"KÜFÜR ETME, BURADA ÖLECEĞİM"
Hayal meyal konuşmaları, erkek seslerini, sonra sıcağın kendisini sarıp sarmaladığını, hatırlıyordu.
Sıcak demişken evet aşırı sıcaktan su gibi olmuştu, hafifçe kıpırdanıp gözlerini araladığında artık kamyonette olmadığını, rahat yumuşacık bir yerde yattığını farketti, doğrulup oturdu, önce montunu sonra beresini çıkardı, saçları terden kafasına yapışmış, leş gibi balık ve ter kokuyordu.
Kamyonetin arkasındayken, kayarak kapıya çarptığı başının tepesindeki şişliğe dokundu, başı zonkluyordu, pislik içindeydi, kaçmıştı, yaşlı bir adama güvenip buraya, bu eve getirilmişti, etrafına bakındı, şöminenin çıtırtısından başka ses yoktu, iki koyu renk kanepe, birisine kendisi yatırılmıştı, şöminenin önünde iki tane karşılıklı tek kişilik koltuk, kapıya yakın yerde tam ortada yanan soba, yerde renkli kilimler vardı, kimin eviydi burası, o amcanın mı acaba?
Birden bir panik dalgası, yaşadığı sıkıntıların etkisiyle, beynini ele geçirmeye başladı, göğsünden kopan hıçkırıkla ayağa fırladı, kanepenin tam önünde duran sehpaya çarptı, sehpa devrildi, üzerindeki vazo ve kül tablası yere düştü, o sırada içeriden bir kapının açılma sesi ve telaşla gelen ayak seslerini duydu, eğer gelen o amca değilse ya peşindekilerden biriyse, paniği artmaya devam ederken kendini korumak için yere düşen vazoyu eline almasıyla salonun kapısında küfrederek duran bir devle göz göze gelmesi bir oldu!!
-siktir sen çocuk değilsin,
-se_sende Muhittin amca değilsin kimsin seen? Burası neresiii, ben neredeyim??
Bekir, histeri krizinin eşiğindeki kıza yavaşça yaklaşarak;
-bak sakin ol tamam mı, burası benim evim, Muhittin Dayı seni bana emanet etti, benden sana zarar gelmez, o vazomu kırmadan sehpamın üzerine bırakır mısın şimdi?
Gayet sakin, eğilip sehpayı düzelten, yerde duran kırılmış cam küllüğün parçalarını toplayan bu iri adama kuşku içinde bakan kız, adam elini uzatıp vazoyu alıp sehpanın üstüne koyunca, kendine gelip çığlık çığlığa deli gibi bağırmaya başladı:
-Sen sen onlardansın kaçırdın be_beni öldüreceksin dimi, öl_öldüreceksin, annemi de öldürdün mü, annem beni istemedi, (kız olduğu yere çökmüş, deli gibi titreyerek hem ağlıyor, hem de bağırıyordu),
Bekir içinden Muhittin'e küfür ederek, sakince mutfağa gidip cam kırıklarını çöpe attı, salona döndüğünde kız olduğu yere çökmüş, dertop olmuş vücudu hıçkırıklarla sarsılıyordu, saçları yüzüne yapışmış, üzerinde kalın kocaman bir kazak ile eşofman vardı. Başka bir dünyadan gelip, salonunun köşesine çökmüş, olmayan iç huzurunu iyice yerle bir etmeye gelmiş gibiydi.
Bir an dayıyı arayıp gel emanetini al götür demeyi düşündü, çünkü tehlike sinyalleri içindeki kalbi, acıma hisleriyle baş etmeye çalışıyordu, kaç yıl olmuştu bir canlı için bir şeyler hissetmeyeli?
Kızı teselli etmek istedi bir adım attı geri döndü tekrar mutfağa gidip ilaç çekmecesini açıp bir tane sakinleştirici ve bir bardak suyla tekrar kızın yanına gelip titreyen omzuna dokundu, kız kıpkırmızı gözlerle kendisine bakınca,
- bunu iç iyi gelecektir, diyerek suyu ve ilacı uzattı,
Kız öylesine boş boş bakıyordu ki, yanına çömelip bir eliyle kızın ağzına ilacı koyup suyu içmesine yardım etti.
![](https://img.wattpad.com/cover/97576200-288-k410220.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKAMOZUN KARANLIĞI (TAMAMLANDI ve DÜZENLENİYOR)
Художественная проза(İMLÂ ve YAZIM HATALARI DÜZENLENİYOR) 👉👉Cinsel içerik, küfür ve şiddet vardır👈👈 🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤 İNSTAGRAM:DiliminUcundaBirikenlerim HER HAKKI SAKLIDIR!! İLK YAYINLANMA TARİHİ; 11.03.2017