ALEYNA'NIN AĞZINDAN

50 19 0
                                    

Sıcacık yeni uyanmış olan güneşin yüzüme çarpmasıyla uyandım. Güneşin yansıması beni rahatsız ederken elimle yüzüme dokundum. Yüzüm yanardağ gibi sıcaktı adeta!
Bugün büyük gün!
Aslında pek de büyük değil. Dönüyoruz işte...
Dönmek istemiyorum. Çünkü döndüğümüzde bir şeyler açığa çıkacak ve üzülen yine benim güzel şanssız arkadaşım Merve olacak...
Daha önce bu sırrı paylaşmadığım için kendime küfür ediyorum.
Belki daha önce paylaşsaydım da bu kadar sıkıntı çekmeseydim.
Söyleyeceğim tek sır hayatına siyahı katmak yerine mavi katabilirdi...
Ama şimdi Merve'nin mavisi siyaha bürünüyor...
Kendimden nefret ediyorum ve de Gökalp'ten de...

Yola çoktan çıkmıştık bile! Cam kenarındaydım... Merve yanımda uyukluyor, ben ise siyah çerçeveli güneş gözlüklerimi indirip güneşe bakıp bakıp duruyorum...

Nedir bu güneş ile alıp veremediğim?
Bir anda telefonuma gelen mesaj sesiyle irkildim. Cebimden çıkardığım telefonumun ekranına baktım.
Gönderen: Gökalp Aymaz
Mesaj: Geldiniz mi?

Merve omuzum da uyuklarken başını kaldırıp bana baktı. ''Kimden geldi mesaj?'' diye sordu. Tabi ki Gökalp diyemezdim. ''Hiç... Okulda bir kızdan.'' diyerek yalan attım.
Ardından Gökalp'e mesaj yazmaya başladım.
Gönderilen: Gökalp Aymaz
Mesaj: Daha uçağa bile binmedik kuzen gelince haber veririz.
Mesajı gönderdikten sonra telefonumu kilitleyip tekrar gözlerimi yola verdim.

Bir iki dakika geçer geçmez Gökalp mesaj attı.
Tamam kuzen haberleşiriz. Biliyorsun bu gün bu dev gibi sırdan kurtuluyorum! Ama umarım kaybetmem.
Mesajı gördüğümde bir an hüzünlenir gibi oldum. Merve'nin bu sırra cevabı ne olacaktı merak ediyordum. Tek istediğim ikisinin de üzülmemesi...
Gönderilen: Gökalp Aymaz
Mesaj: Biliyorum kuzen. Umarım kaybetmezsin!
Mesajı gönderdikten sonra arkama uzanıp yolun tadını çıkarmaya devam ettim.
Ah lanet olsun ki beni yalnız bırakmıyorlardı. ''Bu sefer kimden gelmişti bu mesaj''
diye mızmızlanarak telefonumun ekranına baktım. Aman tanrım!
Kerim mesaj atmıştı!

Merve ''Aleyna şu telefonunun sesini kıs yoksa camdan aşağı fırlatacağım!'' diye ofladı.
Konuşamaz oldum. Kerim bunca zaman sonra neden benle konuşmak istesin ki! Yoksa Merve ile Gökalp gibi bizde mi öyleydik. ''Aman canım saçmalama neler düşünüyorsun Aleyna'' diye kendi kendime konuştum. İyi ki sessiz konuşmuştum ki Merve duymamıştı.
Merve omuzum da olan başını kaldırıp bana baktı. Telefon elimde ''Kerim benimle konuşmak istiyormuş.'' dedim dudağımı büzerek. Merve'nin gözleri de gibi büyüdü. ''Bu çok iyi!'' dedi ardından. Ya ya aman ne iyi!
''Of konuşmak istemiyorum.'' deyip omuz silktim. ''Konuşmak istemediğimi söyleyeceğim.''
Merve elimdeki telefonu göz hızıyla alıp ''Sen aklını kaçırmışsın.'' diye sayıkladı. Ardından telefonumda bir şeyler yaptıktan sonra bana telefonu geri verdi.
Ardından bana dönüp ''Artık çok geç canım istersen konuşma da görelim.''
''Lütfen yapmadım de!'' diye yalvardım. Merve pis pis sırıttı. ''Yaptım!''
Telefona baktığımda Kerim'in teklifini kabul ettiğini gördüm. Tam da tahmin ettiğim gibi!

Sonunda arabadan inip uçağa binmek için hazırlanıyoruz... Merve çoktan uyandı!
Bir yer bulup çoktan oturmuş ve sıcacık daha buharı bile gözüken kahvemizi yudumluyoruz.

Acı gibi geçen bir saat sonucu uçağa bindik. Merve ''Görüşürüz aşkım.''
Ve yine ve yine aynı koltuklarda değiliz. Gelişimizde aynı koltuklar da olmamıza sevinmiştim. Çünkü yanımda pek yakışıklı bir çocuk oturmuştu ve iyi sohbet etmiştik.

Şimdi ise yanımda yaşlı bir amca oturuyor...
Cam kenarında oturduğum için çok sevinçliyim! Merveyi selamladıktan sonra yerimi aldım.
Uçak kalktığı bir iki dakika olmuştu ki beni bir hıçkırık sardı. Lanet hıçkırık! Ne yapsam kurtulamadım. Ne yapıyorlardı? Hıçkırık tam gelirken yutuyorlardı. Ya da baş aşağı falan mı duruyorduk? Şuan baş aşağı durmam pek de mümkün değil. Hatta hiç mümkün değil.

Bu yüzden peşimi bırakmayan lanet hıçkırık ile kendimi baş başa bıraktım...
Uyukluyordum... Ama uyumadığımı biliyordum. Bu nasıl bir duygu?
Aklıma bir anda Kerim geldi...
Saçma bir duygu beni saçma bir kişiye getirdi!
Kerim'in hakkını yiyemezdim. Bu hayatta belki de en çok onu sevmişimdir. Bir de küçük kardeşim...
Ama yine de beraber olamadık. Ben kendimi hiç ayrıldığımıza inandırmadım. Sadece olmayacak bir aşktı. Yanlış duygulardı. Yanlış insana aşık oldum. Her zaman buna inandırdım. Yaptığım veya yapacağım hiçbir şeyden de pişman değilim.
Hep özgür bir kız olmuştum. İstediğime çabucak ulaşabilen ve pek hızlı kurtulabilen bir kız. Bana niye böylesin diye soranlara cevabım;
''Bu hayata bir kere geliyorum. Tabi ki yaşayacağım!'' olurdu. Evet tam da dediğim gibi.
Hayatım boyunca bütün insan tipleri oldum. Her insan gibiydim!
Merve benim ve diğer insanların tam tersiydi! Merve hep diğer insanlardan farklı olmak istemiş ve başarmıştı. Zaten en yakın arkadaşım olma özelliğinin birinci kuralı da Merve'nin bu özelliğini etkiliyordu. Merve tıpkı Gökalp gibiydi!

KALPTEN HAYATAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin