Selim Öztürk;
Etrafı camlarla çevrili odasının masasında oturmuş Ege Denizi'ni izlerken çatlayan başı için iki ağrı kesiciyi bir bardak ayranla yutmaya çalışıyordu.
Yine içkiyi fazla kaçırmış, restorana İzmir'den gelen bayan müşteri grubuyla eğlencenin ve içkinin dibine vurmuştu Selim Öztürk.
Az önce evden apar topar koyu lacivert yelekli takımını açık mavi gömleğini giyinip çıkmıştı.
Yatağında, yorganın altından görünen bir tutam sarı saç bırakmıştı, dün gece masada iki tane sarışın vardı hangisi olduğunu hatırlamıyordu bile.
Kapısı çalınıp Emre kahvaltısını getirdiğinde teşekkür ederek yemeye başladı, birazdan Bekir için ayarladığı korumaların ikincisi görüşmeye gelecekti.
Özel harekatta beraber görev yaptığı eski polis arkadaşı kendisi gibi malulen emekli Hüseyin'in kurduğu özel güvenlik şirketinden, (diğer sikik güvenlik şirketlerine benzemezdi keza çoğu komando eğitimi almış hala eli ayağı tutan gazi askerlerden, özel harekat polislerinden oluşan erken emekli olmuş ya da artık pasif görevlerde geri planda olan özel ve yorgun saha ekiplerinden oluşuyordu) çok güvenirim dediği bir dostunu gönderiyordu. Bir hafta kendisi ve başka bir adamı nöbet tuttmuş, artık resmi görevlendirme olarak eski bir asker, Tayfun Nadir tehlikesi ortadan kalkana kadar Bekir ve eşinin koruması olarak görev yapacaktı.
Kahvesini de içip biraz kendine gelmeye çalışırken saatine bakıp onu çeyrek geçiyor olduğunu farketti. On bir gibi görüşmeye beklediği adam gelecek, beraber Bekir'in evine gideceklerdi.
Bekir genç ve güzel karısıyla evinde balayı yaparken kendisi kadim dostu için tüm bu işleri, görüşmeleri üstlenmeyi kabul etmişti.
Nihayet Buse'nin acı ölümünden sonra arkadaşının yüzü gülmüştü, o kadar mutluydu ki Bekir adına.
Tekrar bir sıkıntı yaşamamaları için elinden geleni yapacaktı.
Hatta Hüseyin'in İzmir'de işi çıkınca kendisi bir gece boyunca arkadaşının evinin önünde nöbet tutmuştu.
Sadece bir istihbarat üzerine Bekir'in de içinde bulunduğu birlikle beraber üç gün üç gece Çukurca'da omuz omuza savaşmışlar, yüz altmış sekiz leş, on bir de canlı terörist avlamışlardı.
O gün bu gündür dostlukları devam etmişti.
Bekir yıllar önce şimdi bu restoranın üzerinde olduğu araziyi satın alırken işin başına kendisinin geçmesini istemiş, İstanbul'dan İzmir'e gelip yerleşmesine sebep olmuştu.
Çok da iyi olmuştu, çektiği acılardan sonra iyileşme sürecinde yaşadığı bunalımları restoranın inşaatında ve sonrasında atlatabilmişti, bebeğiydi burası.
Her noktasında emeği vardı.
Bazı geceler eve gidemeyecek kadar içtiğinde çalışma odasının arka tarafındaki küçük odasında kalır, denizin üzerinde uyuyormuş hissi veren camlarından denizi seyrederek yalnızlığının tadını çıkarırdı.
Yalnızlığı en büyük lüksüydü.
Asla elinden alınmasına izin vermezdi.
Umarım evdeki hatun gömleklerimden birini giyip akşama sevgilicilik oynamaya kalkmadan, böyle gecelerin sonunda kızların başucuna bıraktığı "çok güzel bir geceydi, her şey için teşekkürler,çıkarken kapıyı sıkı kapatırsan sevinirim" notunu okuyup çıkıp gitmiştir diye umuyordu.. Bu notu okuduktan sonra pek kalan olmazdı zaten.
![](https://img.wattpad.com/cover/97576200-288-k410220.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKAMOZUN KARANLIĞI (TAMAMLANDI ve DÜZENLENİYOR)
General Fiction(İMLÂ ve YAZIM HATALARI DÜZENLENİYOR) 👉👉Cinsel içerik, küfür ve şiddet vardır👈👈 🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤 İNSTAGRAM:DiliminUcundaBirikenlerim HER HAKKI SAKLIDIR!! İLK YAYINLANMA TARİHİ; 11.03.2017