13. Bölüm ÖLÜM

84 20 1
                                    

Gökalp ne demeye çalışmıştı? Aklım benliğim herşeyim oradaydı. Benim işim seninle değil babanla. Gökalp'in dediği cümle bir haftadır aklımı almıştı. İçimi sömürüyordu. Bir hafta önce, Gökalp beni bir eve getirmişti. Onu tanıdığımdan beri görmediğim bir ev...
"Beni bırak!" dememiştim.
Gökalp iyi mi oluyordu? Yoksa hala aynı ben mi farklı bakıştan bakıyordum? O gece orada kalmıştım. Aleynaya eve gideceğimi söylemiştim. Ve Aleyna beni evde biliyordu. Annem ise Aleynalarda. Bir yalan atmama gerek bile kalmamıştı. Gökalp sabah bana hiç unutamayacağım bir kahvaltı hazırlamıştı ve hatta kendi elleriyle. Bu anı beynimde fotoğrafını çekmiş ve unutmayacağıma dair kendime söz vermiştim. Ve daha sonra saat öğlene gelirken beni evime bırakmıştı. Günlerden Cumartesi, okul yoktu. Evet, okul kursunu asmış yatağımda yatıyordum...

Sıcacık yatağımdan çıkmaya hiç niyetim yoktu. Gökalp'in o dediğini düşünüyordum. Ve babamı arayıp sormaya karar verdim. Yanıbaşımdaki sehpanın üzerinde duran telefonumu alıp babamın numarasını tuşladım. Ama telefonu kapalıydı. Oflaya oflaya telefonumu geri yerine bırakırken telefonumun mesaj melodisiyle hemen ekrana baktım.

Gönderen: Mert Sönmez.
Mesaj: Merve, müsait misin? Biraz konuşabilir miyiz?
Gökalp beni Mert hakkında uyarmıştı. Mert ile geçen ilişkimiz doğru olmadığını söylemişti. Hatta ''Ondan uzak dur!'' demişti. Ama bu konuda Gökalp yanılıyordu diye düşündüm. Çünkü Mert, çok iyi yardımsever şevkatli bir çocuk diye düşündüm. Gökalp'in tam tersi...
Mesaj'a tıkladım ve yazmaya başladım.
Gönderilen: Mert Sönmez.
Mesaj: İyi olur, nerede ve ne zaman buluşalım?
Mesajı gönderikten sonra yanıt gelmesini bekledim. Bir iki dakika sonra mesaj geldi.
Gönderen: Mert Sönmez.
Mesaj: Yarım saat sonra seni alabilir miyim? Bizim eve geçeriz ne dersin?
Bu fikirin iyi olacağını düşünmemiştim açıkcası. Ama Mertten bana ne zarar gelebilirdi? İnsan sevdiğine zarar verir miydi? Tabi Mert hala beni seviyorsa bu dediğim geçerli olurdu. Ama bir sorun olmayacağını düşünüp Mert'in mesajını onayladım. Ve telefonumu geri sehpanın üzerine koyup sıcacık yatağımdan kalktım. Gardolobumun yanına kadar varıp gardolobumun kapağını açtım. Üst rafta renkli tişörtler,hırkalar, etekler... Hemen altındaki rafta, siyah tişört ve taytlar...
Hemen altında ise askıda elbiseleri vardı. En alttaki rafta da şortlarım ve kot pantolonlarım bulunuyordu. İç çamaşırlarım gardolobumun yanındaki küçük raflı çekmecede bulunuyordu. Aynı zamanda çorap vesaire...
Siyah bir tişört çıkarttım. Ve de bilekte kot pantolonlarımdan birini seçtim. Üzerime giydikten sonra saçlarımı dağınık bir topuz yaptım. Telefonumu arka cebime koyup annemin yanına, mutfağa geldim. ''Anne, ben biraz dışarı çıkıyorum birşey istiyor musun?'' "Hayır teşekkürler bebeğim. Kendine iyi bak!'' dedikten sonra kapının önündeki vestiyerden siyah spor ayakkabılarımı giydim.
Ve evden çıktım.
Mert'i arayacaktım fakat Mert çoktan gelmişti. ''Çok beklettim mi?''
"Hayır yeni geldim.''dedikten sonra gülümsedi. Gülümsedim. Arabasının kapısını zarif bir şekilde açıp içeriye oturmamı bekledi.Arabanın içerine bindikten sonra telefonuma gelen mesaj sesiyle ekrana baktım.
Gönderen: Gökalp Aymaz
Mesaj: O arabadan çabuk in.
Bu neydi şimdi? Gökalp arabaya bindiğimi nasıl biliyordu? Yoksa beni takip falan mı ediyordu? Hiç mi hiç aldırış etmedim. Telefonumu kilitleyip cebime attım.
Mert ''Bir şey olmuş gibi?'' deyip sorunun cevabını bekledi yüzüme bakarak. ''Yok bir şey'' deyip yüzüne gülümsedim. ''O zaman iyi'' deyip gülümsememe eşlik etti. Bir kaç dakika sonra Gökalp bir mesaj daha attı.
Sana son kez diyorum Merve o arabadan in.
Bu sefer Mert yüzüme sorgular gibi baktı. Ve telefonumu kökten kapattım. On beş  dakikalık bir yolculuk sonrası Mert'in evine gelmiştik. Mert arabadan inip yine kapıyı zarif bir şekilde açtı.
Bu çocuk çok zarifti!
Evin içersine girdiğimizde ''Sen rahatına bak ben bize içeçek bir şeyler getireyim.'' dediğinde. ''Yo... Yok... Hayır birşey istemiyorum.'' deyip onu geri çevirdim. ''Hımm pekala.'' deyip yanıma oturdu.
Ve yüzünü bana döndürdü. Bir an sessizlik bulunduğumuz ortamı ele geçirmiş gibi oldu. Hemen bu sessizliği bozup ''Evet, ne konuşacaktın benimle?'' dedim ve soru işaretleriyle Mert'e baktım.
"Merve, sen çok iyi bir kızsın. Ayrıca çok güzel bir kızsın da. Seni çok üzdüm, bunu fark edebiliyorum.'' dedikten sonra bana biraz yaklaştı.
"Mert sorun değildi."
"Ben çok üzgünüm... Biliyorum yaptığım ve yapacağım şeyler artık bir anlam ifade etmeyecektir.'' dedikten sonra iyice bana sokuldu. Bundan rahatsız olup ''Biraz geri gider misin? Ne yapıyorsun?'' deyip gözlerimi irileştirdim. ''Sen çok güzel bir kızsın.'' dedi. Gözleri görmüyor gibiydi... Bir sahroş gibi davranıyordu...
Beni ensemden tutup kendine doğru çektiğinde ellerimi vücuduna koyup bütün gücümle Mert'i ittim. ''Asıl beni şuan çok üzüyorsun.'' dediğimde gözlerim dolmuştu bile.
Mert ''Ama artık ne iyilik ne kötülük yaparsam yapayım senin için bir anlam ifade etmeyecek!'' dedi.
"Lütfen, öyle düşünme.'' dediğimde ''Çünkü Gökalp kazanacak!'' dedi.
"Ne kazanacak Gökalp?''
"O kazanacak!'' diye tekrar etti. Mert çok korkutucu görünüyordu. Ensemi bırakıp kolumu elleriyle kavradı ve beni peşine sürüklemeye başladı. ''Mert, bırak beni lütfen!'' dediğimde ağlıyordum bile. ''Bu iş bu gece bitecek işte o zaman Gökalp Aymaz kim kazandı göreceğiz.'' diye sayıkladığında gözlerim irileşti ve ağlamam daha da yükseldi. ''Bırak!'' diye bağırdım.
Mert kapıyı açıyordu ki DAAAN! diye bir ses geldi. İçeriden Mert hemen duraksadı. O an kaçmak için en uygun bir zaman dilimi olduğunu düşündüm. Ve elinden bir çırpıda kurtuldum. Uzun koridordan sonra salona vardığımda Gökalp tam karşımda duruyordu. Ağlıyordum. Hemen koşup Gökalp'e sarıldım. ''Ben... Ben... Özür dilerim... Keşke seni dinleseydim... İnseydim o arabadan'' dedikten sonra ağlamaya devam ettim. Ardından bir alkış sesi ''Vay vay vay. Gökalp bey, Mervesine kavuşmuş...'' Mert hem gülüyor hem ağlıyordu. İlk kez bir erkeğin ağlamasına şahit oluyordum. Ama bu ağlama çok farklıydı. Sanki bir deli gibi. Hem ağlamak hem gülmek...
Gökalp ''Kes sesini lan!'' Gökalp çok sinirli gözüküyordu. Avucunu yumruk yapmıştı ve dişlerini sıktığı buradan bile belli oluyordu. ''Kavuştun sonunda! Bak şimdi inkitam zamanı değil mi Gökalp? Bu intikam oyununda yine bir kalp kırdın ve kıracaksın.'' dediğinde Mert gülmeyi kesmiş sadece ağlıyordu. Gökalp sesini çıkarmadı. Mert ''Ben...Ben... hep küçükken beni sev istedim. Belki öz kardeş değildik ama üvey olduğumuzu sevgimizle belirtmeyiz sandım. Sen... Sen hep en büyüğü olmak istedin. İnsanlar yanında diz çöksün istedin. Beni sevmedin sen!'' Gökalp ''Mert sus...''Bu sefer sıra bende kardeşim...Bu sefer ben konuşacağım sen dinle!'' dedikten sonra devam etti. Gökalp ifadesiz bakışlarla Mert'e bakıyordu. Mert ''İntikam almak istedin. Canını yakanların canını yakmak istedin. Ama benim canımı yaktın. Ben senin canını yakacak bir şey yapmamıştım oysa! Sen hep benden sinirini çıkardın. Sevdiğim kızı elimden aldın!'' Gökalp gözlerini Mertten kaçırdı. Mert ''Bak yüzüme bak!'' diye bağırdığında korkum şiddetlendiğinden bir hıçkırık attım ortaya. İkisinin de gözleri üzerimdeyken Mert ''Ben bugün Merveyi halledecektim''dediğinde bir hıçkırık daha koydum ortaya. Gökalp'in siniri daha da artarmış gibi oldu. Ardından Mert '' Sonra onu öldürecektim.'' dedi ve belinden siyah bir silah çıkarttı. Silahı görür görmez tiz bir çığlık attım. Gökalp ''Mert o silahı bırak!'' diye emretti. Mert olumsuzca başını sallayıp ''Merveyi alacaktım elinden Gökalp Aymaz. Merveni öldürecektim.'' dedi. Gökalp hiçbir şey demedi. Ben ellerimi ağzıma götürüp hıçkırıklarımı kesmeye çalışıyordum. Mert ''Nergis'i benim elimden nasıl aldıysan bende senin elinden Merveyi alacaktım kardeşim'' Gökalp ''Kes sesini ve bırak o elindeki silahı!'' Bu anı hafızandan hiç silme olur mu?'' deyip silahı kalbine yöneltti. ''Hayır... Hayır... Hayır...'' diye bağırdım.Gökalp ''Sakın aklından geçen şeyi deneme!'' Mert gözlerini bana dikip konuşmaya başladı. ''Merve Göktürk, seni sevmiştim ben ama bu sevgim sana uygun değildi biliyorum. Seni üzdüm belkide! Özür dilerim kendine ve Gökalp'e iyi bak!'' dediğinde hiçbir şey bile diyemedim. Ağlıyordum sadece! Çok şiddetli ve sesli bir şekilde. Mert bu sefer Gökalp'e döndü. ''Kardeşim, sen beni ne kadar sevmesende ben sevdim seni. Bana ne kadar kötü davransan emretsen de kardeşlik nedir öğrendim bazen. Sen bana sevgi vermedin ama güç verdin kardeşim.'' dediğinde Mert'in gözlerinden bir iki yaş daha aktı ve dudakları titriyordu. ''Gökalp Aymaz. Seni seviyorum kardeşim.'' dedi ve gözlerini kapatıp tetiği çekti...

KALPTEN HAYATAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin