&&
Tuana ile oynarken, camdan dışarıya bakınca Selim, Gül ve Fatoş'un beraber çıkıp Hüseyin'in ofisine doğru gittiklerini anladı.
Bekir' i bulmaya belki de vazgeçirmeye çalışacaklardı.
Hayır vazgeçmeyecek, Bekir gidecekti biliyordu.
Ankara'ya gidiyordu, orduya geri dönecekti.
Roma'da tatil yaparken İlhami Albayın notuyla ilgili konuşmuşlardı;
**********************************
-peki seni niye çağırmış ki yıllar sonra bu albay? diye sormuştu Simirna,
-daha önceleri de çok çağırdı, 'sen özel eğitimlisin, ordunun yeni yetişen askerlerinin sana ihtiyacı var' derdi, doğuya giden askerlere eğitim vermemi istiyor, kocan koskoca bordo bereliydi yavrum aldığımız eğitimleri sana anlatsam dudağın uçuklar, sonra öpemem üzülürüm o yüzden anlatmıycam...
*********************************
Gözlerinin dolduğunu hissederek oyuna dalmış Tuana'yı bırakıp çardakta tek başına düşüncelere dalmış çayını yudumlayan Nurten teyzenin yanına oturdu.
-korkak adamlar niye seviyormuş gibi yaparlar Nurten anne, mişli, muşlu yaşayan insanlardan nefret ediyorum!
Yaşlı kadın uzun bir süre daha uzaklara dalıp sonra konuşmaya başladı,
-sanırım on dokuz yaşımda falandım, inceciğim, saçlarım belimde. Eve gelen herkes beni ister. Ablam çok hastalanıyordu, onu müşterilere pek çıkarmıyorduk. Bir gün bir çocuk geldi, yanında arkadaşları hepsi zengin piçi, değişiklik olsun diye gelmişler kerhaneye, biraz da bizi aşağılamaya... Neyse bu çocuk içeri girer girmez göz göze geldik, arkadaşları da beni istedi, ama paraları bu verecek ya, bu kız benim dediğinde seslerini çıkartamadılar. Adı Musa... Esmer yakışıklı... Herkes gibi değil farklı davrandı bana, sever gibi, okşar gibi... Çok şaşırmıştım. Sonra her hafta geldi, fazladan para verirdi hep...
Tabi verdiği bütün paralar Hüseyin okusun diye birikiyordu. Sana ev açayım, kurtarayım seni burdan dedi, ablamı bırakamam dedim, kızdı gitti, bir süre gelmedi. Sonra bir gün yine çıkageldi öyle bir sevişti ki benimle sanırsın aşık adam gibi. Ben çoktan tutulmuşum zaten. Artık çok sık gelemiycem dedi, ayda bir, iki ayda bir geliyordu, hiç soru sormadım, sadece bekledim gelmesini...
Sonra Hüseyin küçük bir ev tutup çıkarttı bizi oradan. Merak ettim evi aradım sordum bir gün, Musa geliyor mu diye.. Bir kere gelmiş, beni bulamayınca bir daha da uğramamış. Aradan yıllar geçti, ben de bir mağaza da çalışıyorum, artık sahibi o kadar güveniyor ki bana bırakıp gidiyor, mağazanın sahibi gibiyim, şık giyiniyorum güzelim hala. Bir gün bir kadın geldi havalı biri, bir kaç elbise seçti, denedi oyalandı baya, sonra bir adam girdi içeri "hadi Ayşe bitmedi mi alacakların", arkam kapıya dönük kadının giyindiği kabinin önünde duruyorum, kadın "sen biraz daha dolaş Musa on dakikaya biter işim" dedi, yavaşça arkamı dönmemle kalbim ağzımdan çıkacak gibi çarpmaya başladı, o da beni görünce şoka girmiş gibi kalakalmıştı. Allahtan karısı kabindeydi de bizim bakışmamızı görmemişti. Balık gibi ağzımı açıp kapattım, hiç bir şey söyleyemedim, o da bembeyaz olmuş yüzüyle öylece kapıda kalakaldı. Kadın kabinden çıkarken elbiseleri elime tutuşturunca kendime geldim, hemen poşete koyup ödemeyi aldım, kadın kapıdan çıkarken 'niye bekledin ki?' gibisinden bir şeyler söylüyordu... Çıkıp gittiler.
İki gün uyumadım, bu arada ablam çok hasta, kanser, sürekli hastanede, geceleri yanında kalıyorum gündüz işe...
İkinci günün sonunda dükkanı kapatmaya yakın geldi, elim ayağım titriyor,' bir kahve içelim mi' dedi?
![](https://img.wattpad.com/cover/97576200-288-k410220.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKAMOZUN KARANLIĞI (TAMAMLANDI ve DÜZENLENİYOR)
General Fiction(İMLÂ ve YAZIM HATALARI DÜZENLENİYOR) 👉👉Cinsel içerik, küfür ve şiddet vardır👈👈 🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤 İNSTAGRAM:DiliminUcundaBirikenlerim HER HAKKI SAKLIDIR!! İLK YAYINLANMA TARİHİ; 11.03.2017