-Beş kişi kardeşim bunlar, iki kişi değil, onları iyice konuşturun, ikisi yetmez bana, diğer üçünün yerini de öğrenin, ülkenin öbür ucunda olsalar da hepsini bulmanızı istiyorum, sonrası kolay. Haber bekliyorum.
Hüseyin telefonuna gelen İstanbul'da ki adamlarının tecavüzcü iki pisliği yakaladıkları mesajını alır almaz, kızın uyuduğu sessiz odadan fırlamış kafeye inerek detayları öğrenmişti. Ona hepsi lazımdı, şu içerdeki odada uyuyan masum kızın intikamını teker teker alacaktı, acelesi yoktu.
Dışarı çıkıp sigara yaktı, bir yandan doktorun söylediklerini düşünüyordu.
Bu kızla ne yapacaktı?
Hastaneden çıkınca bir süre Gül ve Simirna ile kalır, sonra bir işe yerleşir, bir daha da görmezdi.
Çilli yüzünü, masum gözlerini, beyaz küçük ellerini evet bir daha görmez, başkaları görür belki aşık olur birine...
Siktir olmaz! olmaz işte o!
Nasıl bırakıcam lan ben bu kızı?
Hem doktor ne söyledi, kız kendisine çok güveniyormuş, aşık gibiymiş sanki.
Offff!
Kafası karman çormandı.
Telefonunu çıkarıp saate baktı, Gül'ün sesini duymaya, kardeşine akıl danışmaya ihtiyacı vardı.
İsmine dokunup çalmasını bekledi, üçüncü çalışta açıldı.
-kardeşim nasılsın?
-canım sıkıldı Tuana ateşlenmiş, gerçi Simirna yanında ama aklım kaldı, sen hastanedemisin?
-evet tatlım, Fatoş'un yanında kalıcam bu gece, az önce cimcimemle konuştum, gayet iyi merak etme, bu saate kadar uyumayıp Simirna ile oyun oynamışlar, ateşi de düşmüş rahat ol.
-Fatoş'un durumu nasıl?
Hüseyin, bu gün doktorla konuştuklarını, kızın başından geçenleri ve kafasının karışıklığını kısa cümlelerle özetledi Gül'e.
-neler yaşamış canım benim yaa, Hüseyin bu kızdan etkileniyorsan kız da senin ilgin ve alakanla iyileşecekse al evine götür,
-neee! Sana Almanya yaramadı galiba, saçmalıyorsun evine götür ne demek, kedi yavrusu mu bu?
-heehh iyi dedin, bir de kedi yavrusu bul, kızla birlikte senle yaşasınlar, bak bir mucize olur bu abicim ikiniz içinde, ben iki güne kadar dönüyorum, bunu ciddi ciddi düşün hadi kaçtım ben kocaman öpüyorum seni.
Ulan Gül, zaten karmaşık olan aklımı iyice çorba ettin diye söylenerek kızın odasına çıkıp yavaşça koltuğa uzandı.
İnlemeye benzer bir sesle daldığı uykusundan uyanıp bir an etrafına bakındı, yok bu öğürtüydü sanki, yatağa baktı, yatak boş, ses tuvaletten geliyor.
Hemen fırlayıp tuvaletin kapısını çalmadan içeri daldı.
Fatoş tuvalete eğilmiş, iki büklüm hem öğürüp hem ağlıyordu.
Çok acı çeken kadın görmüştü, ama biliyordu ki, bu kızın şu anki hali ve görüntüsü ölene kadar gözlerinin önünden gitmeyecekti.
Yavaşça yaklaşıp kızın yanına çömeldi, Fatoş'un bir anda dönüp kendisine bakan o gözlerindeki ifadeye dünyayı ateşe verebileceğini hissetti bir anda.
Hiç düşünmeden yere oturup kızı kucağına çekti, başını göğsüne yaslayıp sırtını okşayarak bebek gibi kucağında salladığını, kulağına teselli edici sözler mırıldandığını, kızın kendisine hiç direnmeden hıçkırıkları geçene kadar kucağında uyuya kaldığını, bacakları uyuşunca ancak farketti, hala sallıyordu, hala bir şeyler mırıldanıyordu, hala kızın sırtını ve saçlarını okşuyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKAMOZUN KARANLIĞI (TAMAMLANDI ve DÜZENLENİYOR)
Ficción General(İMLÂ ve YAZIM HATALARI DÜZENLENİYOR) 👉👉Cinsel içerik, küfür ve şiddet vardır👈👈 🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤 İNSTAGRAM:DiliminUcundaBirikenlerim HER HAKKI SAKLIDIR!! İLK YAYINLANMA TARİHİ; 11.03.2017