünden sonra. En azından merak edipde peşimden gelebilirdi veya arayabilirdi ama o da yok! Ulan gece bile beni aramamıştı.Gece demişken acaba beni gece kim yurta getirmişti? Büyük ihtimalle ceren dir çünkü aynı zamanlara yakı derslerimiz vardı.Tekrardan elimde titreyen telefonuma odaklanarak telefonu açtım.Ve masadan izin isteyerek kalktım.Aynı anda kızın defterini de sol elime aldım ve yürümeye başladım."Efendim onur?" Dedim."Deniz sen nerdesin?Dün den beri sana ulaşmaya çalışıyorum.Sizin aile biraz tuhaf açıkcası.Orda biraz durduktan sonra senin yanına gelmek için yola çıktım daha sonra yurta geldim ama yoktun!Nerdesin sen Allahaşkına?" Dedi Demekki beni merak etmişti.Boş yerine günahını almışım çocuğun.Rahatça konuşmak için cafenin çıkışındaki merdivenlerin korkuluklarına yaslandım ve konuşmaya devam ettim."Biraz soluklanayım demiştim o sinirle okula gitmek istemedim daha sonra derse girdim.Yani merak edeceğin birşey olmadı." Dedim."Öylemi bir anda ortadan yok oluyorsun ve merak edilecek birşey olmadı mı diyorsun?Biryerde buluşalımmı bugün?" Diye sordu.Aslında konuşmak iyi gelirdi zaten hala arkadaş gibiydik ve buluşamıyorduk."Olur.Bir saat sonra ilk görüştüğümüz yerde." Dedim."Tamam.Bir saat sonra oradayım." Dedi ve kapattım.Telefonda uzun uzun konuşmayı her ne kadar sevsemde lafın sonunu uzatmayı sevmiyordum.Daha sonra önümden yine o çocuk geçti ama yanında bu sefer farklı bir kız vardı.Her saat başka bir kızla falan mı geziyordu acaba! Neyse ne canım banane şimdi yurta geçme zamanı.Cafeden çıkarken saate baktım Saat 14.35 di.Evden 12.30 da çıktığımı varsayarsak ve derse 13.00 da girsem 14.00 da dersten çıksam tıp tayfasıyla yarımsaatten fazla oturmuşum demektir... Yine iyi oturmuşum bence.Yurta çıkan arabalara yaklaşmıştım tam arabaya binecekken birisi beni kolumdan çekti.İlk önce koluma baktım ve beni çekenin yüzüne bakınca şok oldum.Yani beklemediğim birşeydi...Yine o çocuk!"Ne var!" Diye sordum dolmuşa binememiştim ve binmek için attığım ayağımı tekrar yere koydum."Seninle konuşmam lazım." Dedi.Ne konuşacaktı ki benimle? Yani tanışmıyoruz bile...Düşüncelerimden dolmuşun kornasıyla ayrıldım "Kizum pineymusun dolmiş seni peklii." Dedi laz şiveli adam "Geliyo...." dememe kalmadan yine çocuk "Gelmiyo amca devam et sen." Dedi.Ne hakla benim yerime karar verir! Dolmuş hareketlenmişken birşey diyemedim adamda hemen gitti zaten!Kolumu hala bırakmamıştı "Üf bıraksana kolumu be!Zaten çok doluydu mecbur ayakta gidecektim o yüzden sustum kendim giderim.Bırak kolumu!" Dedim.Etrafımızdaki geçenler bize bakıyordu.Daha doğrusu benim bağırmamdan dolayı ilk bana sonra ona bakıyorlardı..."Biryere gitmiyorsun konuşucaz." Diyerek beni sürüklemeye başladı "Ne konuşusucam seninle be bırak kolumu!" Dedim ama sanki beni duymuyormuş gibi hiç takmıyordu! "Ya bırak kolumu sapıkmısın,Mafyamısın ne konuşucam seninle bırak beni!Ben kendim gelirim ayaklarım var sonuçta!" Dedim tamam saçmalamıştım ama beni bildiğin sürüklüyordu!Etrafa baktığımda ara sokağa gelmiştik!Bu arayı biliyordum.Çıkmaz sokak..."Bırak beni kolumu acıtıyorsun!" Diye bağırdım. Daha sonra durdu ve bana döndü.Tamam biraz tırsmış olabilirim."Sence umrumda mı?" Dedi.Yani al kafamı binaların duvarına sürttür sürttür kıvılcım çıkart diyor! "O zaman bırak!" Dedim.Bırakmayıp biraz daha gittik ve beni bıraktı.Oh ne güzel çıkmaz sokağın en dibine getir bu daracık sokakta binaların arasında ne arıyorsak!O değil geldiğimiz işlek bir cadde de değil!Yani Allah korusun birsey olsa..Aman neyse canım ben bunu hallederim.(Daha kolumu kurtaramıyorum tabi çocuğu yerden yere vururum!) "Ne var!" Diye bağırdım sinirle.Kolumu ovuşturuyordum aynı zamanda.Bana doğru yaklaşmaya başladı.Kalp zaten yürümekten 180 atıyordu birde bana yaklaşıyo çocuğa bak.Yani ondan değilde sapıkmıdır nedir ne bileyim ben! "Ne yaklaşıyorsun be!Ne konuşacaksan konuş hadi işim var benim!" Dedim 1 saat sonra sevgilimle randevum vardı sonuçta.Daha sonra beni duvar ile kendi arasına aldı.Ve sağ elini başımın hizasına koydu.Yok yani böyle yapınca eline geçti acaba?Çok rahatsız bir duruş bence.Yok yani yapıyorsun da ne anlıyorsun?! Daha sonra yüzüne baktım.Yüzü donuktu hiçbir mimik yoktu...hiçbirşey.Gözlerine baktım.O da bana bakıyordu ve çok derin bakıyordu...Sanki ruhumu okuyordu...Ve sanırım şuan bende ona öyle derin bakıyordum.Daha sonra o vişne kırmızısına yakın dudakları aralandı "Sen..." dedi.Gözlerimi dudaklarından tekrar gözlerine çevirdim."Evet ben.Ne olmuş bana?" Dedim.Ne yapayım çocuğa eriyip de yapışacak halim yoktu sonuçta değilmi? Hem hırlı mıdır hırsızmıdır? Sapık mıdır?Tecavüzcü müdür? Organ Mafyası mıdır? Psikopat mıdır ne bileyim ben!? Tamam abartmış olabilirim ama olabilir yani..."Değişiksin.Diğerlerimden..." dedi sessizce.O kadar sakin konuşuyordu ki bu ses tonunda uyurdum ben.Tabi şuan kalbim 360 atıyordu orası ayrı.Onun da kalp atışları hızlıydı.Bunu duyuyordum.Sokak sessizdi.Çığlık atsam yalnızca yankılanırdı."Ne düşünüyorsun bu kadar derin?" Diye sordu"Ben...Şey..Hiçbirşey." dedim bir anda.Kafamı öne eğdim ve sola doğru kaydım hafif.Beni engellemedi.Ama hala ona yakındım."Bana bakarmısın?" Dedi yine aynı ses tonuyla.Nasıl bu kadar yumuşak ses tonu olabilirdi ki bir insanın hayret ediuorum doğrusu...Yüzüne baktım tekrardan.Ve bana biraz daha yaklaştı "Seni diğer kızlardan ayıran özellik ne?Neden kendimi sana daha yakın hissediyorum?" Dedi nefesini yüzümde hissesiyordum.Ve işin tuhaf yanı bende ona karşı kendimi tuhaf bir şekilde yakın hissediyordum.Sanki onu biryerlerde görmüş hatta onunla çok sıkı arkadaş olmuşuz gibi çok yakın..."Bilmiyorum." Dedim yüzüne bakarak.Gözlerine bakıyordum.Aslında kaçabilirdim.Sol tarafı boştu ve kolunu dayamamıştı hatta kaymama dahi birşey yapmamıştı.Ama merak ediyordum.Kimdi? Bende onun sorduğu soruları bende en az onun sorduğu kadar merak ediyordum ona karşı."Sana karşı tuhaf hissediyorum.Diğerlerinden farklı.Daha dikkat çekici...Sende de oluyormu bu?" Diye sordu.Ah benim içimdekileri soruları bir bilsen..."Aslında...Sende değişiksin.Yani diğerlerine göre.Yani tarzın.Selamlaşman..." dedim ve cümlemi devam ettiremedim yutkundum."Değişik miyim?" Diye sordu.Adam haklı farklısın diyeceğim yere değişiksin dedim.Napabilirim bu kalp bende oldukça uzaylı gibisin demediğime şükretsin."Evet." Dedim "Çok merak ettiysen söyleyebilirim." Dedi."Neyi?" Diye sordum.Dudağının bir kenarı hafif yukarı kıvrıldı "Selamlaşman,Tarzın dedin ya." Dedi doğru ya onlar için değişiksin demiştim çocuğa.Bu pozisyonda benim kafa çalışmıyor gerçekten bak."Evet." Dedim bir anda ne eveti be kızım! "Hintli olduğumdan kendi selamlaşmamı kullanıyorum ve tarzım da tamamıyla bana göre merak ettiğin başka birşey yoksa..." dedi ulan bir kere cümleni bitir be! Evet.Öğrenmiştim.Hintliydi.Ve bende hintliydim.Yani annem hint kadınıydı.Şuan hintli birisyle konuşuyordum ve buna bilmediğim bir sebepten dolayı seviniyordum..."Yoksa?" Diye sordum hemen.Bir süre daha bana baktıktan sonra "Sen neden bana değişik geliyorsun?" Diye sordu .Ne bileyim ben sanki içini mi okuyorum! "Bilmiyorum." Dedim ses tonumu onunki kadar alçaltmıştım en sonunda.Biraz daha yaklaşırken telefonuma gelen bildirim sesiyle kendime geldim.Ondan biraz daha uzaklaşıp telefonun ekranını açtım.Onurdan gelmişti mesaj 'Ben geldim.' Yazıyordu Tabiki bir saat geçmişti!Ve randevuma geç gitmek zorunda kalmıştım. Harika! Hemen 'tamam. Bende yoldayım 2 dk orda olurum.' Yazdım ve gönderdim. Daha sonra çocuğa geri dönüp "Benim gitmem lazım...Yani önemli bir randevum var ve geç kaldım senin yüzünden.Daha sonra normal bir şekildr konuşuruz." Dedim.Ne diye açıklamabyapıyorsam ben bu çocuğa!Ah benim bu boş boğazım! Az önceki benim durduğum yere yaslanmıştı ve şimdi benim yanıma doğru yürümeye başladı.Ciddileşmişti "Önemli değil.Zaten seni buraya ben getirdim.Ben bırakırım.Burası pek tekin bir sokak değildir." Dedi Bende biliyorum öyle olduğunu! "Gerçekten gerek yok ben kendim giderim." Dedim "Seni dolmuşların oraya kadar bırakıcam sadece itiraz istemiyorum." Dedi.Onu takmamaya çalıştım ve sanki yolda yanımda yürümüyormuş gibi yaptım.Zaten aramızda mesafe vardı.Ve olması da lazımdı.Sonuçta bir sevgilim vardı.Ve her ne kadar seviyor olmasam da sonuçta sevgilim vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saflığın Kırmızısı
Teen FictionBen hiç hayal kuramadım.Bütün herşey benim dışımda gerçekleşti... Acılar,aşklar ve dostluklar ve benim acılarımda bana tek geliri olan şey gerçekleri görebilmemdi.... Mafya benim kardeşim di.Hindistan ise dünyam.